'Açılım' asıl yandaşlara!

Kültür ve Turizm Bakanı'nın, ders kitabı pastasının tamamiyle, Fethullahçıların ön planda olduğu özel yayıncılığa terkedileceğine işaret eden açıklaması, AKP'nin asıl "açılım"larının yönünü gösterdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 4-5 Aralık'ta Ankara'da düzenlenen "5. Ulusal Yayın Kongresi"nin sonuç bildirgesini açıkladığı dünkü basın toplantısında, ücretsiz ders kitabı sağlamanın devletin sosyal sorumluluğu kapsamında olmasıyla birlikte, kitapların basım ve dağıtımının kamu yayıncılığından özel yayıncılık sektörüne devredileceğini söyledi.

Bildirgede, "Milli Eğitim Bakanlığı, özel sektör yayıncılığı ile rekabet yapmamalı. Belirlenecek bir plan dahilinde ders kitabı yayıncılığından çekilmelidir" ifadelerine yer verildiğini belirten Günay, "zorunlu ilköğretim aşamasında kitapların devlet tarafından öğrencilere dağıtılması sosyal devletin vazgeçilmez bir gerekliliğidir ama bu kitapların üretimi ve dağıtımı, kitabevleri ve yayıncılık sektörünün gelişmesini engellemeyip destekleyecek bir şekilde yeniden düzenlenebilir" diye konuştu.

Basına Ertuğrul Günay'ın duyurduğu, aslolarak ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğundaki bir konuda alınan bu kararın, sonuç bildirgesindeki dikkat çekici diğer başlıklarla uyumlu olduğu ve AKP hükümetinin eğitim alanını da kapsayan fakat kültür-sanat ve yayıncılık alanını da yandaş kuruluşlar eliyle tümüyle kuşatmaya odaklanan yeni bir açılımının parçası olduğu anlaşıldı.

Devlet olanakları yandaş basım-yayın şirketlerine...
İlki 1939'da, sonuncusu 1998'de toplanan ve en son da beşincisi geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinatörlüğünde Ankara'da yapılan Ulusal Yayın Kongresi'nde, Günay'ın da değindiği üzere, öncekilerden farklı olarak özel yayın sektörünün ön planda olduğu, sektörün ise Fethullah Gülen cematine ait kuruluşlarca kuşatıldığı gözlendi.

Elif Şafak'lı açılış yapılan kongreye, ilgili tüm devlet kuruluşlarının yanı sıra, kültür-sanat ve yayıncılık alanında faaliyet gösteren ve kongrenin resmi sitesinde "Sivil Toplum kuruluşları" olarak nitelenen, Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Yayıncılar Birliği ile Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) gibi Fethullahçı kurumlar ağırlıklı olarak katıldı.

Şimdiden sonra devletin daha çok denetleyici ve bir araya getiren konumunda olacağını söyleyen Günay, "denetleme" konusunda hangi kriterlerle hareket edileceğini ve devletin maddi kaynaklarının hangi dolayımlarla-nerelere peşkeş çekileceğini fazlasıyla ele veren kararlardan öne çıkan bazılarını şöyle sıraladı:

"Devlet ve öğrenim bursu veren kurumlar öğretmenlere, akade­misyenlere, öğrencilere kitap bursu vermelidir.

"Yayınlama özgürlüğünün sağlanabilmesi amacıyla kanunlarda­ki ifade özgürlüğüne aykırı bölümler kanun metninden çıka­rılmalı.

"Yerel yönetimler, sektör örgütleri, STK'lar ve özel sektörün destekleriyle, 'Edebiyat Evi'-'Çevirmen Evi'-'Yazar Evi' gibi kül­tür ortamları oluşturulmalı.

"Gazete ve dergilerin promosyon olarak kitap, yardımcı ders kitabı, eğitim araç ve gereçlerini dağıtmasının önüne geçilmeli.

"Çeviri talebinin yoğun olmadığı ülkelerde Yunus Emre Türk Kültür merkezleri açılmalı."

Kültür-Sanat alanı yayıncılığı daha önceden devredildi
Ertuğrul Günay daha önce de, "önceki yıllarda sektörde faaliyet gösteren herhangi bir yayınevi gibi yapılanan ve hemen her alanda kitap basımı gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu alandaki rolünü yeniden kurguladıklarını, özel sektörün gelişmesi için engelleri ortadan kaldıran bir kurum olarak yeniden yapılandıkları"nı söylemiş, 2000'lerin başında yılda 230 civarında kitap yayınlayan Bakanlığın artık yılda sadece 10-15 kitapla sınırlı kaldığını belirtmişti.

CHP'den AKP'ye geçişi, liberal cenah tarafından "AKP yönetimine entelektüel destek sağlayabilecek ve AKP'yi merkeze çekebilecek baş aktörlerden biri olacağı" ifade edilerek sevinçle karşılanan Günay, Bakanlığı koordinatörlüğünde düzenlenen kongreye katılanlar ve kongrede planlananlarla, Fethullahçıların taşeronluğuna iyiden iyiye ısındığını gösterdi.

Günay'ın dün açıkladığı kararlardan biri sayesinde ise, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Mütevelli Heyeti Başkanı, kendisinin de başkan yardımcısı olduğu, heyetin diğer üyeleri arasında, "türbana özgürlük" bildirisine imza attıkları bilinen ve heyet üyeliğine atanmaları Bakanlar Kurulu kararıyla gerçekleşen Prof. Dr. Mehmet Kara, Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan ile Doç. Dr. Coşkun Çakır'ın da bulunduğu Yunus Emre Vakfı'na ait Türk Kültür Merkezleri'nin de, kültür-sanat, eğitim ve dış ilişkiler alanındaki ağırlığının artırılmaya çalışıldığı görüldü.

(soL-Haber Merkezi)