AB'ye vize rüşveti: Geri kabul anlaşması

AKP, AB'nin yıllardır dayattığı “Geri Kabul Anlaşması”nı dün imzaladı. Anlaşma Türkiye üzerinden kaçak olarak AB'ye geçiş yapan üçüncü ülke vatandaşları Türkiye'ye iade edilmesini öngörüyor. AKP ise bu anlaşmayı vize serbestisi anlaşmasına bağlayarak, AB'ye bir rüşvet olarak vermiş oldu.

Alper Birdal - soL

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında Vize Serbestisi Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşması dün Ankara'da imzalandı. Anlaşmalara Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström imza attı. Davutoğlu, atılan imzaları “tarihi bir noktaya geldik” sözleriyle değerlendirirken sonra, “Önümüzde üç aşama var. Birincisi bugünden başlayacak olan psikolojik devrim aşaması. Algılar değişecek, vize serbestisi ile Türkiye ve AB halkları arasında iletişimde yeni dönem başlayacak. İkinci aşamada, önümüzdeki 3-3,5 yıl boyunca kurumlar arasındaki çalışmalar hızlanacak ve artacak. En önemlisi ise uzun vadede Türkiye ve Avrupa halkları, yoğun bir etkileşim içine girecekler” diye devam etti.

Geri kabul kesinleşti
Davutoğlu'nun üzerinde durmadığı husus ise, vize serbestisinin kesin olmaması. AB, önümüzdeki 3,5 yıl boyunca Türkiye'nin Geri Kabul Anlaşması'nın hükümlerine uyup uymadığına baktıktan sonra vize serbestisi konusunda karar verecek.

Kesin olansa, AB'nin 2003'ten beri Türkiye'ye dayattığı Geri Kabul Anlaşması. Anlaşma, Türkiye üzerinden AB topraklarına geçen “düzensiz göçmenler”in, Türkiye'ye iadesini öngörüyor.

Erdoğan itiraf etti
İmza törenine katılan Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşmada Geri Kabul Anlaşması'na neredeyse hiç değinmemesi dikkat çekti. Erdoğan, “AB'yle vizeler kalkacak” propagandasına ağırlık verdiği konuşmasında Türkiye'ye ağır bir yük getirecek, dahası sığınmacıların mağdur olmasına neden olacak Geri Kabul Anlaşması konusunda yalnızca, “Önümüzdeki dönemde vatandaşlarımıza en kısa süre içerisinde vize muafiyeti sağlanabilmesini teminen, geri kabul anlaşmasının uygulanmasına ilişkin süreç kararlılıkla sürdürülecektir” dedi. Başka bir ifadeyle Erdoğan, sessizce Geri Kabul Anlaşması'nın vize serbestisi için önden verilen bir “rüşvet” olduğunu itiraf etti.

AB bunu hep yapıyor
Geri Kabul Anlaşması Türkiye'ye 2003'ten bu yana sürekli dayatılıyor. Türkiye uzun bir süre, üçüncü ülkelerle imzalanan bu anlaşmayı imzalamayı reddetti. Zira AB'yle üyelik müzakereleri yürüten Türkiye, “üçüncü ülke” muamelesini reddediyordu. Ancak bu tavır ilk olarak 2009'da değiştirildi ve AKP, vize serbestisi karşılığında Geri Kabul Anlaşması'nı imzalamayı müzakere etmeye başladı.

AB, bu anlaşmanın ağır hükümleri ve beraberinde getirdiği insan hakları ihlalleri nedeniyle Geri Kabul Anlaşması'nı imzaladığı ülkelere genellikle bazı ödünler verme yoluna gidiyor. Bu ödünler çoğunlukla serbest ticaret anlaşmaları ya da vize serbestisi oluyor.

İnsan hakları ihlal ediliyor
Geri Kabul Anlaşmaları AB Üye Devletleri'nin düzensiz göçün yarattığı insani trajedinin yükünü başka ülkelere yıkmasını sağlıyor. Uluslararası Adalet Divanı'nda ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bu anlaşmalar nedeniyle sınırdışı edilen sığınmacıların haklarının ihlal edildiğini söyleyen kararları mevcut. Örneğin AB'nin, Ukrayna'yla yaptığı Geri Kabul Anlaşması nedeniyle, topraklarına ebeveynleri olmadan gelen çocukları bile Ukrayna'ya geri yolladığı biliniyor.

AB'nin en büyük sorunu çözülecek
AB'nin Türkiye'ye 10 yıldır Geri Kabul Anlaşması'nı dayatması ise nedensiz değil. Zira Türkiye, AB'ye kaçak yollardan giriş yapanların en fazla geçiş yaptığı ülke. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) raporuna göre 2010'da Yunanistan'da yakalanan 132 binden fazla üçüncü ülke vatandaşının 53 binden fazlası Türkiye üzerinden geldi. 2012'nin ilk 9 ayında bu sayı 70 binin üzerindeydi. AB'nin dış sınırlarını denetleyen Frontex'e göre 2012'de AB'ye yasadışı yollardan girenlerin yüzde 56'sı Türkiye-Yunanistan sınırından geçti.

Özellikle Suriye'deki savaş nedeniyle Türkiye üzerinden AB'ye göçte büyük bir artış yaşandığı biliniyor. Geri Kabul Anlaşması'nın Türkiye'deki yüzbinlerce Suriyeliyi etkilemeyeceği belirtiliyor. Ancak 2012'nin ikinci yarısında Türkiye üzerinden kaçak yollarla Yunan adalarına geçenlerin yüzde 32'si Suriye vatandaşlarıydı. Başka bir deyişle bu binlerce kişi de bundan sonra Türkiye'ye iade edilecek ve Türkiye'de “misafir” statüsünde kaldıkları, çetelerin cirit attığı kamplara yollanacak.

Davutoğlu: Biz de doğuya iade ederiz
Ahmet Davutoğlu, Geri Kabul Anlaşması'nın Türkiye'ye ek külfet getirmeyeceğini savundu. Türkiye'nin göç akımını durdurmak için doğusundaki ülkelerle Geri Kabul Anlaşması yapması gerektiği iddiasına da değinen Davutoğlu, “Türkiye’nin doğusundaki bazı ülkelerle geri kabul anlaşması var zaten. Olmayanlarla da yapılacak” dedi.

Türkiye son yıllarda Ukrayna, Rusya, Pakistan, Suriye, Nijerya, Romanya gibi birçok ülkeyle Geri Kabul Anlaşması yaptı. Halihazırda birçok başka ülkeyle de görüşmeler sürdürüldüğü biliniyor. Ancak göçmen ve mülteciler hukuku konusunda birçok hak ihlali yaptığı için sık sık eleştirilen Türkiye, bu anlaşmalar vasıtasıyla şu mesajı vermiş oluyor: AB bize iade edecek, biz de geldikleri yere geri yollayacağız.

Başka bir ifadeyle Türkiye, dün imzalanan anlaşmayla AB'nin vahim insan hakları ihlallerine tam boy suç ortaklığı yapacak.