ABD "boğazımızı" sıkıyor

ABD Karadeniz'e yerleşmek için Türkiye'nin daha fazla desteğini istiyor. NATO'nun bölgeye girişini destekleyen Türkiye büyük bir krizin içine yuvarlanmış durumda. SON DAKİKA: Türkiye ile ABD askeri gemi geçişi konusunda anlaştı.

soL (HABER MERKEZİ) ABD'nin son Gürcistan-Osetya provokasyonuyla Rusya'yı hedef alan faaliyetlerinin ilk görünen sonucunun Gürcistan'daki Amerikan askeri varlığının güçlendirilmesi olacağı belirtiliyor. Boğazlar üzerinden Karadeniz'e "insani yardım" kılıfıyla gönderilmesi tasarlanan Amerikan donanma gemilerinin geçişi ile ilgili tartışmalarda "Türkiye - ABD ilişkilerinde yeni bir 1 Mart krizi" benzetmesinin yapılması ise, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin gergin tutulması için yaratılan bir hayalet olarak görülüyor.

Dün Brüksel'de gerçekleştirilen NATO toplantısında, ABD'nin Rusya ile ilişkilerinde "oynak zemin" oluşturan müttefiklerini yanına çekerek çıkarttığı Rusya karşıtı tavır Washington'un elini rahatlatırken, ABD'nin "insani yardım" kılıfıyla Gürcistan'a askeri yığınak yapmasının önünün açıldığı belirtiliyor.

ABD Başkanı George Bush geçen Çarşamba, Gürcistan'a yapılacak insani yardımları anlatırken ABD askeri güçlerinin Kafkasya'daki müttefik ülkelerde "güçlü ve sürekli" bir şekilde konuşlandırılacağını vurgulamıştı. Bush konuşmasında insani yardım misyonunun "ABD ordusu tarafından" yönetileceğini, hali hazırda bir C-17 savaş uçağının Gürcistan'a gönderildiğini ve gelecek günlerde de "insani ve tıbbi yardım için" deniz kuvvetleri kadar savaş uçaklarını da kullanacaklarını söylemişti. ABD Başkanı Rusya ve Gürcistan arasında anlaşmaya varılmasının üzerinden bir gün bile geçmeden yaptığı bu tahrik konuşmasında "Rusya'nın Washington'un bu 'insani' operasyonuna müdahale etmeyeceğini umduklarını" vurgulamıştı. Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili de bunun ardından Tiflis'te yaptığı açıklamada "ABD Başkanının açıklamasını duydunuz, Gürcistan'da bir askeri-insani yardım operasyonunu başlatıyorlar. Bu Gürcü liman ve havaalanlarının ABD savunma bakanlığı kontrolüne geçmesi demektir" şeklinde konuya açıklık getirmişti.

Gürcistan için yeni bir "işgal" anlamına gelen bu "insani yardım" operasyonunun dünkü NATO toplantısının çıktılarıyla birlikte önünün açıldığı yorumları yapılırken Türkiye'nin Boğazlar'dan ABD "yardım" gemilerinin geçişine izin verip vermeyeceği konusu da dikkatlerin çevrildiği bir başka başlık oldu.

1 Mart tezkeresi hayaleti
Boğazlardan ABD gemilerinin geçişine izin verilmesiyle ilgili haberler bir haftadır ABD ve Türkiye medyasında ilginç biçimlerde gündeme geliyordu. soL'da da değerlendirilen bu haberlerle ilgili dün yaşanan gelişmeler, ABD "insani yardım" kılıflı işgal operasyonunun şimdilik diplomatik sınırları fazla zorlamadan sürdürüleceğinin işaretini verdi. Dün dışişleri kaynakları tarafından, Türkiye ve ABD arasında sürdürülen "danışmaların" sonucunda boğazlardan geçiş konusunda Montrö anlaşmasına sadık kalınacağı açıklamaları yapıldı.

Uzmanlar, ABD'nin, Rusya'ya yönelik kuşatma harekatında donanmasını Karadeniz'e sokma planından vazgeçmeyeceği değerlendirmesi yaparken, son krizde hassas bir konumu olan Türkiye'yi şimdilik fazla zorlamamayı tercih ettiğini belirtiyorlar.

Diğer yandan, yine dün ajanslara düşen "Türkiye - ABD ilişkilerinde yeni bir tezkere krizi mi" başlıklı haberlerse Ankara'yı gerektiğinde sıkıştıracak bir koz olarak görülüyor.

Buna göre ABD'deki düşünce kuruluşu Heritage Vakfı Rusya ve Avrasya Çalışmaları uzmanı Ariel Cohen, iki Amerikan yardım gemisinin insani yardım amacıyla Karadeniz'e girmesine izin vermediğini savunarak, bu tutumu, 1 Mart tezkeresine benzetti. Aynı zamanda Amerikan Dış İlişkiler Konseyi ve Londra'daki Stratejik Çalışmalar Uluslararası Enstitüsü üyesi de olan Cohen, "Türkiye bizim NATO müttefikimiz ve Gürcistan'ın da bir dostu olarak, komşusu Gürcistan ve Amerikalı müttefiklerine karşı daha destekleyici bir tutum almalıydı" dedi.

"Stratejik ortak, kader ortağı"
Son krizde Türkiye'nin, Rusya ile ilişkileri ve görünürdeki "geç kalan, sonra da uzlaştırıcı rol benimseyen" pozisyonuna karşın ABD ile koordineli bir şekilde rol üstlendiği biliniyor. Özellikle NATO çerçevesinde bir süredir Gürcistan ordusuna hamilik yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, yeni bir 1 Mart tezkere krizinin yakınından bile geçmesine ihtimal verilmiyor.

Diğer yandan Rusya ve ABD arasında enerji koridorları ve buna dair bir stratejik kapışma söz konusu olduğunda Türkiye'nin kaderinin Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi hatlarla çizilmiş olduğu da hatırlatılıyor.

Özetle, Türkiye'nin ABD'nin Gürcistan'ı işgaline "yardımcı olmaması" gibi bir olasılık gerçekçi görülmüyor. Bu görüşler, siyasi tablodaki son gelişmelerle ülkede egemen olan Amerikan barışının Türk-ABD ilişkilerinde bir kader ortaklığı yarattığı ve ülkedeki iktidar odaklarının ipleri ABD'ye teslim ettiği değerlendirmeleriyle destekleniyor.

SON DAKİKA: Türkiye ile ABD anlaştı
Bu arada bu akşam saatlerinde Türkiye ile ABD arasında, iki askeri gemi ve bir refaketçi geminin Gürcistan'a gitmek üzere Boğazlar'dan geçişi konusunda anlaşma sağlandığı haberleri geliyor. ABD'li yetkililer en son "Montrö Sözleşmesi'ne saygı gösterecekleri"ni açıklamış ve daha önce gündeme gelen iki dev hastane gemisi dışında başka seçenek arayacaklarını belirtmişlerdi. Anlaşmaya konu olan gemilerin tipine ilişkin bir açıklama henüz yapılmadı.