AB Türkiye'nin "suyuna gidiyor"

Başmüzakereci Egemen Bağış "AB sorunlarını Türkiye'siz aşamaz" dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Kulübünün düzenlediği ''Değişen Dünya Düzeninde Türkiye'nin Enerji Politikaları'' başlıklı konferansa katıldı. Konferansta yaptığı konuşmada Bağış, AB'nin sorunlarını Türkiye'siz aşamayacağını söyleyerek ''Nasıl 45 yıl direndikten sonra müzakere tarihi verdilerse Türkiye'ye üyeliği de aynı şekilde getirip verecekler'' dedi.

"AB standartları gelirse terör için sebep kalmaz"
Konferansta katılımcıların sorularını da yanıtlayan Bağış, enerji hatlarına yönelik olası terörist saldırılara karşı ne gibi önlemlerin alındığının sorulması üzerine, alınan en iyi önlemin demokratik açılım süreci olduğunu söyledi. Demokratik açılımı çok önemsediğini, çünkü demokratik açılımın Türkiye'nin standartlarının AB standartlarına yükselmesiyle alakalı olduğunu söyleyen Bağış, AB standartlarında vatandaşlık hakkı sağladıktan sonra insanların teröre bulaşması için artık çok fazla sebep kalmayacağını iddia etti.

Biz kanunlarımızı değiştirip, standartlarımızı AB standartlarına yükseltirsek, bugünkü anayasa gibi askeri bir darbe sonrası yazılmış bir anayasayla değil, gerçek demokratik standartları benimsemiş, farklı düşüncelere sahip olan bütün vatandaşlarımızın haklarını ve hukukunu eşit seviyede koruyan bir anayasaya kavuşabilirsek, Türkiye'nin AB yolu çok kısa bir sürede açılır'' şeklinde konuştu.

Kıbrıs kilit nokta
Müzakerelerdeki enerji faslıyla ilgili bir soru üzerine, Rum kesiminin Akdeniz'de istediği gibi petrol aramak istediğini ancak Türkiye'nin buna itiraz etmesi nedeniyle bu fasılda sorun olduğunu vurgulayan Bağış, Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye'nin önündeki siyasi sorunlu fasılların tamamlanamayacağını söyledi. Bağış, "Kıbrıs şu aşamada AB'deki en önemli mihenk taşlarımızdan birisi'' dedi.

"Türkiye çözüm merkezi"
Bağış, Avrupa'nın enerji konusunda da askeri güç konusunda da Türkiye'ye gereksinimi olduğunu belirterek, ''İşte Amerika, Afganistan'da askeri gücü artıracağını söyledi. Bütün dünyanın gözü bizim üzerimizde. NATO'nun askeri güç anlamında birinci ülkesinden sonra ikinci ülkesi ne yapacak?'' şeklinde konuştu.

Bağış, şu an Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı sorunlar düşünüldüğünde, Türkiye'nin bir çözüm merkezi olduğunu vurguladı. Bağış, Avrupa'nın bugün ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'inin Türkiye'nin olduğu bölgede bulunduğunu söyledi.

Kapı bizdeyse anahtar niye AB'de?
AB'nin sorunlarını Türkiye'siz aşamayacağını birçok kez yineleyen ve enerji kaynaklarının büyük bölümünün Türkiye coğrafyasında olduğunu belirten Bağış, akıllara "neden boru hatları sadece AB'nin enerji güvenliği için gündeme geliyor, madenler ve su kaynakları diğer ülkelerin ve AB'nin kullanımına açılıyor?" sorusunu getirdi.

Bilindiği gibi, Türkiye, Fırat ve Dicle havzasının yönetimini AB'ye ve İsrail'e devretmeye hazırlanıyor. 10-11 Aralık'ta gerçekleştirilecek AB Zirvesi'nin Çevre faslında Dicle ve Fırat Havzası'nın yönetimi konusunda Birliğe doğrudan müdahale hakkı vermesi ve İsrail'in de yönetime ortak edilmesi konuşulacak. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye'nin sınırı aşan sularda AB'ye uyumu kabul ettiği basına yansıdı. Türkiye bu kararı alarak hem kendi hem de Irak ve Suriye'nin geleceğini AB'nin inisiyatifine terk etmiş ve özelleştirmelerin, suyun bölge halklarına parayla satılmasının da önünü açmış oldu.

Dicle ve Fırat sularının yönetiminin devredilmesi, Türkiye'nin kaynaklarının zenginliği ve AB için çözüm merkezi olmasıyla övünen Bağış'ın sözlerinin aksine, sorunların çözümünde AB'nin Türkiye'ye muhtaç olduğunu değil, Türkiye'nin AB'ye muhtaç bırakılacağını gösteriyor.

(soL - Haber Merkezi)