soL (HABERMERKEZİ) Başbakan, Meclis Başkanı ve bakanlar, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle "barış mesajları" yayınladılar. Nisan 1 şakası gibi olan mesajlarda yer alan "barış ve adalet" söyleminin Türkiye'nin yakın coğrafyasında yaşanan savaş ve çatışmalarda oynadığı rollerle tezat oluşturması, "hükümet bu kadar barıştan yanaysa, ülkeyi son dönemde sürekli hissedilen savaş tehdidine kim sürüklüyor" sorusunu akıllara getirdi.
"Medeniyetler İttifakı"yla barış
Başbakan Erdoğan, Dünya Barış Günü mesajında, bölgedeki sıcak çatışmalara değinmeden, dünyada savaşların sorumlusu olarak "terörü" işaret eti ve "medeniyetler ittifakı"nın dünyaya barış getireceğini ileri sürdü. Mesajda, "şiddetin, haksızlığın birçok bölgede artarak devam ettiği, terörün küresel bir bela haline geldiği günümüzde, daha fazla geç olmadan, özlenen barış ve adaletin dünyada tesisi için artık herkes üzerine düşeni yapmalıdır" denilerek, "Türkiye olarak bizim de katıldığımız Medeniyetler İttifakı'nın gerçekleştirilmesi ve hoşgörünün yaygınlaştırılmasına yönelik uluslararası çabalar, dünyada köklü bir barışın oluşması bakımından son derece önemlidir" ifadelerine yer verildi.
"Turizm trafiği artarsa barış gelir"
TBMM Başkanı Köksal Toptan, yayınladığı mesajda, barışla kuşatılmış adil bir dünyada yaşamanın insanoğlunun en eski özlemi olduğundan söz ederek, barış yolunun adaletten geçtiğini belirtti ve "özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, barış yanlısı uluslararası kamuoyunun sesini her geçen gün daha fazla yükseltiyor olması, dünya barışının geleceği adına ümit verici bir durum" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "1 Eylül Dünya Barış Günü'nün gerçek anlamıyla idrak edilmesini ve hayatın merkezine taşınmasını umduğunu", dünya barışının en önemli dayanaklarından birinin "turizm trafiğinin artması" olduğunu söyledi.
İktidardaki siyasetçilerin, yayınladıkları "barış" mesajlarında, Türkiye'nin hemen yanı başındaki savaşlara ve içinde bulunduğu savaş tehdidine hiç değinmemeleri dikkat çekti.