Gebze'de 15-16 Haziran etkinliği

Bu Düzen Değişmeli diyenler, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 48. yıldönümünde Gebze’de buluştu. Flormar direnişçileri, Bu Düzen Değişmeli Platformu bağımsız milletvekili adayları, çeşitli fabrikalardan işçilerin katıldığı etkinlikte, işçi sınıfının iktidarı kurulana kadar mücadelenin süreceği vurgulandı.

soL - Gebze

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin yıldönümünde Gebze’de işçiler buluştu. Bu Düzen Değişmeli Platformu Kocaeli Bağımsız Milletvekili Adayı Mustafa Tozkoparan ve İstanbul 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Orhan Aydın’ın yanısıra, direnişteki Flormar işçilerinin ve 15-16 Haziran tanıklarının yer aldığı etkinliğe, Ufuk Karakoç da türküleriyle destek verdi. 

15-16 Haziran’a ilişkin kısa bir film gösterimiyle başlayan etkinlik, Büyük İşçi Direnişi’ne katılan, bu direnişe tanıklık eden Sertif Kahraman’ın konuşmasıyla devam etti. O dönem ilaç fabrikasında çalışan 20’li yaşlarında bir işçi olduğunu söyleyen Kahraman, işçi sınıfının damga vurduğu o iki günü şu sözlerle anlattı: “Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası’nın üyesiydim. Yani DİSK üyesi değildik. Ama o günkü hükümet DİSK’e ve sendikal haklara karşı bir yasa çıkarmaya kalkışınca, DİSK üyelerinin yanısıra, Türk-İş üyesi işçiler de direnişe katıldı. O gün, Bayer’den arkadaşlarla buluşarak İstanbul’a doğru yürümeye başladık. Barikatlarla kesildi önümüz kimi zaman. Ama işçiler yürümeye devam etti. Ertesi sabah yine hem İzmit’te hem İstanbul’da işçiler fabrikalardan çıkıp yürüyüşe geçti. Bu direniş sayesinde, Meclis’te verilen önergeler geri çekildi ve işçiler yürüyüşü durdurarak fabrikalara döndü.” Daha sonra, öncü işçilerin izinden giderek sendikal hareketin içinde bulunduğunu anlatan Kahraman, konuşmasına şu sözlerle son verdi: “O gün üç yiğit arkadaşımız Kadıköy’de katledildi. Bunlar son değildi, halen işçiler ölüyor iş cinayetlerinde her gün. Hayatımız boyunca bunları gördük, halen bunları görüyoruz. Ne zamana kadar? Biz kazanana kadar… Ancak biz kazanınca bunlar sona erecek.”

FLORMAR DİRENİŞÇİSİ AY: BİZ YOKSAK HİÇBİR ŞEY OLMAZ

Kahraman’ın ardından, direnişteki Flormar işçileri adına Zekeriya Ay söz aldı. Bir ayı aşkın süredir devam eden direnişi anlatan Ay şunları söyledi: “İşten atıldık ama mücadelemizi sürdürüyoruz, çünkü haklıyız. Ne zaman zafer kazanırsak, o zaman vazgeçeceğiz. Bir avuç insan olarak başladığımız direnişte, herkesin yanımızda olduğunu gördük ve şimdi kocaman bir aileyiz. Ne zaman ki, dilimizi, dinimizi, ırkımızı bir kenara bırakıp, ‘biz işçi sınıfıyız’ diyeceğiz, işte o zaman işçi sınıfı olarak kazanacağız. Üreten de, tüketen de bizleriz. Biz yoksak hiçbir şey olmaz. Hep söylüyoruz, kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber kazanacağız, ya da hep beraber kaybedeceğiz. Gelin hep beraber kazanalım.”

Etkinlik, tiyatrocu Harun Güzeloğlu’nun sunduğu meddah gösterisiyle devam etti: 

Kıçımla verdimse reverans, 
Bağışlayınız bizi ekselans, 
Çünkü bir hazret-i dangalak, 
Diktatör kesilmişse geçince başa, 
Kıçıyla selam vermek düşer, 
Her onurlu yurttaşa…
” 

sözleriyle biten meddah gösterisi, izleyenlerin alkış ve kahkahalarıyla karşılandı. 

AYDIN: BİRLİKTE HALAYLAR KURACAĞIZ

Güzeloğlu’nun ardından İstanbul 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı Orhan Aydın söz alarak şöyle konuştu: “İstiyorum ki, 24 Haziran’dan hemen sonra bir daha Gebze’ye geleyim. Önce Flormar işçileri davul zurna eşliğinde o fabrikaya girebilsinler. Birlikte halaylar kuralım ve o kapının önünde, bu alçak düzeni ayaklarımızın altına alalım. İstiyorum ki, Gebze işçileri, 48 yıl önce ayağa kalkmış o büyük direnişin işçileri gibi bir araya gelsinler ve bu sahte düzeni ayaklarının altına alsınlar. Bu bir düş değil. Bu alçak düzen ancak böyle alaşağı edilir. İşçiler saf olursa, bu ülkenin aydınları, sanatçılarıyla, yurtseverleriyle, sosyalistleriyle, komünistleriyle birlikte Anadolu’nun ortasında büyük bir aydınlanma ateşi yakarız.”

Aydın, “her şeyi talan etmiş bir gericilik ve onların destekçisi sermaye sınıfı var karşımızda. Onları süpürmeden, ellerindeki din silahını ve parayı almadan kurtuluş var mı? Dolayısıyla onların elindeki bu iki silahı alıp, onları tarihin çöplüğüne süpürmek durumundayız” dediği konuşmasını, Nazım Hikmet’in Türkiye İşçi Sınıfına Selam şiiriyle tamamladı.  

TOZKOPARAN: İŞÇİ SINIFI NE ZAMAN DAHA FAZLASI İÇİN ÖRGÜTLENDİYSE KAZANDI

Etkinlik, Bu Düzen Değişmeli Platformu Kocaeli Bağımsız Milletvekili Adayı Mustafa Tozkoparan’ın söz almasıyla devam etti. 15-16 Haziran’da işçilerin “biz buradayız ve bize rağmen bizimle ilgili kararlar alamazsınız” dediğini hatırlatan Tozkoparan, “15-16 Haziran’da işçi sınıfı Türkiye’de patronların düzeninin sarsılmaz olmadığını kanıtlamakla kalmadı, düzenin yarattığı kötülüklerin ancak kendi mücadelesiyle ortadan kalkabileceğini de gösterdi” dedi. İşçi sınıfının örgütsüzlüğü nedeniyle düzen partilerinin bol keseden patronlara çalıştığını belirten Tozkoparan şunları söyledi: “İşçilerden ise yüzsüzce kırıntılarla yetinmesi bekleniyor. Oysa işçi sınıfı ne zaman daha fazlası için örgütlendiyse kazandı. Daha fazlası iktidardır. Türkiye işçi sınıfı kendi iktidarından daha azını isterse kırıntıya muhtaç kalacaktır. 15-16 Haziran’ın gösterdiği de budur. Türkiye’de düzenin gücü mutlak değil. Patronlar yenilmez değil, işçiler patronların temsilcilerine muhtaç değil. 48 yıl sonraki Haziran’da buna ihtiyacımız var. İşçi sınıfının iktidarına ihtiyacımız var. Kuracağız.” 

Etkinlikte son olarak sahne alan ve “şimdilik sayımız az gibi görünse de, çoğalacağımız, düzeni değiştireceğimiz günler yakındır” diyen Ufuk Karakoç, Ruhi Su türküleriyle etkinliğe katılanları selamladı. 

15-16 Haziran etkinliğinin bitmesinin ardından saat 00.00’a kadar açık kalan seçim çadırında, etkinliğe katılanlarla sohbet devam etti.