Adeta gizli bir silaha benziyor

Uğur İşlek

Blog: Sınıfın Sağlığı

Beyaz yakalı ofis çalışanlarında ilaçların istismarı, uygunsuz kullanımı artıyor.

“Adeta gizli bir silaha benziyor…” Bu sözler çalışırken iş performansını ve kapasitesini artıran ilaçlar kullanan bir kullanıcının bir başka meslekdaşına  “böyle bir berbat haftayı başka nasıl geçirirdin?” sorusunu sorduktan sonra kullandığı bir ifade.

Independent’ın  20 Nisan 2015 sayısında Hanel Sheffleid imzalı bir haber yazının başlığı şu idi: “Ofis çalışanları işyerlerinde uyanık kalmak için ADFD  ilaçları kullanıyor” (1).

ADFD , dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun İngilizce kısaltılmış ifadesi. Bizde DEHB veya DEB olarak dillendiriliyor. Bu bozukluk tipik olarak kendini çocukluk çağında dikkatsizlik ve\veya aşırı hareketlilik, unutkanlık, tepkilerin kontrolsüzlüğü veya dürtüsel tepkiler ve kolayca başka şeylere sapma olarak gösterir.

Toplumun sadece % 3 – 5’inde görülebilecek bu hastalık durumunun tedavisinde kullanılan ilaçların bu kadar yaygınlaşması farklı bir açıklamaya ihtiyaç duyuyor.

Yazıda, ABD’de beyaz yakalıların geniş bir yelpaze içinde amfetamin bazlı uyarıcıları kullandığından ve bunları sıklıkla iş performanslarını artırmak için dikkat eksikliği hiperaktivite bozuklukları için reçetelendirdiklerinden söz ediliyor.

Reçetelenen Adderall, Vyvanse ve Concerta gibi ilaçların beyaz yakalılar tarafından kullanımına dair verileri elde etmenin, yasadışı uygulamaların yaygınlığı yüzünden kolay olmadığına da işaret ediliyor.

Gerçekten de, bu ilaçların uygunsuz kullanımı, yüksek dozlarda anksiyete, bağımlılık ve halüsinasyonlara neden olabiliyor. Yazıda özellikle şuna dikkat çekiliyor;  şayet meslekdaşları kullanıyorsa kendileri de kullanmaya ikna oluyorlar.

Beyaz yakalıların iş ortamlarında meslekdaşları onlar için adeta bir rakip ya da kendi geride kalışlarını resmeden kişiler. Kullanıcılar bu ilaçları ya yasa dışı yollardan elde ediyorlar ya da ADHD e dönük sahte şikayetleri dile getirerek reçetelendirilmesini sağlamaya çalışıyorlar.

Yazıda, çeşitli araştırmaların uyarıcı kullanımlarının yaygınlaştığını gösterdiği ifade ediliyor. 2013 yılına ait bir rapora göre, reçetelendirilmemiş ilaç kullanımı,  (toplam 23 bin sayısını veri alarak),  2011 yılında 2005 yılına göre üç kat daha fazla felakete davetiye çıkarmış durumda.  Yine aynı şekilde 2010 – 2012 yılları arasında uyarıcı ilaç kullanımına bağlı rehabilitasyona girenlerin sayısında da ciddi bir artış var.

“Aslında DEHB ilaçları tüm dünyada yayılıyor. 2007’de California Üniversitesi’nin Fransa, İsveç, Kore ve Japonya’yı da kapsayan bir grup ülkede yaptığı bir araştırma, bu tür ilaçlara harcanan paranın on yılda dokuz kat arttığını gösteriyordu. Artışın sebebi ise Concerta, Strattera ve Adderall XR gibi daha pahalı ilaçların geliştirilmesiydi.”

Adderall’ın bir zamanlar zorlu okullarda okuyan öğrenciler tarafından kötüye kullanımı, ofis kullanıcılarının bir generasyonun yeni trendi haline gelecek kadar geçtiğimiz yıllarda iyice yaygınlaşmış durumda.

The New York Times çevirisi bir başka yazının başlığı ise   “ABD genelinde liselerde not baskısı ve üniversiteye girme yarışı, öğrencileri reçeteli uyarıcılara yöneltiyor. Okullarda “ders hapı” başlıyor.”  (2)

Yazıda öğrencilerin ilaçları ya arkadaşlarından veya bu işin ticaretini yapan başka öğrencilerden aldıkları, ya da ailelerine ve doktorlara rol yaparak reçete yazdırdıklarından söz ediliyor.

“Genel kültür haline gelmiş bir şeyden söz ediyoruz” diyor. ABD Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi, Adderall ve Vyvanse (amfetaminler) ile ritalin ve Focalin’i (metilfenidatlar) ikinci sınıf kontrollü maddeler olarak değerlendiriyor, yani kokain ve morfinle aynı kefeye koyuyor. Bunun nedeni söz konusu ilaçların yüksek bağımlılık yapan tıbbi maddeler arasında bulunması. O yüzden bu ilaçlar yüksek hukuki risk de taşıyor çünkü gençlerin çoğunluğu bir arkadaşına Adderall veya Vyvanse hapı vermenin, onu satmakla aynı olduğunu ve ağır suç olarak kovuşturulabileceğini düşünmüyor.

Bu ilaçlar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan insanları sakinleştirmekle birlikte, diğerlerine tek bir dozla yüksek enerji veriyor ve bütün gece pür dikkat ders çalışıp ertesi gün sınavlara uyanık girmelerini sağlayabiliyor. Yukarı Doğu Yakası’ndaki Birch Wathen Lenox Okulları’ndan yeni mezun olan William, ilaçlarla ilgili olarak, “Sanki sizin yerinize işi o yapıyor” diyor. Fakat doktorların belirttiklerine göre reçeteli ilaçların istismarı, ilacı bıraktıktan veya azalttıktan sonra depresyon ve ruh halinde dengesizliğe (uykusuzluk sebebiyle),kalp atışı düzensizliklerine, akut yorgunluk veya psikoza yol açabiliyor. Uyuşturucu uzmanları bazı gençlerin bu bahaneyle ağrı kesici ve uyku haplarını istismara başladıklarını dile getiriyor. Manhattan’daki Caron Tedavi Merkezi’nden aile terapisti Paul L. Hokemeyer, “Çocuklarda alın korteksinin gelişimi henüz tamamlanmadığı halde biz beynin kimyasıyla oynuyoruz.”

Kullanıcılar, şayet meslekdaşları bu ilaçları kullanıyorlarsa, onlara yetişmek için kullanmaya ikna olmuş durumdalar. Yine rapora göre Yasal uyaranlar ya da yasalar içinde vitamin olarak değerlendirilen ilaçlar, şayet tıp endüstrisi tarafından onaylanmamışsa,  daha popüler hale geliyor. 

The New York Observer, beyaz yakalıların çalışma kapasitelerini artırmak ve iş saatleri içinde uyanık kalmalarını sağlamak için Nootropik olarak bilinen ilaçları kullandıklarını yazmış.

Bu haplar, hafıza kapasiteni artırmak için kafein, aminoasit ve şifalı ot ekstreleri içeriyor ve şişeler halinde online satın alınabiliniyor.

Yazıda aslında bilinçli kişilerin bu ilaçların olası etkilerini ve zararlarını öğrenebilecekleri kendilerini bu haplara adamış internet sitelerinin var olduğunu ama kullanıcıların buna pek de kulak asmadıkları belirtiliyor. “Diğerleri uçuşa geçecek ve bana şunu soracak: Bu aptal haftayı nasıl geçirdin?” diyor bir kullanıcı ve ekliyor; “bu bir gizli silahtır”

Kimi uzmanlar, beyaz yakalıların bu türden girdaplara sürüklenmemeleri için sistemin bu insanları ne hale getirdiğinden bağımsız olarak, tamamen kendi suçlarıymış, kendi yanlışlarıymış gibi konuya yaklaşıyor, önerilerde bulunuyorlar.

Alın size bir örnek, bir röportajdan…  

“ S.M: Türkiye’de beyaz yakalı çalışanların en güncel ve en önemli sorunları neler?

D.A.Ç: Kariyer gelişimi sorunları var, bazen iş ile kariyeri birbirine karıştırıyorlar. Zannediyorlar ki bir işi yaparsa kariyer de yapmış oluyor. Aslında unutulmamalıdır ki kariyer aslında tatilde de yaptığınız şeydir. Kariyer işi kapsar, iş kariyeri kapsamaz. Kendi kişisel gelişimimiz, kendimize yaptığımız her türlü yatırım (kurs, seminer, kitap, yüksek lisans çalışmaları vs.) hepsi kariyere yapılan yatırımdır. Kariyerine yatırım yapan emekli olmaz, emeklilik sadece bir işte çalışan insanların yaşam dönemidir. İnsanların en büyük sorunu bugünün yoğunluğu ve karmaşası içinde kendilerine yapmaları gereken gelişim yatırımlarını unutmaları, sadece bugünün işini yaparak, statü beklentisi içinde kendilerini tüketmeleridir (3).

Çözüm olarak öne çıkardığı vurgu; “kariyeriniz için önce statü yerine kendinizi geliştirin, fazla strese girmeyin” den ibaret. Bu insanların nasıl bir cendereye sokulduklarından zerre kadar habersizmiş ya da görmezden geliyormuş gibi önerilerde bulunuyor.

Beyaz yakalılar içinde yaygın ilaç kullanımı aslında her iki cephesiyle de önem kazanıyor. Bir taraftan işsizlik kaygısı, ortamın rekabetçi nitelikleri ve çok kazandırarak kendini kanıtlayan ayakta kalır a yaslanan üretim sürecinin cenderesi, beyaz yakalıları bu rekabet ve geleceksizlik kaygısı içinde sürekli performanslarını artırmaya yönelik bir dizi eyleme ve en kötüsü de bu tür uyarıcıların uygunsuz kullanımına sürüklüyor. Öte yandan ise, ilaç tekelleri bu alanda sürekli kaygı üretilmesini pompalayarak ve de bu kaygıların giderilmesinin yolu olarak bir takım ilaçları piyasaya sürerek sürece dahil oluyorlar. Daha da trajik kısmı ise şu; beyaz yakalıların kullanacağı ve kullandıktan sonra da çokça paralar kazanacakları varsayılarak, bu ilaçlar olabilecek en pahalı formüller içinde piyasaya sürülüyor ve azımsanmayacak karlar elde ediliyor.

Kaynaklar:

http://www.independent.co.uk/news/business/news/office-workers-are-using...
 http://www.e-psikiyatri.com/okullarda-ders-hapi-salgini-33512
http://ajanspsikoloji.com/gunumuzun-beyaz-yakali-calisani