Bir kanalın fıtratı

Necati Çıtak

Blog: Sınıfın Sağlığı

General Noriega eski bir CIA ajanıydı. 1950’lerde CIA'in en değerli istihbarat kaynaklarından biri olmasının yanı sıra, Orta ve Güney Amerika boyunca ABD destekli kontrgerilla güçleri için yasadışı silah, askeri teçhizat ve nakit sağlanmasında birincil kanallardandı. Sonrasında ABD onu Panama ordusunun içine yerleştirmiş ve yükselmesini sağlamıştı.

1980’lerin sonunda ABD’nin çıkarları onunla çatışınca ABD onu ekarte etmek ister. Noriega’ya seçimlere hile karıştırmak, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapmak, muhaliflerini öldürmek ve ABD haber alma kuruluşlarının sırlarını Küba'ya satmak gibi suçlamalar yapılır. Dönemin Panama Devlet başkanı Delvalle'in bunlara karşın Noriega'yı desteklemeyi sürdürmesi kitlesel protesto gösterilerine ve aylarca süren grevlerin başlamasına neden olur. Ama Delvalle onun arkasında durur. General’in Şubat 1988'de iki ABD federal büyük jürisi tarafından uyuşturucu kaçakçılığı ve dolandırıcılıkla suçlanması ve ceza alması üzerine Panama Devlet Başkanı, Noriega'yı görevden almak zorunda kalır.

Ancak Panama Ulusal Meclis’i ertesi gün Noriega'nın baskısıyla Delvalle'in başkanlığının sona erdiğini açıklar. Bu durum meclisin de Noriega’nın hakimiyetine geçtiğini göstermektedir. Bunun üzerine ABD yönetimi Panama'ya mali ve diplomatik savaş açar. Panama bayrağı taşıyan ticari gemilerin ABD limanlarına girmesinin yasaklanması, ayrıca Panama'ya ödemelerin kesilmesi nedeniyle ortaya çıkan nakit sıkıntısı ücretlerin ödenememesine ve grevlere neden olur.

Dış ve iç baskılara rağmen Norriega geri adım atmaz. ABD birlikleri 20 Aralık 1989'da Noriega'yı devirmek için ülkeyi işgal harekatına başlar. ABD başkanı George H. W. Bush harekatın ilk günü sabah saatlerinde yaptığı konuşmada operasyonun amaçlarını dört noktada toplar:

- Panama'da demokrasiyi yeniden kurmak

- Panama'daki Amerikan vatandaşlarını korumak

- General Noriega'yı ele geçirmek

- Panama Kanalı'nı korumak

İlk iki amacı ABD’nin her işgalde amaçladıkları malumunuz. General Noriega’nın kim olduğunu kısaca belirtmek gerekirse Noriega kimi zaman Saddam Hüseyin, kimi zaman Kaddafi, kimi zaman Usame Bin Ladin, kimi zaman da Kenan Evren olmuştur ve dünyanın dört bir yanında adı değişse bile amacı değişmemektedir. Noriega, yukarıda belirttiğim diğerleri gibi ABD’nin beslediği sonradan sahibini ve halkını sokan bir akreptir. Bu kişileri tartışmayı başka zamana bırakabiliriz. Bu yazıdaki asıl amacım emperyallerin kuklaları değil. Asıl amacım dördüncü maddeye dikkat çekmek. Korumak istedikleri Panama Kanalı 102 yıl önce bugün yani 15 Ağustos 1914’de hizmete açılmıştır.

Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanuѕ’a geçişi kıѕaltabilmek için böyle bir kanal gereksinimi 1600’lü yıllardan beri dillendirilse de en gerçekçi proje 1881 yılında yapılmıştır. Projeyi Süveyş Kanalı'nda yaşadığı başarı ile büyük kar sağlayan ve Fransa'da önemli finansman kaynağı yaratan Ferdinand de Lesseps’in sahibi olduğu Fransız bir şirket alır. Şirket 120 milyon dolar karşılığında 6 yılda bu kanalı yapmayı taahhüt eder. Süveyş Kanalı’ndan aldıkları tecrübeyi Panama Kanalı’na aktarabileceklerini düşünmüşlerdir.

De Lesseps Süveyş Kanalı gibi deniz seviyesinde bir kanal planlamıştır. Ayrıca ekipman ve iş gücü transferi için tren yolunun önemli olduğunu düşündüğü için aynı zamanda tren yolu inşaatı da başlar. Ama kanalın yapılacağı yeri çok az ziyaret etmiş ve de yılın sadece üç ayı süren kuru iklimde gezmiştir. Adamları Chagres Nehri’nde kanal yapımına başladıklarında yağmur ile tanışırlar ve 10 metreye kadar ulaşan sel karşısında çaresiz kalırlar. Sonraki yıllarda Eyfel kulesini yapacak olan mühendis Gustave Eiffel’in 11 metrelik dev beton kilitleri ile bu sorunun üstesinden gelinmeye çalışılır.

Ayrıca sıkı ormanlarda yaşayan zehirli yılanlar, böcekler ve örümcekler haricinde sarı humma ve sıtma (ve diğer tropikal hastalıklar) ile savaşmak zorunda kalırlar. Hatta 1884 yılında ölüm sayısı aylık 200’e kadar ulaşır. Halk sağlığı önlemleri etkisiz kalır. Çünkü bir hastalık vektörü olarak sivrisineğin rolü henüz bilinmemektedir. Koşulların Fransızlar tarafından küçümsenmesi ile beraber düzeltici faaliyetler uygulanmaz. Yüksek mortalite deneyimli işgücünü korunmasını engellemeye başlar.

İklimin, sarı humma ve sıtmanın zorluklarına birde doğanın zorlukları eklenir. Aşılması gereken dağlardaki taşların kesilmesi zordur. Onun için getirilen ekipmanlar iklim ve nem dolayısıyla paslanır. 1889 yılının başında yani 8 yıllık sürede 77 km’lik kanalın sadece 5 km’lik kısmı açılabilmiştir. Şirket aynı yılın sonunda 287 milyon dolar harcama yaptığını, 22 bin kişinin kanal, 12 bin kişinin de tren yolu inşaatında öldüğünü açıklayarak batar. Çalışmalar yasaklanır. Sorumlular hakkında soruşturma açılır. Sonuçta her şey fıtrat değildir. 1892 yılında De Lesseps suçlu bulunur ve 5 yıl hapse mahkum edilir. Ancak 88 yaşında olduğu ve hasta olduğu için ceza iptal edilir. Lesseps 2 yıl sonra ölür.

1894 yılında asıl amacı biraz kar ile kanal projesini Amerika’daki şirketlere satmak olan ikinci bir Fransız şirketi projeyi devralmak için oluşturulur. Birkaç bin kişilik asgari işgücü vardır. Şirket ABD’de 109 milyon dolara bu projeyi satmak için faaliyetlerde bulunur. Bu sırada kanal içinde bazı girişimlerde bulunan şirketin en büyük ortaklarından mühendis Bunau-Varilla deniz seviyesinde bir kanal oluşturmaktansa aşamalı bir göl kanalı fikrinin daha gerçekçi olduğunu ortaya koyar. Ve proje bu yönde yavaşta olsa ilerlemeye başlar.

Bunau-Varilla ABD kamuoyunda bu kanalın gerekliliği ve önemi hakkında haberler çıkarsa da dönemin ABD başkanı Grover Cleveland’ın antiemperyalist bir görüşe sahip olması bu planlarını bozar. Ancak 1898 yılında ABD ile İspanya arasında ortaya çıkan Küba sorunu sonrasında iki ülke arasında savaş çıkması ve de savaşı ABD’nin kazanarak İspanyolların Amerika kıtasındaki tüm kolonilerini kaybetmesi gidişatı değiştirir. Çünkü bu durum ABD’nin Amerika kıtasında geniş bir alana yayılmasına ve deniz aşırı toprakları olan büyük bir güç haline gelmesine sebep olur. Bu da ABD’nin Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanuѕ arasındaki geçişin ne kadar önemli olduğunu fark etmesini hızlandırır. Ardından 1899 yılında ABD Başkanlığı’na Theodore Roosevelt gelir.

Böylece tüm taşlar yerine oturmaya başlamıştır. ABD senatosu ve başkanı böyle bir kanal gereksinimini kabul eder. Ancak Nikaragua’ya yapılmasının daha iyi olacağı konusunda sesler daha çok çıkmaktadır. Çünkü hem Nikaragua bir ülkedir hem de orada yaşayan halk daha kompaktır. Bu da kanalın daha kolay ABD himayetine verilmesini kolaylaştıracaktır. Panama ise Kolombiya’nın himayesindedir, çok kosmopolittir ve ülke içinde iç karışıklık vardır. Bunau-Varilla Nikaragua’nın Momotombo dağının lav püskürtmesi ile ilgili posta pulları ve resimler bastırır. Ayrıca 100 milyon dolarlık projenin 40 milyon dolara satılması için lobi faaliyeti yapar ve projenin fiyatının düşürülmesini sağlar. Bu olaylar Panama’daki kanal projesinin alınarak yapılması için kamuoyu oluşmasına sebep olur. Kanalın nereye yapılması için yapılan oylama sonucunda beş oy fark ile Panama’ya kanal yapılması kararlaştırılır. 1902 yılında çıkarılan yasa ile Panama Kanalı hadisesi sonuca bağlanır.

1903’de ABD ile Kolombiya arasında bir ön anlaşma imzalanır. Buna göre 10 milyon dolar hibe verilecek, kanal ile etrafındaki belli kısım arazinin ebediyen yenilenebilir kira ile yıllık ödeme şeklinde ücretlendirilecektir. Ancak Kolombiya senatosu kanalın ve etrafındaki arazinin kiralanmasına sıcak bakmaz ve anlaşmayı reddeder. Bu ABD için jeopolitik bir kayıptır. Kolombiya’da devam eden iç karışıklığın iç savaşa dönmesi ABD’nin imdadına yetişir.

ABD Panama’lı muhafazakarların yanında olduğunu deklare eder ve açıktan siyasi, gizliden de silah yardımı yapar. ABD donanması Kolombiya kıyılarına kadar gelir. ABD’nin desteği sonuç verir ve ABD savaş gemisi Wisconsin’de imzalanan anlaşma ile iç savaş sona erer. Panama Kolombiya’dan ayrılarak ayrı bir ülke olur. Panama ABD tarafından tanınır ve ABD’de Panama Kanalı için lobi faaliyetleri yapan Bunau-Varilla Panama’nın ABD Büyükelçisi olur. İki gün sonra Panama Kanalı için görüşmelere başlanır. Başına geçirilen kukla hükümet ile ‘’yasal’’ zeminde yapılan görüşmelerin sonunda daha önce Kolombiya’ya yapılan teklifin aynısı hemen kabul ettirilir. ABD’ye 99 yıllığına kanal kiralanır, kira olarak yıllık 250 bin dolar verilecektir. Ayrıca kanalın her iki tarafındaki 10 millik alan da ABD’nin hakimiyetine geçer. ABD kanalın güvenliğini bozacak bir durumda Panama’ya müdahale etme hakkını da bu anlaşma ile elde eder.

1904 yılında çalışmalara başlanır. Fransız şirketten miras kalanlar tüketilmiş işgücü ve karmakarışık bir altyapıdır. Tren yolunun önemli olduğunu bildikleri için öncelik buna verilir. ABD’den getirilen buhar makineleri yardımıyla çalışmaya başlanır. ABD bir Kanal Komisyonu (ICC) kurar. Komisyon hem daha önceki tecrübeleri inceler hem de altyapı gereksinimlerini belirleyip önlemleri almaya başlar.

Sıtma ve sarı hummanın kontrolü Panama Kanalı’nın inşaatı için hayati önem taşıyordur. Bu iki hastalığın nedenleri 1800’lerin sonuna kadar bilinmediği için Panama’da yapılan hastalık kontrol çabaları büyük ölçüde etkisiz olmuştur. 1894’de Çin’de Gümrük Sağlık Memuru olarak çalışan Patrick Manson sıtmanın sivrisinek sokmasıyla taşınan bir hastalık olduğunu Hindistan'da İngiliz Binbaşı Ronald Ross’a ima etmiştir. 1897 yılında Ross sıtmalı hastaları sokan Anofel sivrisineklerinin karnında sıtma parazitini keşfeder. Ardından yaşam döngüsü ile hastalık arasındaki ilişkiyi ortaya çıkararak Anofel’in sıtmanın aktarılmasında zorunlu bir faktör olduğunu tanımlar ve 1901 Nobel Ödülü’nü alır.

1900 yılında İspanya-Amerika Savaşı’nda Küba’da sarı humma nedenli ölümler dehşet verici rakamlara ulaşınca ABD ordusunda C. Finlay, J.Carrol ve William Crawford Gorgas’dan oluşan bir sağlık komisyonu kurulur. Bu komisyon taşıyıcı sivrisinek teorisini kullanarak sarı hummaya da bir sivrisinek türünün (Aedes aegypti) neden olduğunu kanıtlar.

Tüm bu gelişmeler ve kanıtlar başta Panama Kanalı olmak üzere tropikal bölgelerdeki programlar için bir gün ışığı olur. Bu gelişmeleri değerlendiren Kanal Komisyonu hastane ve sanitasyon başkanı olarak 1904 yılında Albay William Crawford Gorgas’ı atar. Gorgas Küba’da sıtma ve sarı hummaya karşı büyük başarı elde eden ekipte yer almıştır.

Panama bölgesi sivrisinekler için ideal bir ortamdır. Yüksek sıcaklık yıl boyunca çok az değişmektedir. Yağışlar dokuz ay sürmekte ve alanın iç tarafları sivrisineklerin üremesi için ideal tropikal ormanlarına sahiptir. Kanal rotası boyunca 30 köy bulunmakta ve nüfusun altıda biri her hafta boyunca malarya atağından mustarip olmaktadır. Bunlarda göz önüne alınarak Gorgas ve ekibi tarafından sarı humma ve sıtma yayılmasını en aza indirmek için bir dizi tedbir uygulanması için planlama yapılır. Sivrisinek kontrolü için kesinlikle zorunlu yedi temel programın dahil olduğu entegre bir program başlatılır. Gorgas Panama’yı 11 bölgeye ayırıp (dördü kanal boyunca olacak şekilde) her bölgede ayrı ayrı ekipler oluşturarak bu programı uygulamaya koyar.

1. Drenaj: Tüm köylerin 200 metre ve tüm evlerin 100 metre yakınına kadar ki havuzlar boşaltılır. Zeminleri beton ile örtülür. Ayrıca içilecek su ihtiyacı büyük su depolarına dolan yağmur suları ile karşılandığından ulusal temiz içme suyu projesi başlatılır.  

2. Çimlerin ve çalıların kesilmesi: Ayak boyunun üzerindeki tüm çim ve çalılar kesilir.

3. Petrolleme: Sivrisineklerin larvalarını öldürmek için uygulanır. Petrol dolu varillerden su yüzeylerine ve küçük akarsuların yüzeyine petrol ile bir filtre oluşturulur. Bunun için toplam 700 bin galon petrol harcanır. 

4. Larva mücadelesi: Petrollemenin etkisiz olduğu durumda uygulanır. Ancak o zaman böcekler için ticari bir ilaç yoktur. Dr. Le Prince tarafından fenik asit, reçine ve kostik sodadan bir karışım geliştirilir ve larvisit olarak kullanılır. 124 bin galon larvisit kullanılmıştır.

5. Profilaktik Kinin: İnşaat hattı boyunca kurulan 21 dispanserde tüm işçilerin ücretsiz alabileceği Kinin dağıtımı yapılır. Bunun haricinde tüm otel ve pansiyonların duvarlarına kinin dağıtılan yerlerin isimleri yazılır. Ortalama olarak iş gücünün yarısının her gün profilaktik dozda kinin alması sağlanır. Bu program ile yıllık ortalama bir ton profilaktik kinin dağıtılmıştır.

6. Tarama: Tüm hükümet binaları ve çeyrek sivrisineklere karşı taranır.

7. Yetişkin sivrisineklerin öldürülmesi: Sivrisineklerin genellikle beslendikten sonra çadır veya evde kaldığı fark edildiğinden gündüz evler kalan erişkin sivrisinekleri toplamak için toplayıcılar oluşturulur. Öldürülen her sivrisinek laboratuarda Dr. Samuel T. Darling tarafından incelenir. Bu işlem oldukça etkili olur.  Ayrıca ülke geneli için kişi başı yıllık maliyetin 3.5 dolar gibi düşük bir rakam olması da işin maliyet olarak da ucuza halledildiğini göstermektedir.

Ayrıca hastalığın tanısının konulduğu kişiler için karantina uygulaması, kolonize olmuş evlerden sivrisineklerin eradike edilmesi için kükürt ve pireotu ile fumigasyon gibi uygulamalarda yapılır.

Bu programın sonucunda sarı hummanın eradikasyonu sağlanır, sıtma ölümlerinde ise dramatik bir azalma olur. İşçilerde sıtma nedeniyle ölüm oranı Kasım 1906’da binde 11.59 iken Aralık 1909’da binde 1.23’e düşer. Toplam nüfus içinde binde 16.21’den üç yıl içinde binde 2.58’e geriler. Hastane yatışları da azalmıştır. İş gücü arasında sıtma nedeniyle hastaneye yatış oranı 1905’de %9.6 iken bu oran 1906’da %5.7’ye, 1907’de %1.8’e, 1909’da %1.6’ya düşer.

Tüm bu çabalara rağmen yaklaşık 5600 işçi ABD dönemindeki (1904-1914) kanal inşaat aşamasında hastalık ve kazalar nedeniyle ölmüştür. Bu sayı fazla olsa bile Fransız inşaat döneminin (1881-1889) altıda biri kadardı. Ölen işçilerin 4500’ü siyah insanlardan olmuştur. Bunun da nedeninin tıbbi bakımın tüm ırklara eşit yapılırken beyazların konutlarda siyahların ise çadır veya harap binaların içinde yaşamak zorunda bırakılmaları olarak açıklanmıştır.   

İş ve işçi sağlığında öncelikle sivrisineklerle savaş konusunda yaptıkları önemli ve öncü girişimler adına Gorgas, LePrince ve Darling onurlandırılmışlardır. Albay Gorgas’ın adı 20. yüzyıl boyunca tropikal hastalık araştırması için önde gelen bir araştırma merkezi olarak bilinen Panama Gorgas Memorial Laboratuvarı ile yaşatılmıştır.  Amerikan Tropikal Tıp Derneği ve Hijyen derneği malarya alanındaki önemli çalışmaları her üç yılda bir Joseph Augustin Leprince Madalyası ödüllendirmektedir. Profesör Darling ise üstün patoloji, etiyoloji, epidemiyoloji, terapi, profilaksi başarıları ya da sıtma kontrolü için Darling Vakfı tarafından her yıl verilen Darling madalyası ve ödülü ile onurlandırılmaktadır.

Kanal 1914’de bitirilir. İnşaatın başladığı 1881 yılından bittiği güne kadar resmi rakamlara göre 30.609 gayri-resmi rakamlara göre ise 40 bin işçi ölmüştür.  

İşçi sağlığı konusunda çalışan her insan ve iş kazaları ve cinayetlerinde ölen her bir işçi insanın anılarına saygıyla…