UNICEF çocuklarla dalga geçiyor

Akif Akalın

Blog: Sınıfın Sağlığı

UNICEF’in son raporunu gördünüz mü? Hani şu kapağında, ellerindeki akıllı telefona coşkuyla karışık hayretle bakan çocuklar olan rapor... Başlığı da “Dijital Dünyada Çocuklar.” 2017 yılında Birleşmiş Milletler’in Çocuk Fonu, “Dünya Çocuklarının Durumu” raporunu bu fotoğrafla sunuyor.

Fon yöneticisi Anthony Lake, rapora yazdığı ön sözde, dijital dünyanın çocukların yaşamına neler getirdiğini anlatıyor: “Ailesiyle Suriye’deki şiddetten kaçan kız, öğrenmek için dijital bir tablet kullanarak, Za’atari mülteci kampında bir öğretmen rehberliğinde geleceğini geri alıyor… Kongo’da genç blogçu, toplumunda güvenli su ve sanitasyon olmaması ve diğer önemli konular hakkında internet kullanarak rapor yazıyor.”

Fakat ne yazık ki “ailesi veya toplumunun kurallarıyla online olması yasaklanan kız, öğrenmek ve arkadaşlarına bağlanma şansını kaçırıyor.” Tabii bir de internetin “kötüye kullanımı” var. İşte UNICEF 2017 yılında dünya çocuklarının sorununu böyle resmediyor. UNICEF çok üzgün; çünkü dünya gençliğinin üçte biri internete erişemiyor. Bu haksızlık değil mi? Hele zavallı Afrikalı gençlerin yüzde 60’ının online olamaması “kahredici.”

Eşitsizliklerle mücadele etmek UNICEF’in ana görevi. Neden kadınlar erkeklerden yüzde 12 daha az online olabiliyor? Neden Hindistan’da kadınların üçte birinden azı internete erişebiliyor? Böyle haksızlık, adaletsizlik olur mu?

UNICEF’e göre dünya gençliğinin en büyük sorunu, internette eriştikleri bilginin “kalitesi.” Fakat internet Jamaikalı genç kızları 09.00–17.00 geleneksel işlerden “kurtaracak”, İngiltere’den 16 yaşında bir genç artık bir tuşa basarak New York, Paris veya Beijing’deki arkadaşına “bağlanabiliyor.” İnsan hayatta başka ne ister ki?

Raporun ilk 130 sayfasında bunları okuyarak kendinizden geçiyor, çocuklarınıza nasıl bir gelecek bıraktığınızı düşünerek, gururla göğsünüzü kabartıyorsunuz. Evet, dijital dünyanın bazı sorunları var, fakat çocukların önüne açtığı ufuklar… Sierra Leone’deki bir çocuğun, tek tuşla İsvirçe’deki kankasına “günaydın” diyebilmesi. Artık ölsem de gam yemem gayrı demiş şair…

Haydi, şu son birkaç sayfaya da bir göz atalım. Sayfalarca dipnot ve yöntem özeti var. En sona da bir “istatistik” bölümü ilişmiş. O da ne? Çocuk ölüm hızları mı? Bir tuşa basarak dünyanın öbür ucuna bağlanabilen çocuklar, hala önlenebilir hastalıklar nedeniyle ölmeye devam mı ediyor? Hadi canım, bu istatistikler 2017’nin olamaz. Dünya çocukları artık “dijital” oldu, ne ölümü?

Afrika’da çocuklar güvenli içme suyu bulamıyor muymuş? Neden süpermarketten şişelenmiş su satın almıyorlar ki? Fransa kraliçesinin “ekmek bulamıyorlarsa, pasta yesinler” deyişine mi benzedi? Yok artık, hangi dünyada yaşıyoruz?

Batı ve Orta Afrika’da çocuk ölüm hızı binde 95, bebek ölüm hızı binde 63 mü? Peki, UNICEF raporunda, ellerinde tablet bilgisayarlarla ders dinleyen Afrikalılar? Hangisi doğru? İkisi de mi? Çad’da ilkokul çocuklarında okullaşma oranı yüzde 50, fakat tablet bilgisayarlı eğitim var!

Dostlar, emin olun ki böyle devam ederse, 21. yüzyıl tarihe (elbette bir tarihimiz olursa) “utanmazlık çağı” olarak geçecek. Koca koca uzmanlar, UNICEF, Birleşmiş Milletler, işi gücü bırakmışlar, çocuklarla eğleniyorlar.

Her yıl milyonlarca çocuğun “açlıktan” ve yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü, savaşlarda ve göç yollarında telef olduğu, Akdeniz’de boğulduğu, mülteci kamplarında süründüğü bir dünyada, “Dijital Dünyada Çocuklar” diye başlık atıp “internete erişemeyen” çocukların sorunlarına sızlanmak… Gerçekten ne yazacağımı bilemiyorum.