Tıp yalnızca zenginler için mi?

Akif Akalın

Blog: Sınıfın Sağlığı

BBC Sağlık Muhabiri Philippa Roxby 17 Mayıs 2015 tarihinde sağlık köşesinde bir makale yayınladı. Makalesinde Kanadalı bir bilim insanının Kamboçya’da oldukça yaygın bir sağlık sorunu olan demir eksikliği anemisine ilaç şirketlerini zengin etmeden nasıl çözüm bulduğunu anlatıyor.

Öykü altı yıl önce Kamboçya’yı ziyaret eden Christopher Charles’ın, Kandal eyaletinin köylerinde çocukların bedensel ve mental bakımdan gelişme geriliği gösterdiklerini ve kadınların sürekli baş ağrısı ve yorgunluk çektiklerini fark etmesiyle başlıyor.

Bu tür durumlarda kapitalist tıbbın standart uygulaması, hekimlerin hastalarının demir eksikliğini gidermek amacıyla demir preparatları reçete etmesidir. Ancak bu “formül” dünyanın büyük bir bölümünde çok işe yaramıyor. Bunun nedeni dünyanın birçok yerinde insanların hekimlerin reçetelerine yazdıkları ilaçlara verecek paraları olmayışı.

Kuşkusuz tek neden bu değil. Dünyanın bazı coğrafyalarında demir preparatlarına erişim kolay değil. Diğer yandan ilacın yen etkileri nedeniyle bazı hastalar tarafından kullanılmak istenmemesi de söz konusu.

DOKTORLAR İLAÇ ŞİRKETLERİNİ ZENGİN ETMEDEN DE HASTALARINA YARDIM EDEBİLİR
Kamboçya gibi geri bıraktırılmış ülkelerde kadınlar ve çocuklar arasında demir eksikliği anemisi neredeyse toplumun yarısını etkiliyor. Yani dünya ölçeğinde milyarlarca insandan söz ediyoruz. Dünya Sağlık Örgütü iki milyar insanın çoğunlukla demir eksikliği anemisine bağlı anemik olduğunu tahmin ediyor.

Fakat kapitalist tıbbi sanayi kompleksin güdümündeki tıp eğitimi öğrencilerine sağlık sorunlarının çözümü için yalnızca reçete yazmayı öğretiyor. Hekimin yazdığı reçetenin hangi parayla alınacağı, hastaların ilacı bulup bulamayacağı veya yan etkileri nedeniyle kullanamayan veya kullanmak istemeyen hastalara nasıl yardımcı olunacağı kapitalist tıp eğitiminin konusu değil. Belki umurunda da değil. Bayer CEO’sunun daha geçen yıl böbrek ve karaciğer kanseri tedavisinde kullanılan bir ilacı Hindistanlı hastaların alamadığı söylendiğinde, “biz bu ilacı yoksullar için üretmedik” dediğini unutmadık.

Kamboçya’da insanların demir eksikliği yaşamasının ana nedeni yoksullukları nedeniyle yeterince beslenememeleri. Yoksulların sıradan bir öğünü pilav ve balıktan oluşuyor ve günde iki öğün yiyorlar. Bunları genellikle kendileri yetiştiriyor veya avlıyorlar. Yani parayla satın almıyorlar. Aslında isteseler de alamazlar, çünkü paraları yok. Dünyada yiyecek almaya parası olmayan milyarlarca insan yaşadığını bile bile tıp eğitiminin öğrencilerine yalnızca hastaları için parayla satın alınabilecek ilaç reçete etmeyi öğretmesi, bu kurumların dünya gerçeklerinden ne kadar kopmuş olduklarını gösteriyor.

HALA HELAL SÜT EMMİŞ BİLİM İNSANLARI VAR
Kanadalı bilim insanı, Kamboçyalı yoksul köylülerin demir eksikliği anemisi sorununu çözmek için bilimsel yayınları araştırdığında, yemeklerin demir tencerelerde pişirilmesi durumunda demirin gıdalara geçerek, demir içeriklerini arttırdığı bilgisine ulaşıyor. Bu bilgiyi yoksul insanların yararına nasıl kullanabileceğini düşünen Christopher Charles, Kamboçya kültüründe insanların balığın kendilerine şans getirdiğine inandığı gözlemiyle bilgiyi birleştirerek, balık şeklinde demirler döktürüyor. Şans Getiren Demir Balık adını verdiği dökümü, tencerede yiyeceklerle pişirildiğinde besinlere doğru yoğunlukta demir geçecek şekilde tasarlıyor.

Charles’ın reçetesi kapitalist tıp icra eden hekimlerin reçetesinden biraz farklı:

“İçine Şans Getiren Demir Balık konmuş su veya çorbayı 10 dakika kaynatın, sonra “balığı” alın, biraz limon sıkın (limon vücutta demirin emilmesini kolaylaştırmak için)”.

Bu reçete her gün doğru bir şekilde kullanıldığında, bir erişkinin günlük demir gereksiniminin yüzde 75’ini karşılıyor. Eyaletteki birkaç yüz köylü üzerinde yapılan deneyler, bir yıllık tedaviden sonra hastaların yarısına yakınının sorununun çözüldüğünü göstermiş.

İLAÇ ŞİRKETLERİNİN PAHALI TABLETLERİNDEN DAHA ÜSTÜN
Öykü burada bitmiyor. Demir ilaçları almaya parası yetenler belki “parası olmayanlar demiri kaynatmakla uğraşsın, biz ilacımızı içer sorunumuzu çözeriz” diye düşünebilir. Fakat Liverpool Tropikal Tıp Okulu Uluslararası Halk Sağlığı Bölümü başkanı Profesör Imelda Bates farklı düşünüyor:

“Bu tür yaklaşımlar gerçekten iğrenç olan demir tabletlerinden çok daha iyi. Kültürel olarak kabul edilebilir ve çok pahalı olmayan bir şeyse, anemi düzeyindeki herhangi bir iyileşmenin büyük faydası vardır”.

Bugün Kamboçya’da 2.500 aile “demir balık” kullanıyor ve demir balık üreticisi ülkedeki hastanelere ve sivil toplum kuruluşlarına 9 bin kadar demir balık dağıtmış. Kanadalı bilim insanı 7.6 cm uzunluğunda ve 200 gram ağırlığındaki bu balığın köylüler tarafından benimsenmesinden memnun.


Kaynak: http://www.bbc.com/news/health-32749629