Bir zamanlar Sovyetler Birliği – 2

Akif Akalın

Blog: Sınıfın Sağlığı

Dizimizin ikinci bölümü, Dr. Leslie Haden Guest tarafından, British Medical Journal’ın 13 Ekim, 20 Ekim ve 27 Ekim 1923 tarihli sayılarında üç bölüm halinde yayınlanan “Sovyet Rusya’da Halk Sağlığı” başlıklı makaleden yararlanılarak kaleme alındı.

Makaleye geçmeden önce yazar hakkında bilgi verelim. Leslie Haden Guest (1877 – 1960) çok yönlü bir kişiliğe sahip. Hekimlik, yazarlık, gazetecilik ve politikacılığı bir arada yürütmeyi başaran Guest, bu mesleklerin hepsinde çok başarılı olmuş.

Önce Manchester’ın köklü okullarından William Hulme's Dilbilgisi Okulu’nu bitiren Guest, daha sonra yine aynı kentte, Owens College’de tıp eğitimini, ardından da Londra’da cerrahi uzmanlığı eğitimini tamamlamış. İngiltere’de “okul sağlığı” hizmetlerinin öncülüğünü yapan Guest, İkinci Paylaşım Savaşı sonrasında İngiltere’de sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesine de destek vermiş.

Boer Savaşı ve sonraki iki büyük paylaşım savaşında İngiliz ordusunda askeri hekim olarak görev yapan Guest, Military Cross madalyası sahibi. 1919 yılında Woolwich East kent konseyi üyesi seçilmiş, 1923 ve 1937 yıllarında da İşçi Partisi’nden iki dönem Southwark North bölgesi milletvekili olarak meclise girmeyi başarmış.

Yirmiden fazla kitabı bulunan Guest’in kitapları arasında 1920’de yayınlanan “British Labour Delegation to Russia, 1920: Report”, 1921’de yayınlanan “The Struggle for Power in Europe, 1917-1921. An Outline Economic and Political Survey of the Central States and Russia” ve 1926’da yayınlanan “The New Russia” gibi dönemin Sovyet Rusya’sı üzerine kitaplar da bulunmakta.

Guest 1920 yılında Bertrand Russel ile birlikte Rusya’yı ziyaret eden İngiliz İşçi Partisi Delegasyonu içinde yer almış. Lenin ve Troçki ile tanışan Guest, ülkesine döndükten sonra üyesi olduğu Fabian Cemiyeti’nin gazetesi Fabian News’da yayınladığı makalelerde Rusya’daki Bolşevik rejimini eleştiren yazılar kaleme almış. Yazar aşağıdaki makalesinde de bu ziyareti sırasındaki izlenimlerine yer vermiş.

Okurlarımızın aşağıdaki makalenin “anti-Bolşevik” bir kalem tarafından yazıldığını akılda tutmalarını rica ediyoruz. Yazarın bu tutumu, Sovyetler Birliği’nin tıp ve sağlık alanındaki mirasının daha iyi kavranmasını sağlayacaktır.

1. EPİDEMİK DURUM

1918, 1919 ve 1920 yıllarında Rusya’daki salgınlara ilişkin rakamları bilen biri, 1923 yılında yayınlanan sağlık istatistiklerini kuşkuyla karşılayabilir. Bu yıllarda tifüs ve tekrarlayan ateş vakaları “milyonlar”, tifo, çiçek, difteri, sıtma gibi hastalıklar binlerle ifade edilirken, Haziran 1923’de tifüs vakaları binlere, çiçek vakaları yüzlere düşmüştür.

Sovyet Sağlık Bakanlığı’nın İstatistik Bülteni’ndeki rakamlar, Milletler Ligi Salgınlar Komisyonu’nun (günümüzdeki Dünya Sağlık Örgütü’nün karşılığı) rakamlarıyla karşılaştırıldığında, inanmak güç de olsa, rakamların doğru olduğu anlaşılmaktadır.

Bu başarıda kilit rolü demiryolları ve nehir ulaşımında alınan sağlık tedbirleri oynamıştır. Bu amaçla ayrı tıbbi saniter ve hastane hizmetleri oluşturulmuştur. Her büyük tren istasyonunda gerçekten etkili bir saniter kontrol vardır. Güney’den (salgın bölgesi) gelen tren istasyona girdiğinde bir sağlık görevlisi bütün yolcuları muayene etmektedir. Tren istasyona girmeden önce kontrolörler yolcuların sağlık durumlarına ilişkin bilgi toplamakta ve şüpheli vakalar tespit edilmektedir. Sağlık görevlisi tarafından muayene edilen şüpheli vakalar, istasyonda kurulmuş hastane ve dezenfeksiyon ünitelerine gönderilmektedir.

Moskova’dan Minsk’e 27 saatlik bir tren yolculuğu yaptım. Vagonların ve trenin uğradığı bütün istasyonların temiz ve tertipli olduğunu gördüm. Yiyecekler iyi ve ucuzdu. İstasyonların çoğunda temiz içme suyu ve çay için sıcak su temin edilebiliyordu. Sınırlardan geçişte herkesin tifüs, tekrarlayan ateş ve kolera yönünden muayene edildiğini gösteren bir belgeyi ibraz etmesi zorunluydu.

Kuşkusuz saniter koşulların iyileşmesinde ülkenin “normale” dönmesi bir faktör. Bu durum nüfusun moralini yükseltmiş. Köylülerin durumu da, yüksek vergilere rağmen eskisinden daha iyi ve köylerde yeni binalar inşa ediliyor. Ancak saniter koşulların iyileştirilmesinde muhtemelen en büyük pay, Semaşko liderliğindeki Sağlık Bakanlığı’nın, Rusya’nın bir ucundan diğerine yürüttüğü sanitasyon kampanyasınındır.

Rusya’da askeri mücadelenin ancak 1921 başında sona erdiği ve ancak bu tarihten sonra “normal” tıbbi hizmetlerin örgütlenebildiği unutulmamalıdır. Son iki buçuk yıldır kahramanca çalışan hekimlerin bir kısmı görevleri başında yaşamını yitirmiştir. Rusya’da doktorların çok azı komünisttir. Fakat komünist partisinin üyeleri, sanitasyon hizmetlerinde bu hekimlerin yönetiminde enkazlar altındaki ölülerin çıkartılmasından, sanitasyon kampanyalarına kadar her görevi yerine getirmişlerdir.

Şimdi bitle bulaşan hastalıkların üstesinden gelinmiş, sivrisineklerle bulaşan hastalıklarla mücadele edilmektedir. Donanım eksik, kinin temini yetersidir. Halen 20 ton kinin ihtiyacı vardır. Sıtma savaşı Milletler Ligi’nin Salgın Komisyonu’nun düzenlediği bir kursa katılan 250 kadar hekim tarafından yürütülmektedir ve Ekim ayına kadar 100 hekim daha kursu tamamlayacaktır.

Bir komünist gazete yakınlarda komünist partisi üyelerinin yüzde 75’inin aşırı çalışma, gerginlik ve savaş koşulları nedeniyle hasta olduğunu yazmıştır. Devrimden beri ilk kez bu yıl komünist partisi liderleri, hükumet görevlileri ve kritik noktalarda çalışan işçiler yıllık izin kullanmışlardır. Yöneticilerin tatile çıkmaları gerilimin azalmasının bir işareti olabilir ve bu muhtemelen ileride sağlıklarında genel bir iyileşme olarak yansıyacaktır.

2. ÇOCUKLARIN DURUMU

Rusya’da Komünist partinin asıl niyeti yaşamın bütün alanlarında tam bir Komünizm programı uygulamaktır. Kuşkusuz Komünistler çocukların yetiştirilmelerinin bireylerin değil, devletin işi olduğu konusunda Plato ile hemfikir olduğundan, programları çocukları da kapsıyordu. Bu çerçevede Rusya’nın her yerinde ihtiyaçların devlet tarafından karşılandığı ve çocukların komünal bir hayat yaşadığı çok sayıda “çocuk evleri” açıldı. Pratikte bu plan niyet edildiği gibi işlemedi, Rus bürokrasisi yeni koşullara uyamadı ve 1920, 1921 ve 1922’de çocukların gereksinimleri karşılanamadı.

1922 Eylül’ünde 300 binden fazla çocuk açlığın eşiğindeydi. Çocuklar arasında uyuz, tinea tonsurans ve egzama çok yaygındı. Kellik, göz hastalıkları ve bit de çok yaygındı. Çocuk evleri uygulamasından vazgeçildi ve çocuklar Rusya’nın her yanına dağıtıldı. Başlangıçta hükumetin niyeti, ister çocuk evlerinde, ister ailelerinin yanında olsun, bütün çocukların gereksinimlerinin devlet tarafından karşılanmasıydı. Zorluklar karşısında bu plandan da vazgeçildi.

Okullara yeterli öğretmen atanmasında da güçlük yaşanıyordu. Çarlık hükumetinin kitlelerin eğitilmesine açıkça karşı olması nedeniyle Rusya’da savaş öncesinde eğitimli insan sayısı çok azdı. Daha sonra ise devrim ve iç savaş karmaşası yüzünden öğretmen yetiştirilemedi. Dahası hükumet seküler eğitimde ısrar ederken, öğretmenler dini eğitim vermelerine izin verilmedikçe öğretmenlik yapmayı reddediyordu. Köylerde de insanlar çocuklarına yalnız kiliselerin eğitim vermesini istiyordu.

Çocuklar arasında tüberküloz, sifiliz ve lepra da çok yaygındı. Rusya’nın bu sorunlarla uğraşacak ne kaynağı, ne personeli, ne de kurumları ve donanımı vardı. Bu durumda Sovyet hükumeti “pratik” adımlar atmaya başladı. Yurt içinde ve dışında yardım kuruluşlarından sağlanan yardımlarla çocukların beslenmesi garanti altına alındı. Yaz aylarında çocuklar ülke genelinde oluşturulan kamplarda toplandı (Yazı dizimizin birinci bölümünde bu çabalar kısmen yer almaktadır).

Sağlık Bakanlığı deri hastalıklarının tedavisi için Kırım, Moskova ve Harkov’da klinikler açtı. Moskova’da okul çağındaki 300 bin çocuk için yalnızca 40 okul doktoru vardı. Kırsal kesimde görevli hekimlere bölgelerindeki okullarda çocuklara sağlık bakımı sunmaları talimatı verildi. Ancak bütün çocuklara hizmet götürülebilmesi için çok sayıda hekime gereksinim vardı ve Rusya’da hekim sayısı da çok azdı.

Guest’in 1923 yılında çizdiği bu “karanlık” Rusya tablosunun eksiği var, fazlası yoktur. Ancak aynı salgınların 1923 yılında yazarın inanamadığı şekilde, bıçakla kesilmişçesine durduğu gibi, Rusya’da çocukların durumu da sadece birkaç yıl içinde inanılamayacak kadar hızla iyileştirilecektir. Rusya başlatacağı Ana – çocuk sağlığı programlarıyla dünyaya örnek olacak, birçok batı toplumunun üzerine yazıp çizdiği fakat sağlık hizmetleri kamusal olarak örgütlenmediği için yaşama geçiremediği hizmetleri başarıyla uygulayacaktır. Olanaksızlıklar yüzünden kapatılmak zorunda kalınan çocuk evleri yeniden açılacak, başta niyet edildiği gibi ailesiyle birlikte yaşasın, yaşamasın bütün çocukların her türlü masrafı (yiyecek, giyim, okul gereçleri vb) devlet tarafından karşılanmaya başlayacaktır. Bu gelişmeler için Yazılama yayınlarından çıkan Toplumcu Tıp: Sovyetler Birliği Deneyimi ve Kızıl Tıp kitaplarını öneriyoruz.

3. OKUL ÇOCUKLARI İÇİN BİR TÜBERKÜLOZ KLİNİĞİ

Moskova yedi idari bölgeye ayrılmıştır ve bunlar içinde en büyüğü, birçok tekstil ve gıda fabrikasının, mühendislik kuruluşlarının bulunduğu Zamoskvorechie, çocuklar için bir tüberküloz kliniği açmak için seçilmiştir. Kliniğin mimarisi amaca uygundur ve hizmet götürülen çocuk nüfusu 50 – 60 bin kadardır. Polikliniklerde günde 150 çocuk muayene edilmekte ve 200 çocuk gündüz sanatoryumu veya solaryumda tedavi edilmektedir (bu yıllarda henüz tüberküloza yönelik etkin bir tedavi olmadığını anımsayınız).

Çocuklar açık havada tutulmakta, soğuğa maruz kalmamaları için özel giysiler kullanılmaktadır. Bu giysiler çocuğu ılık tutmaya yetecek kadar sıkı, fakat havanın giysi içinde serbestçe dolaşabileceği kadar gevşektir. Soğuk bir günde gördüğüm çocuklar rahattı, üşümüyorlardı ve tüberküloz belirtileri dışında sağlıklı görünüyorlardı. Çocuklar haftada bir 5 hekimden oluşan bir kurul tarafından muayene ediliyor, kurum aynı zamanda eğitim amaçlı kullanılıyordu.

Çalışmanın önemli bir yönü, klinik ile bölgedeki fabrikalar ve işyerleri arasında yakın ilişkinin sürdürülmesiydi. Fabrika işçilerinin 20 temsilcisinden oluşan bir komite hekimlere ve tıbbi çalışmaya yakın olmak için düzenli olarak klinikte toplanıyordu. Bu temsilciler, diğer fabrikalardaki temsilcilerle birlikte Fabrika Hijyen Komitesi’ni oluşturuyorlardı. Bu komitenin görevi, işçilerin sağlığını olumsuz etkileyen koşulları (durumları) hekimlere iletmekti. Sistem iyi çalışıyordu ve hekimleri işçilerin çalışma şartları konusunda bilgilendirirken, işçileri de bu koşulların sağlıkları üzerine etkileri konusunda uyarıyordu. Bu işbirliği çok değerliydi. Merkez İşçi Komitesi’nde üç kadın işçi sağlık ziyaretçilerini ve bakım komitelerini denetliyordu.

Çalışmanın diğer bir özelliği, gezgin hijyen sergilerini teşvik etmek ve aynı zamanda kliniğin kendi hijyen sergisini açmaktı. Gezgin sergiler işyerlerine gidiyor ve işçilerin sağlıklarını etkileyen koşulların farkına varmalarına yardımcı oluyorlardı.

Bu çalışmalar yalnızca genel hijyen eğitiminin bir parçası olarak kalmıyor, aynı zamanda “erken tanıya” yardımcı oluyordu. Tanı yöntemler şunlardı:

1. Göğüs hastalıkları uzmanlarının hazır bulunduğu rutin tıbbi muayeneler

2. Laboratuvar testleri

3. Röntgen tetkiki

4. Pirquet deri testi

Çocuklar şöyle muayene ediliyordu: Çocuklar tartılıyor, boyları, oturma yükseklikleri ve göğüs çevreleri ölçülüyordu. Ateşlerine bakılıyor, kan tetkikleri ve deri testleri yapılıyordu. Gerekli durumlarda idrar ve balgam tetkikleri de yapılıyordu. Muayene edilen çocukların yüzde 95’inde deri testi pozitif bulunuyordu.

Kliniğin görevlerinden biri de, hizmet sunduğu bölgenin genel “sosyal” koşullarını incelemekti. Bulgular grafik ve diyagramlara dökülüyor, bölgedeki bütün sağlıksız durumlar açıkça ortaya konuyordu.

SONSÖZ YERİNE

Guest üç bölümlük yazı dizisini şu öngörülerle sonlandırır: Rusya yavaş çalışıyor fakat işleri bitiriyor. Muhtemelen ülkenin içinde bulunduğu olumsuz sağlık koşulları gelecek yıllarda da sürecek ve İngiliz yaşamının güvencesine alışkın sanitaryenleri rahatsız etmeye devam edecek. Ancak bilimsel bilgiyi kesin olarak ve sürekli yayma çabası, neredeyse bir kıta olan ülkede, dünyanın en büyük değişimini üretecek.

Guest Rusya’da gördüğü olumsuz sağlık koşullarının yıllarca süreceği tahmininde yanılmış, fakat gördüğü çabaların dünyadaki “en büyük değişimi üreteceği” öngörüsünde haklı çıkmıştır. Sovyetler Birliği’nde üretilen birçok uygulama, özellikle “erken tanı” hizmetleri kısa zamanda dünyanın her yerinde bir norm haline gelecek, Sovyetler Birliği işçi sağlığı hizmetlerinde dünyaya referans olacaktır.