Dediler normal!

Zeynep Büyükyağcıoğlu

Blog: Serbest Kürsü

Unutur insanoğlu. İnsanlık olarak unutuyoruz. Kanaatimce unutmaktan utanmalıyız.

Ölümü unutma mesela. En yakının ölünce dahi unutma, yaran içinde bir yerlerde kalsın ki daha çok şeyi sindirebilir bir adam olabilesin.

Bu memlekette yaşı senin kadar insanları astılar, unutma. Sonra o asılmış insanların hikayelerini ebeveynlerinden, 60 yaş grubu insanlardan, ‘yazık çocuklar da maşa oldular,’ diye şuursuzca, duygusuzca söylemlerle dinledin, unutma; normalleştirilmeye çalışıldı ‘asmayalım da besleyelim mi’ tavrı, unutma.

Şu an ülkenin geçirdiği muhafazakarlaşmanın dayandığı temelleri, Türkiye muhafazakarlığının kökünde kültüründen çok sermaye açı şerefsizlerin, koltuk manyağı dangalakların yattığını unutma. Sesini yükseltmeye çalışan özgür iradeyi yıkmak, susturmak, boyunduruk altına almak için dini suratına nasıl savurduklarını unutma. İplerinin ucuna taktıkları namus, ahlak, harem-selam, günah-sevap kavramlarını nasıl ucubeleştirdiklerini, duyularına nasıl çantada keklik hale gelene dek bunları yedirdiklerini, gözlerini açtığında en okumuşunun dahi ‘aa Türk aile yapısına aykırı,’ gibi laflar edebildiklerini; yaptıkları yalancılığı, sahte peygamberliği nasıl sana, bana normalleştirdiklerini unutma.

Bebek katili tamlamasının neden bu kadar popüler olduğunu unutma, en büyük canavar dişlerinden kan damlayarak tepende dururken, seni korkutarak, ‘dağlarda grup seks yapıyorlar,’ laflarıyla hali hazırda ektiği ‘ahlaklılık’ tohumu üzerinden seni manipüle ederek, en büyük bebek katili kendisiyken kanıt göstermeksizin sana tersini kanıtlayabilecek kadar üzerinde hakimiyet kurduğunu, kurabildiğini unutma.

Bu memlekette kütüğü hakkında dahi on sene önce söylediği sözün tam tersini söyleyebilecek insan olduğunu, daha da fenası, bu insana can-ı gönülden inanan başka insanlar olduğunu unutma. Yalancılığın bir tür anayasal hakka dönüştüğünü, artık hiçbirimizin yalanı ayırt etsek dahi yadırgamadığını unutma. Ölüm, cinayet, gasp, darp sevap artık, unutma.

İzin almadan sokakta dilediğince dolaşmanın, karşı cinsle konuşmanın, kısacık etekler giymenin, cinsiyetini yaşamanın, müzik dinlemenin, kahkaha atmanın, içki içmenin, öpüşmenin, sevişmenin korkunç eylemlere dönüştüğü, hepsinin ayrı ayrı yaptırımının olduğu müthiş topraklardayız. Niye youtube, twitter, facebook yasaklandı diye yaygara koparıyorsun ki? Ayıp.