Laf u güzaf

Vuslat Aktepe

Blog: Serbest Kürsü

Şimdilerde 2015 seçimlerine vurguyla, bir çağrı gündeme getirilmektedir. Bu çağrı bir zemin tarifi yapmaktan imtina ederken yüzde on barajına yaptığı vurgusuyla, kitleselliğinin ve etkisinin altını çizmiştir. Üstelik çağrı Birleşik Haziran Hareketi’nin örgütleyicilerinden olan kimi öznelere isim telaffuz edilerek yapılmaktadır. BHH tarif ettiği zemin üzerinden yükselen bir mücadele çağrısıyken aynı zeminde buluşmayan başka bir öznenin, kitleselliğinin alıcılığına yönelik yaptığı çağrı Türkiye’de sol siyasal öznelerin içine düştüğü acıklı duruma da ciddi bir göndermedir: Güç olma arzusunun, gücün niteliği ve yönünden bağımsız bir özne olarak kendini belirlemesi…

“Hele bir AKP’yi devirelim de…” ile başlayan cümlelerin kuruluş biçimi, noktalı alanları ne ile doldurursak dolduralım; yönsüzlüğü, siyasetsizliği ve örgütlenme eksikliğini ifade eder. Yani yukarıdaki kalıpla başlayan cümlelerin söyleyecek bir sözü kuracak bir geleceği yoktur, olamaz da.

AKP karşıtlığının türlü sebebi olabilir. AKP ile hesaplaşmanın da aynı oranda türlü zemini olacaktır. Zemin tarif etmeyen bir hesaplaşma çağrısı ise tüm zeminlerin ortaklaşabileceğine inanılan bir ortalamacılığa işaret ettiği oranda; hesaplaşmayı erteleme, boşa düşürme, kafa karışıklığından yararlanarak kendi zeminine çekme kaygılarının, basit hesapçılığın ürünü olmak durumundadır. Bu yüzden AKP karşıtlığını belirlerken zemin tarif etmek, bu zemin üzerinden belirlenmiş anahtar kavram ve siyasal yönelimlere vurgu yapmak ve ancak bu zemin içerisinde ortalamacılık değil ortaklaşma ile mücadele hedefi belirlemek, ciddi ve geleceği olan bir örgütlenme hattının olmazsa olmazıdır. Geçtiğimiz günler boyunca olgunlaşmasını sürdüren, örgütlenen ve örgütleyen Birleşik Haziran Hareketi’nin geleceği ve kazanımları da kendini tarif edebildiği zemin üzerinden belirlenebilmelidir. Birleşik Haziran Hareketi AKP’yi hedefe koyduğu oranda AKP sonrası Türkiye’nin de yönelim ve zorunluluklarını bugünden belirlemek, bu siyasal belirlenimlerin uyumlu araçlarını yaratmakla yükümlüdür. Adlı adınca söyleyelim; kamucu, anti emperyalist, seküler, laik, eşitlikçi bir cumhuriyet zeminini tarif ettiği oranda Birleşik Haziran Hareketi kimliğine ve örgütüne kavuşmuş olacaktır.

BHH’ın varlığı Türkiye’de ilerici, aydınlanmacı, eşitlikçi, yurtsever öznelere doğrudan bir çağrıdır. Bu çağrının söyleyecek bir sözü ve kuracak bir geleceği olduğu oranda gücü ve etkinliği de olacaktır. Anadolu halkları için gerçek anlamda barış da, kardeşlik de, eşitlik de ancak bu zemin üzerinde tarif edilen bir çağrının konusu olacaktır. Ötesi laf u güzaf…