Bir milliyetçinin psikopatolojisi ve kordiseps mantarları

Ufuk Terzi

Blog: Serbest Kürsü

Kapitalizm toplumun psikolojisiyle oynuyor, bu çok açık. Dahası bu işte çok iyi, zira algı yönetimi işinde çok başarılı kendisi. Seçim öncesi penguen medyasını bir hatırlayalım; bir çoğu hep bir ağızdan kırk yıllık HDP medyası gibi çalıştı ve başarıya ulaştı. Sonuç HDP barajı aştı, yani mesaj gerekli yerlere iletildi. Seçim sonrası stabilizasyon sağlanamadı, -bunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yoktu zaten-  Erdoğan, AKP, muhalefet, Kürt siyasi hareketi (PKK, HDP), Emperyalizm (ABD) hamlelerini yaptı, herkes bir yerlere mesajlar yolladı, -en fazla da Kürt siyasi hareketinin gelen kutusunda birikti bu mesajlar- bir sürü kan aktı, insanlar öldü siyasi kriz derinleşti. Burada bir es verelim.

Buraya kadar yapılan tespitler aman aman, kimsenin akıl edemediği tespitler falan değiller. Zaten sadece bu tip analizlere ve tespitlere dayalı bir yazı yazma derdinde de değilim. Derdim şu; bölgede siyaset bu dönem çok büyük oynanıyor ve bir tarafın bir diğerine verdiği her mesajı yakalamak kolay değil, kabul; ancak toplumun gözüne sokula sokula yapılan bir takım hamleleri bir grup insan nasıl oluyor da göremiyor işte burası beni düşündüren yer. Biraz açmak gerek sanırım. -Taa arap baharından bile başlanabilir belki ama uzatmayalım- önce IŞİD diye bir terörist örgüt salınıyor bölgeye, sonra -Türkiye başta olmak üzere- bazı ülkeler bunu silahlandırıyor, devamında Suruç'ta bir bomba patlatılıp 30 masum genç öldürülüyor, ardından bu IŞİD de fazla oldu denilip müdahale ediliyor, hazır buraya müdahale ederken kandili de vuralım bari denilip yine bir sürü insan öldürülüyor. Sonra yine bir savaş başlatılıp toplum kutuplara çekilmeye çalışılıyor. Başta sözünü ettiğim penguen medyası da şimdi seçim öncesinin aksine tamamen şoven, bir grup insanın ''bazı'' duygularına yönelik programlar yapmaya başlıyor. Şimdi baştaki girift (ne kadar girift olduğu da tartışmaya açık pek tabi) kısmı, bölge ve Türkiye'deki siyasi konjektürü takip etmeyen birisi, çözümlemekte güçlük çekebilir. Ancak seçim öncesi ve sonrasında neredeyse taban tabana zıt yayın yapan medyayı görüp ya da  büyük resmi anlayamasa dahi tüm bu kaotik ortamın seçim sonrasına denk gelmesi ve daha önemlisi AKP'nin tek başına iktidar olamadığı bir seçim sonrasına denk gelmesi nasıl oluyor da akıllarında ''Acaba?'' sorusu uyandırmıyor, ''Ulan bu işin içinde bir iş var sanki.'' demiyorlar da, sadece ''Vatan savunması yapan şehitlerimiz ve terörist PKK'' düzleminden bakabiliyorlar, işte buna anlamak gerçekten güç. Güç ama oluyor işte, çünkü düzen toplumun psikolojisiyle oynuyor ve bazılarını hasta edip kullanıyor. Neyse ki bu bazıları toplumun çok büyük bir kesimini temsil etmiyor. 

Kapitalizm algı yönetimiyle bir kesimin aklını ipotek altına alıyor. Sadece tek bir yönden -o da kendi istediği yönden- bakmasını sağlıyor, aynı kordiseps mantarları gibi. Kordiseps mantarları sporlarını yayıp karıncaların içerisine yerleşir, ardından karıncanın kısa bir süre için hayati olmayan iç organlarını içinde büyümek için besin olarak kullanır ve sonunda karıncanın beynine ulaşır. Karınca kordisepsler beynine ulaştıktan sonra zombileşir ve kontrolü tamamen kordiseps mantarları alır. Karıncayı daha uzaklara götürür ve alanını genişletmiş olur; aynı bu düzenin sözü geçen insanları zombileştirip kendisinin istediği gibi yönlendirdiği ve kendisine alan açtığı gibi.

Son günlerde bazı ''süper'' yurttaşların milliyetçi hezeyanları bunun birer örneği aslında. Kapitalizm tam da istediği şeyi ısıtıyor ve bu arkadaşlar da bunu yiyor. Peki bu hastalıklı psikolojilerin semptomları neler? Yani başka bir deyişle kapitalizm nasıl insanlar üretmek istiyor ve bazıları üzerinde başarıya ulaşıyor?

Hastalık belirtileri için yönteme dair örnekler üzerinden gitmenin yararlı olacağı kanaatindeyim. Yöntem belli; algı yönetimi. Algı yönetimine yukarıda değindik ancak sadece algı yönetimine dair belki başka yazılar yazılabilir, çok önemli ve derinlikli bir konu olduğu kanaatindeyim. Sözgelimi yıllardır Türkiye'nin üzerine kabus gibi çökmüş "Kurtlar Vadisi" gerçekliği var, bu dizi algı yönetimi yapmak için ve psikolojileri hamur haline getirme konusunda, düzenin ürettiği müthiş bir silah. Psikolojiler üzerinde yarattığı tahribata değinmeden önce birkaç örnekle çeşitlendirmek yararlı olacaktır; söz misal Acun Ilıcalı'nin kanalı sadece bu iş için kurulmuş bir kanal belki de, zira sadece bu işe yarıyor. İçindeki programlara 10 dakika göz atmak yeterli. Devam edelim; spor yorum programları var ki spor dışında her türlü şey seyretmek mümkün, bardaklar falan havalarda uçuşuyor. Peki diziler; şu son dönem "yaz dizisi" diye geçen bir furya var insanların beyinlerini aldırması gerekiyor seyredebilmek için, sanatla vs. hiçbir ilgisi yok senaristlerin toplumla en ufak bir bağı yok zaten. Son olarak da tabiki haberler. Haber kanallarının tamamında sadece bu işe kafa yoran insanlar olduğunu düşünüyorum, tabii ki sadece komplo... Peki bu programların tamamının topluma  alttan alta -belki bazıları direk olarak- verdikleri mesajlar nelerdir? Sırasıyla bazılarını sayalım; nefret ve şiddet söylemlerini normalleştirme, nefret ve şiddete özendirme, güç olgusunu yüceleştirme, gücü elde etmek için her yolu meşrulaştırma, parayı hayatın merkezine koyma, yalanı normalleştirme, dedikoduyu olağan bir şeymiş izlenimi verme, cinsiyetçi söylemleri olağanlaştırıp kullanımını arttırma, bencilliği meşrulaştırma, kibiri arttırma, "hak eden insana" acı çektirmekten, işkence etmekten haz aldırma. Uzatmayalım bu maddeler pek tabii çoğaltılabilir.

Buradan hareketle üç tane psikolojik rahatsızlığın başat belirtilerine bakalım; negatif düşünme, aşırı tepkiler verme, kıskançlık, inatçılık, sabit fikirli olma, karşıdakine düşmanca tavırlar besleme... Bu saydıklarım pasif-agrasif kişilik bozukluğunun belirtileri. Aşırı öfke, çıkarı için başkalarını kullanma, kendi çıkarlarını düşünme, sahip olduklarını abartma,  güç, para, güzellik ve başarı gibi şeylere aşırı önem verme, kıskançlık, hasetlik, aşırı gururlu tavırlar, fedakarlık yapmama, yardım etmeme, empati yapamama, her şeyde haklı olmaya çalışma... Bu saydıklarımsa narsizmin belirtileri. Son olarak da; terk edilmekten korkma, başkalarına hem maddi hem de manevi zarar verme isteği. Bunlar da sadizmin belirtileri. Bu belirtilerin tamamına bakarak, yukarıda saydığımız maddeler arasında bağ kurarsak çok zorlama bir iş yapmış olmayız sanırım. Kapitalizm bile isteye toplumun genleriyle oynuyor ve beyinlerine girdiği insanları istediği gibi yönlendiriyor. 

İşte yine buradan hareketle; son dönemde yaşanan olaylara ilişkin toplumun farklı kesimlerinden yükselen seslere bakılırsa kendisini milliyetçi olarak tarifleyen, sadece sosyal medyadan yalan yanlış haberler paylaşan, memleketin gerçeklerine gözlerini, kulaklarını kapatan, insanların duygularına temas edip oraları da çürütmeyi hedefleyen, habire aslında aynı tarafta olan insanları birbirlerine düşman etmeye çalışan, neredeyse siyasete dair hiçbir şey bilmeyen sadece kendi "doğrularını" doğru zanneden, saçma sapan tespitler yapan, insanların katledilmesini isteyen, yüzükoyun yatırılan insanları gördükçe büyük haz duyan, ölülerin üzerine basıp fotoğraf çektirenleri gorunce "İşte bunlar da bizim aslanlar" diye böbürlenen, empati kurmayı bir türlü beceremeyen bu insanlar hasta! Hatta o kadar hastalar ki; sadece kişisel tatmin için, nefret ettikleri insanlardan başkaları da nefret etsin diye insanların ölmesini istiyorlar, hem de taraf gözetmeksizin. Bu arkadaşlar, bir asker çocuğu, babasının tabutuna koşarken birilerini lanetleyip, sırf daha fazla insan o birilerini lanetlesin diye, daha fazla çocuk tabutlara koşsun istiyorlar...

Evet biz de her bir insan kirli siyasi oyunlardan dolayı öldüğünde bir kez daha lanetliyoruz, ama onlardan bir farkla; onlar beyinlerindeki "kordisepsten" dolayı kordisepsin işaret ettiğini, bizse beyinlere bu kordisepsleri salan para babalarını, dalkavuklarını yani kısacası bu düzeni.

Kordiseps mantarlarını ve zombi karıncaları sıfırlamak için, bu düzen değişmelidir lamı cimi yok...