Aydınmışım

Özgür Akış

Blog: Serbest Kürsü

İsimlerden de bahsederek bu vasfı hak etmek için yapılması gerekenlerden bahsedelim.

İnsanlar Edebiyatta, resimde,operada, sinemada yani sanatın çeşitli alanlarında yetenekleriyle ve çalışmalarıyla üretimde bulunabilirler.

Ortaya çıkarttıkları ürünlerinin nasıl bir değer kazanacağının belirleyicisi, içinde bulundukları sistemin dışında kalmayacaktır. Yani sadece para kazanıp yaşamını sürdürmek için ya da popüler bir kişi olmak için çabalayıp sonra da sana sen sanatcısın, ressamsın, şairsin denilebilir. Sen de ben neymişim böyle deyip ortalıkta her konuda beyanaat verirsin.

Ürettiklerinin çokluğu ya da toplumun büyük bir kısmında uyandırdığı aynı his seni aydın yapmaz güzel kardeşim. İktidarın seni muhatap alması, yani ülkedeki bir sorunun çözümünde kendi isteği doğrultusunda beyanaat verdirmesi seni kıymetli kılmaz.

Şimdi suçu Yavuz Bingöl'e atıp kenara çekilmeyelim. Yavuz Bingöl alevi, 90'larda solcuların dinleyip hoşça vakit geçirdikleri grupta yer alması, sonrasında da alevilik kimliği vesilesiyle bu başlıkta söz eder bir duruma gelmesi sadece onun kabahati değil.

Solun büyük sükse yaptığı 1960 ile 1980 dönemi arasında toplumun sorunlarını işleyen filmler çekmek, solun bu başlıkta üretken bir döneminide oluşturur. Türkülerini, şiirlerini bunun dışında tutmadan söylemek yararlı olur. Şimdi böyle bir dönemde “ Hasretinden prangalar eskittim, Benim kabem insandır, „  diyenlerin sayısı fazladır.

Bu sadece yaşamının bir döneminde idrak edilip sonrasında, vazgeçilecek mesele değildir. Sadece katkının derecesi değişir, aklının birden yok olup gitmesinin nedeni biz kaybettik ne zaman, 12 1980 darbesiyle sonra iki kutuplu Dünya'da sosyalizm kaybetti. 

Bu kaybetme fikri, yani sosyalizmin Dünya'nın üçte birinde yönetim şekli olduğunda ürettiklerin ile, siyasete bakış açın farklı ise Sovyetler birliğinin çözülmesiyle birlikte emperyalist sistemin bakın işte sosyalizm kaybetti propagandasının bazı ilerici solcu sanatçılarımızda tuttuğunun göstergesidir.

Cem Karaca meselesende olduğu gibi adı batasıca demokrasi, özgürlük mücadelesi bari verelim, Kenan Evrenin elimizden aldığı vatandaşlık hakkı, Turgut Özal tarafından geri verildi. Bak kötünün iyisi vardır, bende aydınım üzerime düşeni yapar, Özal'a metiyeler düzerim.

Sivil toplum örgütü olan cemaatler, Askerlerden her zaman daha iyidir. Sivildir çünkü el öpersem ağzımmı kirlenir.

Şimdide cemaate karşı AKP'yi desteklersem kim gücenirki alıştık nasıl olsa.

Örnekleri çoğaltmaya gerek yok sanırım.

Aydın, insanların sorunlarının tespitiyle yetinmeyip çözümünü de söyleme yeteneği gösteren kişidir. Ideolojik, doğru duruşunla güncel siyasetle aklını beslemen gerekir.Sadece tek başına değil insanlığa vurgu yapan diğer arkadaşlarınla birlikte bir çatı altında.

Her güne uyandığında o insanların sorunlarının yaratıcısı iktidarın karşısında, Ak Saray‘ın soytarılarına karşı bir laf edecek durumda olmalısın. Soma'da 301 işçisinin madende katledilmesine karşı yaşam odası olacaksın, İstanbul'da Torunlar İnşaat‘ta asansörden düşerek katledilen inşaat işçilerinin emniyet kemeri olacaksın ki ürettiklerinin kıymetini iyice anlayalım.

Yani Aydın kardeşim, kürt sorunu, bu başlıkta çözüm sürecinde iktidarla masaya oturup, bu sorunu çözeceğim diyen AKP'ye kol kanat gererek, bir de alevilerimiz vardı demi diyerek, onlarıda aradan çıkartalım mantığıyla, Türkiye'nin üvey evlatlarının başını sıvazlama girişimlerine karşın, reisi cumhurun gözlerine bakarak türkü söylemekle olmaz.

Aydın kardeşim.

İşçi sınıfın gözlerine bakacaksın, yatağan işçilerinin, sonrada diyeceksin ki özelleştirmelere karşı kamuculuk, gerciliğe karşı aydınlanmacılık, emperyalizme karşı bağımsızlık, sonrada bakacaksınki Kürtler, Aleviler eşit yurttaşlık haklarına kavuşmuşlar.

Sanatçı kimliğinin yada etnik kökeninin ne olduğu değil, senin aydın oluşunu belirleyen yukarıdaki görüşlere sahip olup olmadığındır.