Can pazarı

İbrahim Şahin

Blog: Serbest Kürsü

Can pazarında on yedinci gün. Bitiyor umut, cılızlaşıyor demeçler. 1. Gün devletimizin ileri gelenleri, görsel basın yazılı basın oradaydı. Can pazarı TV Kanallarında birinci sırada yer aldı. Görsel medyada ana sayfada. Gün on yedinci gün.  TV kanallarında son sıralarda yerini almaya, bazı kanallarda yer almamaya başladı. Hasır çoktan hazır örtülmeye. Yaşananlardan en fazla ders alandır nede olsa hasır.

Sözde sorulur hesap, dürülür defter
Devreder ölüm sancısı babadan oğula
Sürer ölümün sancısı bir altı asır
Adı kader
Kader hep böyle mi yazar
Ağlayanın anası hep ağlar
Gülenin anası hep güler

Manisa'nın Soma ilçesinde, 301 madencinin yaşamını yitirmesinden bir yıl geçmeden Karaman’ın Ermenek İlçesinde 18 kişi can veriyor.

Hukukçusu, yöneticisi basına demeç veriyor. Verilen demeç: 

Yasalara uyulmuyor, vatandaşın yasalara uyma alışkanlığı göstermesi gerekir

 Yaşanan facialar olağanüstü bir durum mudur.? Meclis olağanüstü toplanabilir mi, bütün bilim adamları, hukukçusu bu işler hep böyle süregeliyorsa bir yerde bir yanlış yapılıyor, o yanlış bulunmalı diyebilir mi? Soruşturma başlatılmış. Amaç bağcıyı dövmek mi, üzüm yemek mi?

Bir gün Nasreddin Hoca’ nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi:

- Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?

Bir başkası:

- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor?

Bir diğeri de:

- Hocam! demiş. Kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor.

Hoca kızmış:

- Yahu! demiş. El insaf, kabahatin hepsi benim mi? Eşeği çalanın hiç mi suçu yok

Devletin yasalara uyulmuyorsa denetleme görevi yok mu? Gerektiği yerde denetleme gücü kullanılıyor. Bu gün İl Emniyet Müdürlüklerine 81 İlden Ermenek Maden Ocağı protestosu için yola çıkacakların bulunduğu ilde engellenmesi emri veriliyor. 81 İlden yola çıkanlar, Ermenek'e can almaya gitmiyor. Engel, can alanlara can almadan olabilmektir.

Son Maden Faciasında devletin bütün gücüyle, imkânları ile Ermenek’te yer aldığı söyleniyor. Doğrudur. Bu gücün, imkânların bir de ekonomik boyu var. ‘’Efendim devlet can bahis olunca üçün beşin hesabını yapmaz.’’ O da güzel.  Son faciada, bir sondajın, bir yaşam odasının tedbir olabileceği belirtiliyor. Bir sondajın maliyeti üçün beşin maliyetinden çok çok düşük.  Vatandaş yasalara uymuyor, devlet uyduramıyor, tedbir aldıramıyorsa, o tedbiri vatandaş adına vatandaşın yerine '' VATANDAŞININ YARARINA''alabilir mi? Maliyetini isterse ‘’ Tedbir payı, gideri’’ der işletmeden tahsil eder, etmez üstlenir. Ölüm riskinin  yoğun olduğu işletmelerde ruhsatın yılda bir yenilenmesi şartını koyar, tedbirlerin alınmadığı, tespit edilen eksiklerin giderilmediği işletmelerin ruhsatını yenilemez. Bunu çözümü budur diye bir iddiada bulunmuyorum bunlar basit örnekler. İddiam çözüme taraftar olunursa mutlak bir çözüm yolu vardır.

Kral Nemrud İbrahim peygamber’in ateşte yakılması emrini verdikten sonra meydan yere odunlardan büyük bir yığın yapılmış. Odunları tutuşturmuşlar sonra. Alevler o kadar yükselmiş ki bulutların tutuşacağını sanmış çocuklar. Korkmuş kaçmış bütün hayvanlar. İbrahim Peygamber’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış askerler. Atacaklarmış ki Nemrud’un ne güçlü bir kral olduğunu anlasın, görsün; bir daha ona karşı gelmesin İbrahim Peygamber.

Bu sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir kartal onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: “Bu acelen niye? Nereye böyle?”

Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp, “Duymadın mı” demiş. “Nemrud, İbrahim Peygamber’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum.”

Bu sözleri duyan kartal kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış. “Sen şu ateşe dönüp yüzünü hiç bakmadın mı?” diye sormuş. “Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?”

Su taşıyan karınca, “olsun” demiş. “Hiç olmazsa safımız belli olur.”

Dileğimiz saflar belirlenir maden faciaları her altı ayda bir tekrarlanmaz.