Türkiye bu karanlığa sığmaz

Hakan Erol

Blog: Serbest Kürsü

Yukarıdaki fotoğraf Türkiye ile İsveç arasında oynanan maçın başından bir kare. Bunun öncesi de var tabi. Maç öncesi çalan mehter marşına ÖSO bayrağı da eşlik etti. Hem de bütün kamuoyunun önünde, hiç de çekinmeden, sıkılmadan açıldı o paçavra! Suriye’de kafa kesen tekfirci çeteler, uluslararası bir maçta diledikleri gibi o paçavrayı sarkıtabiliyorlar. Tüm bunlar iki saat içinde gerçekleşti. Gericilik, Türkiye ilericiliğinin örgütsüzlüğünün meyvelerini yemeye çalışıyor. Bu fotoğrafa bakan aydınlanmacı, laik, ilerici unsurlar ne görüyorlar? Gericiliğin çok mu güçlü olduğunu ya da gericiliğin yenilemeyeceğini mi düşünüyorlar?

Gericilik güçlü değil ama evet arsız. Ensar Vakfı denen dinci gerici kurum 45 çocuğun hayatını karartıp, üzerine hiçbir şey olmamış gibi üniversitelere gidip konferans vermeye çalışabiliyor! Bunu protesto eden üniversite öğrencilerine polis ve vakıf korumaları saldırırken ve ilerici öğrenciler yerlerde kelepçelenirken(1), o vakıf içerde ‘’yüzlerce insanın daha hayatını nasıl karartırım’’ın planını yapıyor. Dedik ya, arsızlar. Ama güçsüzler!

Bir ülke düşünün; fetva veren gerici kurumlar ve onun uzantısı vakıflar çocukların hayatını söndürebiliyor. O ülkenin Bakanı, çocukları korumayı değil, yüzü kızarmadan tecavüzcüleri aklamayı tercih edebiliyor. Karaman’daki tecavüzcülere sesini çıkarmayanlar, Karaman’ın boyun eğmeyen yurttaşlarını gözaltına alıp, hesap sormaya çalışabiliyor. Hesabı gericilikten sormaları gerekenler, ilerici tüm birikimlere saldırıyor.(2)

Milli Eğitim Bakanı bir din kurumuyla anlaşma sağlayarak çocuklara Diyanet’in tüm yayınlarını okutabiliyor. Yani ‘’Babanın kızına şevk duyması haram değildir’’ diye sapık fetvalar saçan zihniyet, çocukları küçük yaşta pislikleriyle boğmaya çalışıyor!(3) Buna müsaade edilebilir mi?

Bir zamanlar bir bilim yuvası olan TÜBİTAK, bugün ‘’Selamunaleyküm’’ projesine desteğini sunduğunu açıklayabiliyor. AKP’nin iktidara geldiğinden beri ele geçirmeye uğraştığı kurumlardan biri olan TÜBİTAK, son yıllarda Diyanet’i hiç de aratmayan görüntülere sahne oluyor. Ülkeyi esir almaya çalışan gericilik, her alanda kendini gösteriyor.

Tüm bunları karşılarında direnç olmadığı sürece yapabiliyorlar. En ufak bir örgütlülükte ise tarumar oluyorlar!

Türbana özgürlük diye geçinen bir takım solcuların, gericiliğe koltuk değnekliği yapanların bugün bu durumdan hala ders çıkarmadıkları, tecavüz destekçisi Ahmet Hakan’a sahip çıkmalarından anlaşılıyor. Gericilikle böyle mücadele edilmez. Eğer tabi böyle bir dertleri varsa…

Türkiye’yi bugün yöneten sınıf; başı kapalı siyasetçiler, tarikatların yoluna kul köle olan milletvekilleri, tecavüzcü, gerici ve piyasacı zihniyet. Bu ülke bu sınıfın eline teslim edilemez!

Gericilikle kol kola giden piyasa düzeni… Ağaoğlu’nun, Taksim’de bombalı saldırıyla yaşamını yitiren insanlarla nasıl dalga geçtiğini, cebini doldurmaktan, insanların emeğini sömürmekten başka hiçbir derdi olmadığını gördük. İnsan yaşamının, ne gericiliğin ne de sermayenin gözünde hiçbir değeri olmadığını biliyoruz. Bu ülke ne Ağaoğlu’nun asalak sınıfının ne de Ensar’cı gericilerin memleketi olamaz! Bu ülke Reno işçisinin, Şişecam işçisinin ve Tekel İşçisinin ve onun sınıfınındır!

Bu ülke her gün ölüm korkusuyla yaşayanların da ülkesi olamaz! Ölümü beklemeyi değil, iyiyi, güzeli, eşitliği, özgürlüğü yaşatmayı arayanların ülkesi olmak zorunda!

Türkiye bu tabloya sığmaz! Türkiye, bu gericiliği kusar!

Gericileri ODTÜ’de mescit provakasyonuyla gördük. Karşılarında örgütlü bir kitleyi gördüklerinde neye uğradıklarını şaşırıyorlar. Hemen ‘’mağdur’’a bürünüyorlar. Gericilerin, okullarını direnerek, imam hatiplere kaptırmayan velilerin karşısında nasıl afalladıklarını biliyoruz! Gezi’de karşılarındaki aydınlanmacı kitleden çekinenlerin nasıl kaçacak delik aradıklarını hepimiz gördük. Gericilik sanıldığı gibi güçlü değildir; korkaktır ve bir avuçtur. Yeter ki karşılarına ne istediğini bilen, örgütlü bir halk çıksın!

Bize çok acil olarak aydınlanmacılık ve laiklik gerek. En acilinden! Bu boşluğu doldurmak için Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi kuruldu.

-Zorunlu din derslerine karşı çıkıyorsan; küçücük çocuklarının din eğitimi ve baskısı altında büyümesini istemiyorsan,

-İmam Hatip’lere karşıysan; tecavüzcülerin, çocuklarının hocası durumunda olmasını kabul etmiyorsan, yobazların, çocukların aklıyla alay etmesine ve onları yozlaştırmasına tepki gösteriyorsan,

-Diyanet’in kapatılması gerektiğini söylüyorsan; laik bir ülkeden bahsedip, dinci gerici fetvalara karşı çıkıyorsan,

yerin de safın da bellidir. Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi, karanlıktan çıkış için büyük bir umut. AKP’nin sallandığını ve muhakkak ki gideceğini biliyoruz. AKP’ye son tekmeyi halk dışında götürecek her vuruş, karşıdevrimle sonuçlanacak, biliyoruz. Yani ya bu karanlık hepimizi yok edecek, geleceğimizi ve ülkemizi çalacak ya da örgütleneceğiz ve bu tecavüzcüleri, yobaz sürüsünü, gerici zorbaları bu memleketten def edeceğiz! Bu kavga aydınlık ile karanlığın kavgası… Bu kavga ilericilik ile gericiliğin kavgası… Bu kavga yukarıdaki fotoğrafla, aydınlık yüzlü Berkin’in kavgasıdır! Yukarıdaki fotoğrafa teslim olmayanların adresi bellidir! Aydınlanma Hareketi seni kavgaya çağırıyor!

1-http://haber.sol.org.tr/video/ensar-vakfini-protesto-eden-ogrencilere-po...

2-http://haber.sol.org.tr/toplum/tecavuze-tepki-gosteren-komunist-parti-uy...

3-http://haber.sol.org.tr/turkiye/diyanet-ve-milli-egitim-anlasti-cocuklar...