Beyoğlu'nda bir sinema

Gürkan Şakrak

Blog: Serbest Kürsü

Bir AVM sinemasının karanlık, insansız, sözsüz, bol paralı ve temiz tuvaletli binasının önünde duydum kapanacağın haberini. İlk seninle tanıştığım günü hatırlıyorum. Ama filmi değil, sadece seni. Demek ki film senin kadar etkileyici değilmiş. Duvarlarındaki Beyoğlu betimlemelerinde gördüğüm ayrıntılar uzun süre hayatımın en güzel sahneleri olarak kalmıştı. O zamanlar İstiklal ağaçlıydı. Tramvaylar ağaçların arasından akardı. Metalciydik. Taksim’in metal barlarına takılmak biz Kadıköy yakası çocukları için bir ayindi adeta. Bol bira, bol headbang, gece işkembe çorbası ve İstiklal sokaklarında sürtmece… Ve hep seni görürdüm bu gecelerde, film afişleriyle bir pasajın önünde…

Ve bir gün gündüz seansında tanışmıştım seninle. İşte o hayatımın en güzel sahnelerini de böyle gördüm. Ha bir de üst kattaki kadınların topuklu ayakkabı sesleri. Yaşanırlığın simgesiydi adeta. Neden bilmiyorum, o ayakkabı sesleri içime huzur verirdi.

Ah birde insanların… onları yazamamaktan korkuyorum. Çünkü ağlıyorum. Tombul yer gösteren amca, çay ocağındaki güleryüzlü kumral kadın, tertemiz ama bizim yer altı karanlığımızı da çağırştıran tuvalet ve önündeki masa, nedense hepsi çok samimi geliyor bana bu AVM sinemasının önünde.

Fuaye… binbir türlü insan, binbir türlü seviş ama tek aşka… sinema. Çok sefer yalnız girip, yalnız çıktığım filmler oldu Beyoğlu Sineması’nda da tıpkı AVM sinemasında olduğu gibi. Ama arada bir de olsa fuayede tanıştığım insanlar tüm ömrümün hikayesinde yer edindiler. Tarkovski konuştuk, Yılmaz Güney konuştuk, Ken Loach konuştuk onlarla. Sonra aşk dedik, “EMEK” dedik, “ALKAZAR” dedik… ve diyeceğiz değil mi? Beyoğlu Beyoğlu Sineması?

Şimdi sen diyorsun ki ben bir mekanım, taştan yapılmışım, nasıl direneceğim etten, kemikten ve “para”dan yapılmış bir mahlukata… İşte biz senin direngen beynin olacağız… sen belki kapanacaksın ama paraya karşı aklın ve paylaşımın dünyasını kurduğumuzda, sen yeniden Beyoğlu resimlerinin süslediği salonunda benim kalbimi ısıtacaksın… umut insanda.