Çipras neden istifa etti ya da Aleksis, "biz" dediğin kim?

Galip Munzam

Blog: Serbest Kürsü

Yunanistan'da Başbakan Aleksis Çipras istifa etti ve ülke 20 Eylül'de erken seçime gidiyor. Bu gelişmenin arkaplanını, neden ve amaçlarını sorular sorarak kısaca mercek altına alalım.

1."İlk kez sol" sıfatı ile kendisini tarif eden SYRIZA hükümeti bu zamana kadar neler yaptı?

Çok detaylandırmadan SYRIZA'nın altı aylık hükümetine sığdırdığı kimi icraatlarını şöyle sıralayabiliriz:

a. Çipras seçimler öncesinde tüm kemer sıkma paketlerini (memorandum) seçildikleri gece tek bir kanun maddesini değiştirerek iptal edeceklerini söylemişti. Bunun yerine SYRIZA öncelikle müzakere ettiği emperyalist kurumlara 9 milyar Avro'luk kendi kesinti planını sundu. Emperyalist merkezler 11 milyar Avroluk bir başka pakette diretince SYRIZA hükümeti referanduma gitti. Referandum'u büyük bir aldatmaca olarak kurgulayan ve halka bu iki paketten birini seçmek dışında seçenek bırakmayan SYRIZA, referandumdan ezici bir şekilde "hayır" oyunun çıkmasının ertesi günü vakit kaybetmeksizin emperyalist merkezlerin paketine "evet" diyen partilerle el sıkıştı.

b. Beşinci ayı aşkın oyalama sürecinin ardından "başka alternatif yok" diyerek 3. kemer sıkma paketi ve ona bağlı bir dizi yasa önerisi SYRIZA'nın büyük çoğunluğunun oyları ile yasalaştı. Bu paket şimdiye kadarki en ağır önlemleri içeriyor. Bunlar arasında en önemlisi, emekçilerin sosyal güvenlik ve emeklilik haklarının büyük ölçüde gasp ediliyor oluşu.

c. Kemer sıkma politikalarını protesto edenlere Atina'da polis saldırısı gerçekleşti. Protesto gecesi Atina'nın meşhur Syntagma Meydanı gaza boğuldu. Çok sayıda gösterici gözaltına alındı. Haklarında dava açıldı. Hükümet istifa ve soruşturma taleplerini reddetti.

d. Yeni bir borç anlaşması imzalandı ve Yunanistan borç ödemek için yeniden borçlandırıldı.

e. Temel tüketim maddelerindeki KDV %23'e çıktı. Maaşlarda doğrudan kesintiye gidilmese de emekçilerin alım gücü vergilerin artması ile dolaylı şekilde düşürüldü.

f. Ülkenin 14 havaalanı bir Alman şirkete 40 yıllığına devredildi.

g. Özelleştirme paketi kabul edildi.

h. Konut vergilerini ödeyemeyen insanların evlerinden atılmalarının yolunu açan yasa kabul edildi.

i. İsrail'le dostluk anlaşması imzalandı. SYRIZA'lı Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, İsraillilerin Yunanistan'ı çok sevdiğini Yunanistan'ın da İsrail'i sevmesi gerektiğini söyledi.

j. İsrail'e Akdeniz'deki Yunan hava sahası defaatle kullandırıldı.

k.  İncirlik planını devreye sokmadan evvel ABD, uçaklarını Hanya'daki hava üssünde bekletti.

l. NATO ile Yunanistan'ın "işbirliğini" derinleştirecek adımlar atıldı.

m. Yunanistan tarihinde ilk kez ABD ve İsrail'le birlikte Akdeniz'de tatbikat yapıldı.

n. Mültecilere kötü muamele artarak sürdü. Mülteci botlarının Yunan sahil güvenliği tarafından batırılması söylentisi ilk kez bu hükümet döneminde belgelenmiş oldu. Dün, adalardan gemi ile başka şehirlere sevkedilecek mültecilerden gemiye binmeleri karşılığında 60 Avro para talep edildi. Veremeyenler adada kaderlerine terkedildi.

o. Şehirde neonazi Altın Şafak'ın miting yapmasına izin vermeyen Yunanistan Komünist Partili Patra Belediye Başkanı hakkında politik özgürlükleri sınırladığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.

p. Çipras, istifa ederken Nazım'dan bir dize okudu

Bundan çok daha uzun bir liste yapılabilir ancak şimdilik bunun yeterli olduğunu düşünüyorum.

2. SYRIZA amaçlarını hükümet ortağı sağcı olduğu için mi gerçekleştiremedi?

SYRIZA, tanımadığı bir partiyle değil 2012'den bu yana oldukça yakın ilişki içinde olduğu Bağımsız Yunanlar (ANEL) isimli aşırı sağcı parti ile koalisyon kurdu. ANEL SYRIZA'yı, SYRIZA da ANEL'i sağcı ya da solcu olarak kategorize etmekten özenle kaçındı. İki parti kendilerini memorandum karşıtı cephenin öncü iki bileşeni olarak değerlendirdi. Dolayısıyla bu zorunluluktan kurulan değil, 2012'den beri hazırlanan bir koalisyondu. SYRIZA ve ANEL, hükümetleri süresince hiçbir siyasi gerilim yaşamadı. Tüm kararlar bu partilerin uyumu içinde alındı. SYRIZA ve ANEL yalnızca ekonomi alanında değil uluslararası ilişkiler konusunda da tam bir uyum içindeydi. Dolayısıyla SYRIZA yukarıdaki icraatları, küçük ortağının basıncı altında değil; onun desteğiyle yaptı.

3. Komünistler bu gelişmeleri nasıl önceden tahmin etti?

KKE, bu gelişmeleri seçimler öncesinde ve her dönemeçte öngördü. Sonuçları konusunda Yunanistan emekçi halkını uyardı. Peki ama nasıl? Bu daha detaylı analiz edilmeyi gerektirse de şu temel noktaları belirlemek mümkün:

a. KKE'nin emperyalist Avrupa Birliği ile "Avrupa Solu" denen yeni sosyal demokrasi arasındaki ideolojik, finansal ve kurumsal bağın kuvvetine ve bu bağın nerelere kadar uzandığına dair kesin bilgi ve kanaati vardı.

b. KKE, emperyalizmi ve emperyalist müdahaleyi arızi bir olay ya da durum olarak değil; analizinin merkezine yerleştirmişti. Bu nedenle AB'nin emperyalist karakteri ve ülkeye/bölgeye bakışı konularında netti. Aynı zamanda SYRIZA'nın kendisine alan açmaya çalıştığı uluslararası gerilimler ve ilişkiler konusunda yine merkeze emperyalizm kavramını yerleştirerek analiz yapıyordu (Almanya-ABD, ABD-Rusya, Almanya-Rusya, ABD-Çin gibi).

c. Komünistlerin sosyal demokrasinin tarihsel ve sınıfsal misyonu konusunda aklı netti.

d. SYRIZA, popülist söylemini "sosyalizmin imkansızlığı" ve reformist bir programın gerekliliği üzerine kuruyordu. Sosyalist iktidar hedefinin tarihsel meşruiyetini ortadan kaldıran bu söylemin emperyalizmle oturduğu masadan "başka alternatif yok" diyerek kalkması kaçınılmazdı.

e. SYRIZA, toplumsal sınıflar arasındaki uzlaşmaz karşıtlıkların varlığını reddediyor, sınıf mücadelesi yerine sahte ikilemler koyuyordu (Memorandum-karşıtı, memorandum-yandaşı; Avro-karşıtı, Avro-yandaşı  gibi).

f. KKE'nin SYRIZA'yı yukarı taşıyan toplumsal kesimlerin ve taleplerin karakteri konusunda net bir analizi vardı. SYRIZA'nın arkasındaki dalganın itici gücünün küçük burjuva tutuculuğu olduğunu ve SYRIZA'nın esas misyonunun emekçi sınıfların tepkisini orta sınıfların tutuculuğuyla boğmak olduğunu görmüştü.

Şu anda SYRIZA'ya marksizm-leninizmin temel kalkış noktalarından yaklaşmayan ve hatasını dürüst şekilde kabul etmeyen siyasi aktörler bu faktörleri içeren bir analiz yapmak yerine bazı kolaycı açıklamalara sığınıyor. Örneğin,

a. Yenilgi melodramı diyebileceğimiz "denedik olmadı" argümanı

b. Konuyu kişiselleştimek, Çipras'ı, Çakalotos'u vs. günah keçisi ilan ederek meseleyi bir  kişisel ihanet olarak açıklamak, programatik fiyaskoyu hasır altı etmek

c. Özünde hiçbir değişiklik olmayan yeni planların devreye sokulmasıyla, başka bir deyişle mevcut planın "upgrade" edilmesi durumunda "bu kez başarılacağı" argümanı

Bu açıklamaların hiçbirine prim verilmemesi gerekiyor.

3. Seçim kararı ne anlama geliyor?

Çipras'ın istifa konuşmasını dinleyenler yahut okuyanlar bunun bir veda olmadığını anlamışlardır.

SYRIZA, önümüzdeki seçim sürecinde "daha yapacaklarımız var", "kimi fena kanunları yaptık ama onları uygulatmamak için bizim hükümet olmamız gerekli", "Bu yürürlüğe konan politikaların ağırlığını azaltacak bir B planımız var" gibi argümanlara yaslanarak bir kampanya yürütecek. Seçim kararında ve yürütülecek bu kampanyada bir temel amaç söz konusu: Tıpkı 5 Temmuz Referandumu'nda olduğu gibi SYRIZA yine halkın felaketini halka onaylatmak peşinde; tüm düzen partilerin yaptığı gibi sistemin meşruiyetini sandıktan çıkartmak derdinde. Bu büyük resim. Büyük resmin içinde detaylar da var.

Örneğin SYRIZA'nın "solcuları"… SYRIZA'da kazan kaldıran sınırlı sayıda ancak parti içinde belli bir ağırlığı olan isimler bu seçim süreci ile birlikte partiden tamamen uzaklaştırılacak. SYRIZA bu şekilde gemideki isyankar tayfayı uygun bir limanda bırakıp yeni bir mürettebatla yolculuğa devam etmek istiyor. 2012 yılından bu yana defaatle yazdığımız SYRIZA'nın ideolojik ve siyasi olarak zaten tamamlanmış olan PASOK'laşma süreci bu şekilde parti kadroları düzeyinde de gerçekleşmiş olacak.

Diğer yandan SYRIZA'nın hala kullanılabilir bir özne olduğunu göstermesi, parlamentodaki krize karşın arkasındaki kitle desteğini yitirmediğini "ilgili mercilere" kanıtlaması gerekiyor. SYRIZA'nın Yunanistan'la sınırlı bir proje olmadığını defaatle soL'da belirtmiştik. Kapitalizmi sorgulamayan ve devrimci bir biçimde aşmayı önüne hedef olarak koymayan bir sol inşası projesinin İspanya ve İtalya gibi ayakları hayata geçmeden SYRIZA'nın havlu atması, bütünüyle ıskartaya çıkartılması söz konusu olamaz.

4. Seçimlerde ne olabilir?

Henüz gelişmeler çok taze olmakla birlikte şu erken ve detaylandırılmamış öngörülerde bulunulabilir:

a. SYRIZA'nın demogojik sol söyleminin aynı içerikle devam etmesinin inandırıcılığı kalmadığı için düzen açısından bunun taşıyıcısı olacak yeni bir sol öznenin inşası gerekiyor. Başka bir deyişle yeni bir oyuncak. Bunun için birbiriyle sıkı ilişki içinde olan iki aday söz konusu: Bunlardan biri SYRIZA'dan tedricen çekilmekte olan "Sol Platform" denen ve başında 1991'de KKE'ye dönük likidasyon saldırısının en önemli isimlerinden Panayotis Lafazanis'in bulunduğu SYRIZA hizibi. Bu oluşum, dün açıklandığı üzere partileşiyor. Diğer aday ise söylemsel olarak SYRIZA'nın solunda görünen ancak türlü ideolojik bulaşıklıkla malul - örneğin "Suriye Devrimi"nin yılmaz savunucusu olan- ANTARSYA isimli bir sol blok. ANTARSYA ve Sol Platform arasındaki "flört" bir süredir devam ediyor. Kimi küçük sol ekipler seçimlerde ANTARSYA ile hareket edeceklerini de ilan ettiler.

b. Bu "yeni" sol da tıpkı SYRIZA'nın 2012'de izlediği stratejiyi izleyecek ve bir sahte ikiliğe yaslanacak. Yeni sahte ikilik Avro-yandaşlığı ve Avro-karşıtlığı olarak kurgulanıyor. Dolayısıyla, "yeni" solun söylemi SYRIZA'nın ve düzenin Avro-yandaşı olduğu, kendilerinin ise Yunanistan'ın Avro'dan çıkışını savundukları üzerine kuruluyor. ANTARSYA, AB'den de çıkılmalı derken, Sol Platform sadece Avro'dan çıkışı savunuyor. Bu özneler arasındaki olası bir ititfak durumunda bu konunun aralarında nasıl bir "minimal" program ekseninde çözüleceğini izleyerek göreceğiz. Böyle bir birliktelik %3'lük seçim barajını aşabilir. Avro eksenli bu yeni sahte ikiliğe sağ popülizm, başka bir deyişle neonazi Altın Şafak da "Avro karşıtı" cenahın muhtemelen en kuvvetli unsuru olarak eklemlenecek.

c. Yunan sağında önemli değişiklikler olacak. Hükümetin küçük ortağı ANEL'in SYRIZA'dan daha çok yıprandığını varsaymak makul. Yeni Demokrasi içinden çıkmış olan ANEL'e giden oyların bir kısmı yarattığı hayal kırıklığı ile Yeni Demokrasi'ye geri dönecektir, bir bölümü ise memoranduma karşı görünen Altın Şafak'a akacaktır. SYRIZA bu nedenle önümüzdeki dönem mecliste bir ortak bulmakta zorlanabilir.

d. Neonazi Altın Şafak, siyasetin merkezine yerleşeceğe benzeyen Avro eksenli kutuplaşmadan, mevcut hayal kırıklığından ve son dönemde artan göçmen akışı ile birlikte hızla kuvvetlenen mülteci-karşıtı söylemden güç kazanacaktır. Bunda tıpkı öncekiler gibi mevcut hükümet tarafından da neonazilerin meşru bir siyasi aktör olarak muhatap alınması etkilidir.

e. SYRIZA, bu seçimlerde ciddi bir gerileme yaşamayabilir. Belli bir oy kaybı yaşasa da bunları önceki dönemde SYRIZA'yı radikal bulduğu için ona şüpheyle yaklaşan sağ sosyal demokrat oylarla telafi edebilir hatta mevcut oylarını bir miktar artırabilir.

f. Yunanistanlı yoldaşlarımız, KKE, ise bir dizi cephede savaş yürütmek durumunda. KKE,

i. SYRIZA'nın ve onun özelinde yeni sosyal demokrasinin gerçek yüzünü deşifre etmeye devam etmek,

ii. "SYRIZA öldü, yaşasın yeni SYRIZA" sloganlarının atıldığı "yeni" sol oluşumlarla yeni sosyal demokrasi ekseninde hesaplaşmayı sürdürmek,

iii. Sorunun bir sistem sorunu olduğunu gizleyen Avro eksenli yeni sahte ikilemin kapitalizmin ömrünü uzatma girişiminden başka anlama gelmediğini göstermek, Drahmili (ya da başka bir para birimli) kapitalist Yunanistan'ın emekçiler için cehennem olmaya devam edeceğini anlatmak,  

iv. Özellikle referandum sürecinde yeniden görüldüğü şekilde Yunanistan'da çok kuvvetli olan ve düzenin omurgasını oluşturan ABciliği kırmaya dönük adımlar atmak,

v. Yabancı düşmanlığı ile güçlenen ırkçı demagojiyi kırmak

görevlerini yerine getirecek.

g. KKE'nin ısrarla vurguladığı gibi alınan oyun bu adımlarda birincil bir önemi bulunmuyor. Şu aşamada KKE'nin oyunda ciddi bir oynama gerçekleşmeyeceğini söyleyebiliriz. Ancak söyleyebileceğimiz bir diğer nokta PAME'nin son eylemlerinin olağanın çok üstünde kalabalıklaştığı, KKE'nin yeni toplumsal kesimlerle temasa geçtiği, onları örgütlemeye başladığıdır. KKE, bu seçimlerden bir karşı saldırıyı örgütlemek için bu başlıklarda güçlenerek çıkmayı önüne temel hedef olarak koymuş görünüyor.

Bu kadar erken aşamada bu kadar gevezelik sanıyorum yeter. Ancak şunu söylemeden yazıyı bitirmek olmayacak:

Nazım'ın şimdiye kadar pek çok şarlatan tarafından kullanılmaya çalışıldığını gördük. Sonuncu örnek Çipras oldu. Çipras, yeni üçkağıt tezgahını kurarken Nazım'ın "en güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız" dizesini okumuş.

Şu noktada artık net olmak gerekiyor. Çipras için bu cümledeki gizli özne, halkın kanını emen tekellerden başkası değildir.