Küba’ya sarılmak İsteyen ABD sosyalizme çarparsa...

Fide Lale Durak

Blog: Serbest Kürsü

Barack Obama 88 yıl sonra Küba’yı ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. Tüm dünya bu görüşmeye kilitlendi ve herkes Küba’nın geleceği hakkında kehanetlerde bulunmaya başladı. Yaptığı ziyaretin tarihsel öneminin farkında olan Obama, Raul Castro ile yaptıkları ortak basın açıklamasında konuşmalarının siyasi içeriği dışında bir şeye daha çok dikkat etti. Beden diline..  

Kameraların karşısında bir anlığına da olsa verilecek Castro'nun omzuna ya da  koluna dokunma, sarılma vb. gibi pozlar yıllarca siyaset derslerine konu olabilirdi. 

Peki Castro buna izin verdi mi? Hayır. Basın açıklaması bittikten sonra Castro ve Obama’nın prosedür olarak birlikte basını selamlaması sırasında; Obama’nın Castro’ya sarılma adımı Castro’nun ani bir refleksi ve Obama’nın elini boş ve anlamsız havada sallanırken bulmasıyla son buldu. Fotoğrafa konu olan anların tamamı video olarak izlendiğinde görülüyor ki Castro, asla Obama'yı üstün bir duruma sokacak bir hamleye izin vermiyor; tersinden kendisi Obama'ya “geç yürü”, “çek elini”, “hadi canım hadi” minvalinde hareketler yapıyor.

Beden dili ile ilgili eğitimlerde verilen meşhur bir örnek vardır; ikinci dünya savaşı sonrası Yalta Konferansı'ndan bir fotoğraf. Fotoğrafta soldan sağa sırasıyla Churchill, Roosevelt ve Stalin görünmektedir. Bu fotoğraf için denir ki, “2. dünya savaşının galibinin Amerika olduğunu anlatan fotoğraftır. ABD Başkanı Churchill ve Stalin’in ortasında nasıl da rahat ve hakim bir şekilde oturuyor. Stalin ve Churchill ellerini önlerinde bağlamış ve Roosvelet'in hakimiyetini kabul etmiş görünüyorlar”. Bu çirkin fotoğraf okuması tarihsel gerçekleri çarpıtarak, insanların algısına yön vermeye çalışmanın bir örneği yalnızca. Tersinden insanların algısına yön vermek için, ABD başta olmak üzere genel olarak emperyalist oyuncuların özellikle basın karşısında buna benzer pozlar vermeye çalıştığı gözlemlenebilir. 2. dünya savaşı ile dünyadan faşizmi silmiş olan Stalin'in, o zamanlar bu safsatalara öncelik verip, bunlar için vakit ve emek harcamadığını düşünebiliriz.


II. Dünya Savaşı sırasında 4 Şubat 1945 - 11 Şubat 1945 tarihleri arasında Yalta Konferansı.

Diğer taraftan, Küba’nın Amerika ile savaşmakta ne kadar tecrübe kazandığı Raul Castro’nun Obama ile görüşmesinde tekrar açığa çıktı. Küba artık ABD’nin oyunlarını iyi biliyor ve bunlara izin vermiyor.

Castro'nun yaptığı hamle, Obama'nın basına vermek istediği fotoğrafa uyanık bir refleksle engel olmak değil sadece aynı zamanda Küba'nın siyasi iradesinin devam ettiği mesajıdır. Elbette Küba’nın siyasi iradesinin devam ettiğini anlamak için beden dili okuyacak değiliz. Diğer taraftan emin olunmalıdır ki vereceği mesajlara çoktan kurulmuş olan burjuvazi medyası Obama’nın yaratmaya çalıştığı fotoğraf karelerini çekmeyi umuyordu. 

Peki bu diplomatik basına selam verme gösterisinin sonu nasıl bitiyor? Castro, siyasi mesajınlarındaki kadar net bir duruşla bedensel jesti yapan son kişi oluyor.  

Öyleyse bu fotoğraf karesi şu şekilde okunabilir; Küba’da sosyalizmi ticari abluka, suikat girişimleri ve askeri çıkarmalarla yenemeyeceğini anlayan ABD, Küba’ya sermayeyi ve popülist kültürünü yerleştirmek; deyim yerindeyse Küba’ya sarılmak istiyor. Sosyalizmin örgütlü gücüne çarpan ABD’nin eli havada kalırken hem düştüğü komik durumu örtbas etmek hem de beklemediği bir duvara çarpmış olmanın şaşkınlığıyla gülümsemeye çalışıyor. Küba ise attığı adımlarında siyasi bilinç ve kararlılık olduğuna dair fotoğraf veriyor.


Raul Castro ve Barack Obama’nın gerçekleştirdiği ortak basın toplantısından bir kare.