Başbakan neden çiftçiyi öpmeye kalktı?

Burhan Özalp

Blog: Serbest Kürsü

AKP Tekirdağ İl Kongresi’nde konuşan Başbakan Davutoğlu, 2015 yılı için gübre desteğinin yüzde 10, mazot desteğinin yüzde 5 artırılacağını söyledi. Bayram değil seyran değil başbakan çiftçiyi neden öpmeye kalktı? Bunun iki nedeni var. Mazot ve gübre petrol bazlı girdiler. Dünyada petrol fiyatlarının düşmesini yaklaşan genel seçimleri de göz önüne alırsak fırsata çevirmek istiyorlar. Ancak verdikleri desteği de vergiler yoluyla geri alıyorlar. Bilindiği gibi yaklaşık 4 TL civarında seyreden mazot fiyatının % 50’sini maliye bakanlığı aldığı ÖTV ve KDV gibi iki vergi oluşturuyor. Yani çiftçinin belini büken yat sahibinden bile alınmayan bu vergiler. Türkiye’de mazot fiyatları hem AB’ye hem de ABD’ye göre oldukça yüksek. Hem mazot hem de gübre fiyatları AKP döneminde ürün fiyatlarına göre oransal olarak hep daha fazla arttı. Bu da çiftçinin girdi satın alma gücünü düşürdü.

Türkiye’de mazot fiyatları 2002 yılında 1.10 TL/LT iken 2013 yılında 4.28 TL/LT olarak gerçekleşti ve yaklaşık 3 katına çıktı. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında; AB’de 2002’de 1.13 TL/LT, 2013’te 3.80 TL/LT, ABD’de 2002’de 0.53 TL/LT, 2013’te 1.98 TL/LT olarak gerçekleştiği görülmekte. Yine Türkiye’de 2002-2013 yılları arasında gübre fiyatları; % 21 A.S. 2.5 kat, % 26 Can 3.2 kat, % 33 A.N. 3.3 kat, ÜRE 3.3 kat, DAP 2.4 kat, 20.20.0 2.4 kat arttı. Yüzdesel artış ise cari fiyatlarla % 241 ile % 333 arasında değişmekte.

Bu gelişmeler ürün/girdi paritelerini düşürüyor. Yani çiftçi 1 LT mazot ya da 1kg gübre almak için daha çok ürün satmak zorunda kalıyor.

Ayrıca gübreye destek % 10 artacak diyor ama başbakana Türkiye’de gübre fabrikalarını kim, neden, nasıl özelleştirdi sormak gerek? Çiftçi nasıl gübre tekellerine terk edildi?  Sanırım kısa bir hatırlatma faydalı olacaktır. 1976-86 döneminde kimyasal gübre ihtiyacının % 86’sını tek başına sağlayan Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK)  Dünya Bankası’yla yapılan tarım sektörü uyum kredisi çerçevesinde 1986 yılında gübre sağlama ve dağıtımını serbest bırakıldı. Bu hamle ile kurumun kısa sürede pazar payı %15’in altına, 1993 sonrasında yok denecek düzeye geldi ve 1998-2003 yılları arasında ise tamamen özelleştirildi. Yine Özelleştirmeler kapsamında 2004 yılında yapılan ihalelerle TÜGSAŞ’ın en büyük kuruluşu olan Gemlik Gübre Yılyak Yakıt’a, İGSAŞ ve Kütahya Gübre Yıldız Entegre’ye; 2005 yılında yapılan ihale ile Samsun Gübre Tekfen Holding’e bağlı Toros Gübre’ye satıldı.  Özelleştirmeler öncesinde sektörün en büyük kuruluşları % 29 pay ile bir kamu kuruluşu olan TÜGSAŞ ve % 26.5’luk pay ile Tekfen Holding’e bağlı Toros Gübre olmuştu. Gübre sektöründeki kamu kuruluşlarının özelleştirilmesiyle milyonlarca çiftçinin temel üretim girdilerinden birisini oluşturan gübre fiyatları birkaç tekelci şirket tarafından belirlenir hale geldi.

Bu destek müjdeleriyle çiftçimizi şöyle iyi, böyle iyi destekliyoruz demek istiyorlar ama 2002 ile 2013 arasında tarım alanları neden % 11 azaldı? Tarımın istihdam payını % 35 ile alıp kim % 23’e getirdi? Tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya katkısı 2002’de % 10 iken nasıl oldu da % 7’ye indi? Neden tarımda daha çok ithalat eder olduk?  Özetle, bu destek müjdeleri kaşık verip kepçeyle geri alanların müjdelerine benziyor.