'Gericileşme tehlikesinin farkındayız'

Birleşik Haziran Güncesi

Blog: Serbest Kürsü

13 Şubat eğitim boykotuna ilişkin aydınların destek mesajlarını yayımlamayı sürdürüyoruz.


İzzettin Önder (Akademisyen, soL Yazarı)
'Devletin laik ilkelere göre davranması. vatandaşlar arasında ayırım yapmaması gereğinin sonucudur. Ayrıca. din bireye özgü bir konudur ve diğer insanları iıgilendirmediği gibi. devleti de ilgilendirmez.

Din konusunun sosyal ve siyasal düzlemde ortaya çıkarılması din kisvesi altında çıkar sağlama gayretlerini öne çıkarır ve kışkırtır.

Bu durum bir ahlak sorunu olarak toplumu zedeleyeceği gibi, ekonomik rasyonelite kurallarına da aykırılık oluşturur.

Türkiye din ve mezhep çatışmalarının olağanüstü düzeyde seyrettiği çok kritik bir coğrafyada yer almaktadır. Böyle bir alanda din ve mezhep dokuları üzerinde oynamak, hele de bu konuyu siyaset ortamına çekmek çok tehlikelidir.

Bu tehlike o kadar büyüktür ki, ileri bir zamanda bugünkü efendilerini de yutabilir. Din eğitimi, ayırımcılık dışında özgür ve eleştirel düşüncenin sağlıklı gelişmesi önünde de çok ciddi bir engeldir.

İzge Günal (Akademisyen, soL Yazarı)
Bugün Türkiye’nin en önemli sorununun dinci gericilik olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Dinci gericilik sınıf mücadelesinin de, ulusal mücadelenin de ve diğer tüm mücadele ve çelişkilerin belirleyicisi, en azından en önemli etkileyicisi durumunda. Gerçekten de, sendikasızlığı, yoksulluğu, iş cinayetlerini, taşeronluğu işçi sınıfına kabul ettirebilmenin bugün için tek koşulu, onlara gerçek dünya dışında belirsiz bir yerde mutlu bir yaşam vaat edebilmek. Dinci gericilik bu işlevi fazlasıyla yerine getiriyor. Benzer biçimde ulusal mücadelenin gericileşip, sisteme yedeklenmesi de din üzerinden yapılıyor.

Örnekler çoğaltılabilir; eğitim, bilim, kadın…Tüm sorunların meşrulaştırılmasında din kullanılıyor. Gericiliğin sistematik hale getirilmesi ise her özel durum için yeniden gericilik üretme sıkıntısını ortadan kaldıran ve hatta gerici rasyonelleşmeyi doğrudan kişinin kendisine yaptıran kolaylık. İşte tam da bu nedenle eğitimde gericileşmeye başka bir taleple maskelenmeksizin doğrudan karşı çıkmak gerekiyor. Laik eğitim talebiyle harekete geçmenin önemi burada.

Erdal Eren (Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı)
Laikliğin nasıl önemli bir sistem sorunu olduğu, son yıllardaki uygulamalara bakıldığında daha iyi anlaşılmaktadır.

Toplumun genel olarak dinsel kurallara göre düzenlenmesi çabasının içinde barındırdığı büyük tehlikenin hepimiz farkındayız.

Eğitimin bilimin gereklerine göre düzenlenmesi, halkın taleplerinin dikkate alınması en önemlisi laik bir eğitim sisteminin yerleştirilmesi için, aydınlık bir ülke isteyen herkese sorumluluklar düşmektedir.

Din derslerinin zorunlu olması, çocuklara seçmeli din dersi dayatmaları, asıl olarak tek tip insan yetiştirmek amacını taşımaktadır.

8 Şubat’ta İstanbul’da yapılacak miting ile 13 Şubat’ta ülke genelinde gerçekleşecek okul boykotunun, bilimsel, laik bir eğitim sistemi için önemli bir adım olacağı ortada.

Bu nedenlerle Alevi örgütlerinin, sendika ve siyasi partilerin eğitim sisteminin gidişatı üzerine aldıkları eylem kararlarını destekliyoruz.