Kılıçdaroğlu, Yazıcıoğlu, Karamollaoğlu...

Belma Nur Kartal

Blog: Serbest Kürsü

Demişsiniz ki bugün... "Aramızdan ayrılışının 9. yıldönümünde Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle anıyor, şüpheli ölümünün aydınlatılması için adalet mücadelemizin devam edeceğini yineliyorum."

Katillere lanet değil rahmet okuyan "adalet" anlayışınız batsın yerin dibine! Bu halktan, evlatlarını faili meçhul cinayetlerde kaybeden ailelerden ve kendinizden utanmıyorsanız, bu toprakların bağrında "şüpheli ölüm"e kurban gitmiş, hatta bir mezarı bile olmayan binlerce namuslu, onurlu yurttaştan utanın! Maraş'ta, Sivas'ta, Çorum'da yakılan, baltalarla doğranan canlardan utanın!

Siz bugün, Abdullah Çatlı'yla birlikte gencecik devrimcileri boğazlayarak katliam yapan bir şerefsizi rahmetle andınız.

Siz bugün, Çatlı hapse atıldığında "Çatlı'yı bırakmazsanız, Ankara'nın her yerinde bomba patlatırız." diyen Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andınız.

Siz bugün, katliamların itirafçıları, "Emirleri Muhsin Yazıcıoğlu'ndan aldık" dediği halde kendisine açılan davaların hepsinden beraat ettirilip Meclise vekil gönderilen bir katili rahmetle andınız.

Siz bugün, Ülkü Ocakları'nın da itiraf ettiği gibi Sivas Katliamı'nın planlayıcıları içerisinde olan, katliam sırasında bizzat Sivas'ta olup olaylara önderlik eden alçak Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andınız.

Siz bugün, Sivas Katliamı sırasında Madımak Oteli'nin yanındaki BBP binasına sığınmak için BBP pencerelerine uzanan, "Kurtarın bizi" diye feryat eden insanların ellerine kalaslarla vuran, "Geberin pislikler!" diyen, 33 aydının yanmasını sevinçle izleyen BBP'lilerin reisi Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andınız.

Siz bugün, Ülkücü faşist çetelerin ve dinci-gericilerin komplosu sonucu resmi rakamlara göre 120, Alevi kaynaklara göre 500'e yakın insanın katledildiği, kadınlara tecavüz edilip çocukların, yaşlıların idam edildiği, baltalarla parçalandığı Maraş Katliamını yöneten ve Ülkücüleri bizzat yönlendiren Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andınız.

Siz bugün, Hrant Dink cinayetini azmettiren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'e cezaevinde bakıp besleyen Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andınız.

Sivas Katliamı’na katliam diyemez; "olaylar" der geçersiniz. Bu ülkenin en saygın 33 aydını yakılırken otelin önünde saldırganlara "Gazanız mübarek olsun" diyen katliam sanığı Temel Karamollaoğlu ile yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez. O sizde, siz onda; saatlerce görüşürsünüz. "Bu tür ziyaretleri son derece değerli ve yararlı görüyoruz." dersiniz.

Gün olur, “Ben hiçbir ülkücünün otoriteden yana olduğuna inanmıyorum. Demokrasi ülkücülerin olmazsa olmazıdır. Ülkücüleri ve milliyetçileri demokrasiden yana tavır alan gruplar olarak görüyorum.” dersiniz.

Gün olur, “Sevgili MHP’li arkadaşlarım, siz ne kadar ülkücüyseniz, vatanseverseniz ve milliyetçiyseniz biz de ülkücüyüz, vatanseveriz, milliyetçiyiz.” dersiniz.

Sağcıyla sağcı, solcuyla solcu olursunuz. Ülkücü faşistlerden oy devşirmek için siyasetiniz gibi parmaklarınız da kıvrılır, eğilir, bükülür. Değme faşistlere taş çıkartırcasına el çabukluğuyla kurt işaretini çakarsınız.

Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur. Dünün bir numaralı eli kanlı katili de geberir, size dert olur. Heyhat, sizin cephede işler hep böyle yürür. Adalet için yola düşüp katil "Muhsin Yazıcıoğlu için de yürüdük." dersiniz.

Siz bunu hep yaparsınız.