Büyük şair Cegerxwîn ile söyleşi

Z. Elki​

Blog: Kurdewarî

Bu röportaj Z. Elki’nin Suriye’nin Qamişlo kentinde büyük ozan Cegerxwîn’i ziyaret edişi ve ona çeşitli konularda görüşlerini sormasıyla yapılmıştır. Özgürlük Yolu dergisinin Ocak 1979 yılı 44. sayısından alıntı olan bu söyleşi, Roja Welat gazetesinin 12. Sayısında Kürtçe olarak yayınlanmıştır. Arşivini bizlerle paylaşan okuyucularımıza Kurdewarî olarak teşekkür ediyoruz. Katkı ve Önerileriniz İçin: [email protected]


Değerli ozan Kürt halkı ve Türk aydınlarının çoğu seni yakından tanıyor. Biz senden ve senin ününden gurur duyuyoruz. Bir kez daha yaşam öykün hakkında bizi aydınlatmanı istiyorum.

Elbette değerli dost... 1900 yılında Mardin’in Hesar köyünde doğmuşum. Babam çiftçiydi. Çok yoksulduk. 9-10 yaşlarındayken babam ve annem öldüler. Kendi çabamla çalışıyor ve yaşamımı sürdürüyordum. 18 yaşımda dini öğrenime başladım. 10 yıllık dini öğrenimden sonra icazet aldım. Dini öğrenim nedeniyle çok yer dolaştım: İran, Irak, Suriye… 1927 yılında evlendim. 1928 yılında Suriye’de köy mollalığına başladım. 1935 yılında Suriye vatandaşı oldum. 6 divanım var. Üçü basılmış üçü duruyor. İki öykü kitabı yazdım. Biri ‘‘Cim ile Gülperi’’, diğeri ise ‘‘Reşoyê Darê’’dir. iki kitap ve bir kaseti de dilimize çevirdim. Birinci kitap Halfin’in, diğeri ise Minorski’nin Mahabat Cumhuriyeti kitabıdır. Farsça kaset ise Nazi Almanya’sı döneminde öldürülmüş İranlı bir devrimci ile ilgili.

Şuanda da şiir ve öykü yazıyorum, ayrıca yabancı eserleri dilimize çeviriyorum.

Qamişlo’da oturuyorum. Yedi çocuğum var. İkisi erkek beşi kız.

Şiir yazmaya ne zaman başladınız ve hangi dönemde şiirlerinizde devrimci içerik ağırlık kazandı?

1924 yılında şiir yazmaya başladım. Şunu da söyleyeyim ki bu yıl aynı zamanda yurtseverliliğimin de başlangıcıdır. Önceki yıllarda şiirlerimde ulusal temalar ve yurtseverlik duyguları ağırlık taşıyordu. Ancak yine de ağalara, Şeyhlere, beylere ve tüm gericilere karşı yazıyordum. Bu temalar ikinci dünya savaşına dek sürdü. 1945-46 yıllarından sonra şiirlerimde devrimci içerik ağırlık kazandı.

Şiirlerinizi günün hangi saatlerinde yazarsınız ve şiirlerinizde daha çok hangi konuya ağırlı verirsiniz?

Dediğim gibi şiirlerimde devrimcilik ve yurtseverlik konuları ağırlık taşır. Bildiğiniz gibi şiirlerimde sosyalizm bilinci ve yurtseverlik duyguları yansır. Ayrıca ağalığa, şeyhliğe, beyliğe, tüm gericiliğe ırkçılığa ve emperyalizme karşı yazıyorum. Marksizmi-Leniniizmi övüyorum. Şiirlerimde materyalizmi işliyorum. Halkımızın uyanması için sosyalizmin yolundan sapmadan ne gerekiyorsa yazıyorum.

Her zaman sabah erken uyandığımda kahvaltıdan önce şiir yazıyorum. O anlarda güzel şiirler yazıyorum. Çok iyi ilham alıyorum.

Ayrıca nerede zorbalık görsem, örneğin dolaştığımda birinin başkasına haksızlık yaptığını görsem, biri yoksulsa… En önemlisi de zaten halkım ezilmektedir… Bu sorunlardan ilham alıyor ve şiirler yazıyorum.

Kürdistanlı şairlere öğütleriniz ve onlardan istekleriniz nelerdir?

Kürdistanlı şairlerin tüm güçleriyle iç ve dış düşmanlara karşı mücadele etmelerini, halkımızın uyanması için çalışmalarını istiyorum. Kalem tutan ellerini Marksizm-Leninizm yolunda yorsunlar çok yazarak halkımızın edebiyatını kültürünü zenginleştirsinler. Halkımızın devrimci mücadelesine yazdıkları şiirlerle omuz versinler. Sosyalist ülkelerin halklarına düşmanlık etmesinler. Kısacası sosyalizmden sapmadan halkımızın uyanışı ve kavgası için tüm ezilen halkların ve işçilerin kardeşliği için yazsınlar.

Kürdistan’ın geçmişi ve şu anı ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Ayrıca biz Kürdistan’ın sömürge yani müstemleke olduğunu söylüyoruz. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Bildiğiniz gibi ülkemiz bin yıllardan bu yana imparatorların, derebeylerin ve zalimlerin at koşturduğu bir alan olmuştur. Kürdistan derebeyleri de kendi çıkarları için zalimlerin boyunduruğunu kabul ediyorlardı. Üstelik onlar da Kürt yoksullarına zulmediyorlardı.

Ülkemizi Osmanlılar ve Farslar aralarında bölüşmüşlerdi. Bu güzel ülke için tüm zorbalar kendi aralarında savaşıyorlardı. Feodallerimiz ve gericilerimiz de çıkarları için hangi taraf üstün gelirse onunun boyunduruğunu kabul ediyorlardı.

Derebeyler, feodaller, aşiret ağaları kendi çıkarları ve düzenlerinin devamı için Kürt halkının uyanışını engelliyorlardı.

Şimdi de çok şey değişmiş değil. Ülkemiz parçalanmış, bağımlı olmuşuz. Emperyalizm halkımızın kanını emiyor. Feodallerimizin çıkarı da buna uygundur. Onlar da halkımızın uyanışına engel oluyorlar. Emperyalistlerle ırkçılarla işbirliği yapıyorlar. Ama şunu da ekleyeyim, halkımız artık eski halk değil, az da olsa uyanmış. Artık feodallerin, aşiret ağalarının borusu eskisi gibi ötmüyor. Köylülerimiz az da olsa çalışıyor, çabalıyor. Yurtsever ilerici aydınlar çoğalmış ve bunlar halkımızın hakkını soruyorlar, fazlasını da.

Özetle halkımız hala güzel günler görmedi. Ama görecektir, o günler uzak değil yakındır.

Ülkemizin sömürge oluşu konusunda sizin gibi düşünüyorum. Elbette sömürgedir. Tüm yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz, dilimiz her şeyimiz elimizden alınmış, hem de zorbalıkla. Bu sömürge olmak değil de nedir.

Kürt halkının kurtuluş hakkında görüşleriniz nelerdir, yani hangi yolla mümkündür? Sosyalist devletlerle, Sovyetler Birliği ile ilgili olarak ne diyorsunuz? Maocular ve Çin siyaseti hakkında neler söyleyeceksiniz?

Aziz kardeşim bu sorunuz uzun bir yanıt gerektirir, ama yine de kısaca yanıtlayayım.

 Halkımızın kurtuluşunun sosyalizm önderliğinde olmasını istiyorum. Bugün halkımız dört ülkeye dağılmış, doğaldır ki şartları da farklıdır. Kürdistan’ın her parçasındaki tüm Marksist-Leninistlerin siyasi çalışma yapmaları, sosyalist bir parti inşa etmek için çalışmaları gereklidir. Diğer ilerici halklarla dostça bağlar kurmalı, içteki ağalara, şeyhlere ve tüm gericilere karşı savaşmalıdırlar. Halkımız sosyalistlerin öncülüğünde tek bir yumruk gibi, diğer ilerici halklarla birlikte en büyük düşman olan emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı amansız bir savaş vermelidir. Kürdistan’ın her parçasındaki siyasi hareketlerin aralarındaki bağları kopartmamaları gerekmektedir. Omuz omuza vermelidirler. Bir kez daha söylüyorum; Marksizm-Leninizm yolundan şaşmayın! Başarı ancak bu yolla mümkündür.

Sosyalist devletler bizim dostlarımızdır. Onlarla ilişkilerimizi bozmamamız, dostluğumuzu pekiştirmemiz gereklidir. Sovyetler birliği ile de öyle. Bugün emperyalizme karşı halkımızın ve tüm ezilen halkların dostları Sovyetler Birliği ve sosyalist devletlerdir. Halkımızın kurtuluşu için Sovyetler Birliği’nin, sosyalist devletlerin ve tüm ilerici halkların desteğinin şart olduğuna inanıyorum. Halkımız bu desteğe çok sevinecektir. Bu nedenle bizim sosyalist devletlerle ve tüm ilerici halklarla dostluğumuzu ilerletmemiz gereklidir.

Şu anda Çin siyaseti ile Maoculuk birlikte yürüyor. Çin bugün dünyadaki tüm sosyalistlerin ve ezilen halkların düşmanı olan emperyalizm ile dostluk kuruyor. Amerika ile el ele vermiş. Çin’in ve Maoculuğun izlediği bu yol ezilen halklardan yana değil. O Amerika ile el ele vermiş durumda. Maoculuğun ve Çin siyasetinin Marksizme ve Leninizme karşı görüyorum. Kısacası Çin siyasetinin yaptığı çok yanlış bir görüştür.

Bildiğiniz gibi Irak devrimi 1975’te yenilgiye uğradı. Bu yenilgi hakkında diyecekleriniz nedir?

Aziz kardeşim bu sorunuzun üstünde fazla durmayacağım. Çünkü sen de biliyorsun devrimci bir hareket ağaların, aşiretlerin, feodallerin ve burjuvazinin önderliğinde ise bir şey dememe gerek yok. Eninde sonunda yenilgiye uğrayacaktır. Amacına ulaşması mümkün değildir. Irak devrimi gericilerin, ağaların, aşiretlerin ve Barzaniler gibi feodallerin eline düşmüştü. Bunlar halkımıza tarihi bir ihanet yaptılar. Halkımız da bunu unutmayacaktır. Yalnız inanıyorum ki Irak’taki devrimci hareket ölmedi, ölmeyecektir. Kürdistanlı sosyalistlerin öncülüğünde amacına ulaşacaktır.

Türkiye Kürdistan’ından bir isteğin, başka söyleyeceklerin var mı?

Türkiye Kürdistan’ı halkına ve tüm Kürtlere devrimci selamlar.

Güçlü bir çalışma yapın. Halkımız için bu gerekli. Marksizm ve Leninizm yolundan şaşılmamalı. Bu yol bizi mutlaka amaca ulaştıracaktır.

Daha da başarılar dilerim.

Yanıtlarınız için çok teşekkür ederim değerli ozan. Kürt halkı seninle büyük gurur duyuyor. Sağol!