Kürt Aydınlanma tarihinden portreler: Profesör Qanatê Kurdo

Münir Gök

Blog: Kurdewarî

''Kürtlerin Rönesansı'' diye nitelendirdiğimiz dönemin aydınlarından Erebê Şemo'dan bahsetmiştik. Qanatê Kurdo da yine bu dönemi yaratan Kürt aydınlarının başında gelmektedir. Erebê Şemo gibi Kars'ın Susuz köyünde, 1 Eylül 1909 yılında doğmuştur. O dönem Osmanlı Devleti'nin başta Ermeniler olmak üzere Gayrı Müslimlere yönelik baskı politikaları nedeniyle Kurdo'nun ailesi de yaşadıkları toprakları terk edip Sovyetlere göç etmişlerdir.

İlk ve ortaokulu Kürtlerin yoğun olduğu kentlerden biri olan Tiflis'te okur, ardından 1928 yılında Ermenistan Komünist Partisi tarafından üniversite okuması için Leningrad'a gönderilir ve orada İşçi Üniversitesi'nde okur. Mezun olduktan sonra Leningrad Tarih Felsefe Dilbilim ve Edebiyat Enstitüsü'ne kabul edilir. 1936-39 yılları arasında Leningrad Devlet Üniversitesi Dilbilim Fakültesi'nde doktorasını tamamlar. İki yıl sonra da Sovyet Bilimler Akademisi Etnografya Enstitüsü'nde akademisyen olarak çalışmaya başlar.

İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla birçok aydın, işçi, köylü gibi Kurdo da Nazi faşizmine karşı sosyalizmi savunmak için savaşa katılıp Leningrad'da 'Zarya' adlı atölyede çalışır. Ardından Baltık bölgesindeki İkinci Cephe'de sıcak çatışmalara katılır. Savaşın bitmesiyle, savaşta gösterdiği başarılardan dolayı Kızıl Yıldız Madalyası ile ödüllendirilir.

Qanatê Kurdo, savaştan sonra Leningrad Üniversitesi Doğu Dilleri ve Kültürleri Fakültesi'nde Kürtçe dersler vermeye başlar. Daha sonra Devlet Doğu Dilleri ve Kültürleri Enstitüsü'nün Leningrad Şubesi'ne geçer ve orada Kürt dili ve kültürü alanında lehçebilim, sözlükbilim, tarih, edebiyat tarihi ve etnografyaya yoğunlaşır. Ama bilimsel çalışmalarında asıl ağırlığını Kürt dili üzerine yoğunlaştırır.

Kurdo'nun hocası İ.A. Orbeli tarafından Leningrad Enstitüsü çatısı altında bir Kürdoloji Kürsüsü kurulur. 28 Şubat 1959 yılında Orbeli'nin çıkarttığı resmi bir kararla Kürdoloji Kürsüsü Leningrad Üniversitesi'nden bağımsız bir yapıya kavuşturulur. Qanatê Kurdo, Rudenko, Sukerman, Musaelyan gibi akademisyenler Orbeli'nin başkanlığında güçlü bir ekip olarak Kürt dili, kültürü, edebiyatı alanında çok önemli çalışmalar yaparlar. Orbeli'nin ölümünden sonra Kürsü'nün başkanlığını Qanatê Kurdo üstlenir ve ölümüne kadar ki süre boyunca birçok Kürt ve yabancı akademisyen yetiştir.

Akademisyenliğinin bu yıllarında çalışmalarını, Kürtçe lehçeleri gramerlerinin yazımı, lehçelerin karşılaştırmalı incelemeleri üzerinde yapan Kurdo, ayrıca Kürtçenin Dimilkî ve Goranî lehçelerini Farsça'ya mal etmek isteyen Batılı ve Doğulu akademisyenlere karşı da ciddi bir mücadele yürütür. Yine bu dönemde, 1970 yılında Bağdat Üniversitesi bünyesinde Kürt akademisi açıldığında Prof. Qanatê Kurdo akademinin fahri öğretim üyesi seçilmiştir.

Kürt edebiyatı tarihi ve gramer alanlarında birçok temel çalışmaya imza atmış Qanatê Kurdo; Feqiyê Teyran, Şerefxanê Bedlîsî, Ehmedê Xanî, Mela Mehmûdê Beyazîdî, Xaris Bedlîsî, Silêman Selîm, Xosroxan Banî Erdelan, Mestâre Erdelanî gibi büyük klasik Kürt yazarların eserlerini incelemiş, orijinallerini Rusça çevirileriyle yayınlatmıştır. Yazdığı 100 civarında eser arasında Kurmancî ve Soranî gramerini incelediği Rêzimana Zimanê Kurdî Li Ser Bingeha Zaravayên Kurmancî û Soranî (1957, 1978), sözlüğü Ferhenga Kurdî (Kurmancî) - Rûsî (1960), Kürt edebiyatı tarihi çalışması Tarîxa Edebiyata Kurdî I, II (1983, 1985), Zimanê Kurdi (Kürt dili,  3-4. sınıflar için ders kitabı 1979),  Tarixa Kurdnasiya Rusistan û Sovyetistan (Rusya ve Sovyetlerde Kürt tarihi bilimi) Kürt dili ve edebiyatındaki önemli çalışmalarının başında gelir.

31 Ekim 1985 yılında hayata veda eden Kurdo, hastalığına rağmen son nefesine kadar tek kaygısı, yarım kalan çalışmalarını tamamlamak ve bu çalışmaları Kürt halkıyla buluşturmak olmuştur.

Qanatê Kurdo,  SSCB'nin Kürt kurumlarında geçirdiği elli yıllık akademisyenlik hayatında birçok Kürt akademisyenin hocalığını yapmış, Sovyetlerde Kürdoloji alanının kurucuları arasında yer almış ve ardında silinmez çok önemli eserler bırakmıştır . Gericiliğin, karanlığın, faşizmin tepemize çöreklendiği bugünlerde, lambaları ve duvarları şiirden, edebiyattan, aydınlanmadan ve emekten olan bir dünya kurma ütopyamızı gerçekleştirmek için en büyük rehberlerimizin başında gelmektedir.


Kaynaklar:

1) Botan Amedi, Kürtler ve Kürdistan Tarihi I, Fırat-Dicle yayınları, sayfa 179.

2) http://www.dengeazad.com/en/NewsDetailN.aspx?id=2932&LinkID=117