Müzik Kutusu: Arıx

Birol Korkmaz

Blog: Kurdewarî

Yıl 1939, 26 Aralık gününü 27 Aralık’a bağlayan gece hafızalara 39 Erzincan Depremi olarak geçen büyük bir zelzele olur. Halk arasında büyük Erzincan depremi olarak anılmıştır. Kayıtlarda depremin Erzincan’ı tümüyle haritadan sildiği ve pek çok ilin ( Sivas, Tokat, Erzurum, Gümüşhane, Amasya, Yozgat, Samsun, Giresun, Trabzon, Elazığ, Malatya ve Dersim bölgesi ) de depremden etkilendiğinden söz edilir. Deprem, gazetelere “Erzincan Zelzelesi Bütün Tahmin Hudutlarını Aşan Bir Felaket Oldu”, “Feci Bilanço” gibi başlıklarla yansıdı. Yüzey dalgası büyüklüğü 7,9, Richter Ölçeğine göre büyüklüğü 7,2 olan deprem sonucunda (tahmini) 32.962 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 100.000 kişi de yaralanmıştır. Oluşan deprem neticesinde 116.720 bina da yıkılmış ya da zarar görmüş. Dünyanın büyük depremleri arasında sayılan bu deprem Türkiye’nin en ciddi deprem felaketlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir.

Ve  bu büyük depremden bize kalan, kaybedilen canlarımızı bize hatırlatan ağıtlar, türküler, şiirler, kılamlar…

“Erzincan’ı çevirmiş kara bir duman / şimdiki felaket gardaş eskiden yaman/ canlar dayanmıyor ah aman aman / emir büyük yerden kime ne diyem/ acılar içinde ağlar Erzincan “

Dönemin aydınlık kalemlerinden Nazım Hikmet de büyük depreme “kara haber “ adlı bir şiir yazmıştır. Diğerlerinden farklı olarak Nazım Hikmet, eski bir Erzincan türküsü olan; Erzincan’da bir kuş var Kanadında gümüş var dizesinden yola çıkarak yaşanan acılara soylu bir çığlık olur. Bunların dışında bir ağıt daha vardır acısıyla, öfkesiyle günümüze kadar söylene gelmiştir pek bilinmese de. Bir Koçgiri ağıdı. Aralık 39 Erzincan Depremi'ne yakılmıştır bu ağıt. Aynı depremde Sivas İmranlı (Maciran)`nın Arıx (Sarun) köyünde yitip giden iki kardeş için eylenmiştir, yerle bir olan evlerin ortasında, kalanların ölenlerden daha az olduğu o kıyamet zamanlarda. Arıx dıben gunde Saran diyerek başladığı söylenir  "TURE"nin ağıda. Arıx saran aşiretinin bir köyüdür. Depremin gece sularında ansızın meydana geldiği söylenmektedir. Mevsimlerden kış Koçgirililerin ölen canları için mezar kazmakta zorlandıkları düşünülmekte en azından ağıtta söylenildiği şekliyle bu durum böyle ifade edilmekte. Çünkü hava çok soğuktur mevsimden dolayı. Sadece insanların değil hayvanların da göçük altında kaldığı söylenmekte. Arıx köyünün yapılarını taş ve çamurdan olması can kaybını arttırmıştı. Çünkü aynı fay hattı üzerinde bulunan  Koçgiri köyleri(Cerit, Karlaş, Düricin, Cefolar, Gunde Hemo, Mustolar)`nin Arıx kadar kayıp vermediği anlatılmakta.

Deprem sırasında can kaybının olduğu yere komşu olan bir mahallede cenaze olduğu ve köyün bir kısmının cenaze evinde oldukları, depremden etkilenmedikleri anlatılmaktadır.

Ağıtın günümüze gelene kadar her mezar başında üstüne eklemeler yapılarak  değiştiği ve geliştiği söylenmekte. Hatta akılda tutulmasının zorlaştığı ve sadece belirli bölümlerinin günümüze ulaştığı da söylenmektedir. Yüzlerce mezarın açıldığı, açılan mezarlara birden fazla canın konulduğu, acının, mezar başında ağıt yakan Koçgirili kadınların eseridir Arıx kilamı. Ağıtı Arıx köyüne gidip derleyen ilk kişi, genç yaşta yobazlar şeriat düşkünleri tarafından 93’te Sivas’ta 35 canımızın canlı canlı yakıldığı o kara günde can veren Hasret Gültekin’dir. Ölmeden 3 yıl önce derlemiştir Arıx ağıtını.

Ağıt şöyledir:

Arix dibên li gundê saran
Gava ku zelzele bu
Lê lê anê dused sêsed mezel vedan
De lê lê lê
De lo lo lo

Hîvî wêket
Hîva tijî ye
Lê lê anê dutane xudane law û qîza
Lê lê dayê yek nebû zava
Sere silgavê.

Türkçesi:

Arix dedikleri Sarun köyünde
Deprem olduğu sene
İki yüz üç yüz mezar açıldı anne
De lê lê lê
De lo lo lo

Ay doğdu
Dolunayla
Kör olasın iki oğlun iki kızın
Biri bile damat-gelin olamadı
Kapının başındayken.


Katkı ve Önerileriniz İçin: [email protected]