Sovyetler Birliği’ndeki Ulusal Kürt Edebiyatı

Bekir Can Başeğmez

Blog: Kurdewarî

Tarihi boyunca, sürgüne mahkûm edilmiş bir halk ve dili, kendi topraklarından uzakta, yine kendi diliyle yarattığı edebiyat ulusal olabilir mi?

Eğer mayasında “emeğin kutsallığı” olan topraklarda, kardeşlikle bir arada yaşamanın başa yazıldığı bir ülkedeyse bu halk, halklar… Bu, hayal etmesi o kadar da uzak bir ideal olmayacaktır. Zira bu düş de değil, hayal de…

Çünkü büyük insanlık, 1917 Ekim’inde, el birliğiyle büyük bir “ekmek” yaptı, mayasında “emeğin kutsallığı” olan. Ve “ekmeğin” herkese yetebileceğini gösterdi!

“İşçilerin Anavatanı”nı yurt ediniş

I. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın öncesinde ve ardından kendi topraklarından sürgün edilen Kürtler, Kafkaslara doğru göç etmek zorunda kalmışlardı. 1920’li yıllara gelindiğinde Kürdistan’dan kovulan, yurdu parça parça edilen Kürtler, tarihte ilk defa Sovyetlerde “ulus” olarak kabul edilmiş, dilleri resmen tanınmış ve sosyalist devlet tarafından teşvik edilmişlerdir. Sovyet Ermenistan’ında azınlık olsalar bile, anadilinde eğitim hakkını elde etmişler ve diğer Sovyet ulusları ile aynı haklardan faydalanmışlardır.

Bir dil ve gelenek yaratmak

SSCB’deki Kürt edebiyatının başlangıcı olarak, 1920’li yılların sonunda SSCB’de yaşayan Kürtler için başlatılan alfabe çalışmalarını ve 1930 yılında basılan Riya Teze gazetesini gösterebiliriz.

Riya Teze’nin basımından bir yıl sonra 1931’de, Kürt dili ve edebiyatı öğretmenleri yetiştirmek üzere Erivan’da Trans Kafkasya Eğitim Akademisi açılır ve okulun ilk müdürü de, ilk Kürtçe roman Şivanê Kurmanca’nın (Kürt Çoban) büyük yazarı, Erebê Şemo’dur.

SSCB’deki Kürt Edebiyatı için ulusal denilebilir mi?

Kürt halkı ve Kürt dili, modern zamanlarda, özgürlüğüne ilk kez Sovyetlerde kavuştu. Kürt dilinin bu özgürlük ortamı, anadilinde verilen ilk eserler, Erebê Şemo ve İsahak Marogulav’un çabalarıyla Kürtçede Latin alfabesinin kullanılması, bugünden baktığımızda hala, Kürt dili, edebiyatı ve Kürt dilinin geleceği için, değerini son derece koruyan ulusal değerler taşıyan kazanımlardır.

Kaldı ki, günümüz Türkiye’sinde bile Kürtçe hala özgür değildir ve adına özgürlük denilen kazanımlar da, halkların başına inen “darbeler”, işkenceler ve acılar karşılığında, egemenlerin ve sermayenin ihtiyaçları, çıkarları doğrultusunda sağlanmıştır.

Sözün özü, Sovyetlerde diriltilen, yeniden yaratılan Kürt dili ve edebiyatı, sadece Kürt diline kültürel anlamda katkı koymakla kalmamış, Kürt dilinin, Kürt halkının kurtuluşunun da, ancak “emek” mücadelesi temelinde, halkların omuz omuza vereceği bir mücadeleyle kazanılacağını göstermiştir.

Sovyetler Birliğinde gelişen Kürt edebiyatının orijininde Sovyetler Birliği durur. SSCB Kürtleri için vatan Sovyetler Birliğidir. Bununla beraber SSCB’de yaşayan Kürtlerin edebiyatı Mehmed Uzun’un da ifade ettiği hali ile “ulusaldır”. Çünkü SSCB, Kürtler için vatan duygusunun yaşandığı yegâne mekânlardan birisidir.

Katkı ve Önerileriniz İçin: [email protected]