IRA Soslu Gerilim: ‘71

Onur Keşaplı

Blog: Kent Kültür Sanat

34. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin ilk gününde, “Yeni Bir Bakış” seçkisi kapsamında izleyiciyle buluşan ’71, hem yönetmen Yann Demange ve hem de senarist Gregory Burke’un ilk uzun metrajı olma özelliğini taşıyor. Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti sinemalarının vazgeçilmez alt türü olan, her iki ülke arasındaki başlıca gerilim konusu Kuzey İrlanda sorunsalına yaslanan film, içeriğinden çok yönetmenin stilize biçimiyle öne çıkıyor.

Film, 1971’in Belfast’ında Katolik ve Protestanlar arasında yükselen gerilime dur demek adına bölgeye müdahale eden İngiliz tümeninin, çıkan kargaşa sonucunda biri ölü biri canlı olmak üzere iki askeri geride bırakarak çekilmesi neticesinde acemi asker Gary’nin, kedi-fare oyununu çağrıştıran atmosferde hayatta kalma çabasını anlatıyor. Aynı anda İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu ve İngiliz kontrgerillasından kaçmak durumunda kalan Gary’nin bölüğüne ulaşma çabası, senaryo kurgusu açısından mafya-polis arasında kalan köstebek hikâyelerinin benzerine dönüşürken, kamera ve kurgu tercihleri, dijital oyunları andırıyor. Aktüel kamera kullanımıyla dinamik ve tekinsiz bir izlenim sunan film, kameraya sıçrayan kan ve patlamayla eş güdümlü olarak savrulup sendeleyerek doğrulan kamera gibi postmodernizme içkin, çiğ ancak sarsıcı kullanımlara da başvuruyor.

Yönetmenin belki de üsluba fazla odaklanmasından dolayı senaryoda meydana gelen boşluklar ise filmin en büyük zaafı. Havada kalan karakterler ve özellikle IRA militanlarının karikatür halleri, kontrgerilladan doğan ve gerilimi beslemesi umulan ikinci düğümün anlamsızlığıyla birleştiğinde ortada sözcük anlamıyla tuhaf bir alaşım çıkıyor. Filmin politik bir derdi ya da sözü olmamasına rağmen beyazperdenin en politik başlıklarından birini arka plana yaslaması belli bir ölçüde hedef şaşırtıyor. Tarafsızlığını koruyarak sorunsala dair söz söylemeyen film, haliyle emperyalizme, sömürüye, dinsel-ulusal-sınıfsal çatışmalara dair fikir üretmiyor. Buna karşın barış yanlısı IRA eskisi karakterden, ikili oynayan İrlandalıya ve pek tabi şiddet yanlısı genç kuşak IRA militanına kadar türlü klişeye başvuran ’71, dün gerçekleşen ikinci gösteriminin ardından 13 Nisan’da bir kez daha izleyiciyle buluşacak. Henüz festival dışı gösterim tarihi netleşmeyen filmi izlemeden önce, söz konusu tarihsel çatışmaya dair iki apayrı ancak başarılı örnek olarak Ken Loach’un Altın Palmiyeli Özgürlük Rüzgârı’nı ve Jim Sheridan’ın oyuncu yönetimi ve metot oyunculukla parlayan Babam İçin filmini izlemek faydalı olabilir.