Taksi: Panahi'nin Sansüre karşı mücadele öyküsü

Nihan Elmas

Blog: Kent Kültür Sanat

İran'daki 2009 seçimleri sonrası protestoları çektiği için tutuklanan, film yapması ve ülkesinden ayrılması yasaklanan yönetmen,  bütün baskılara rağmen film çekmeye devam ediyor. İstanbul Film Festivali'ndeki sansür tartışmalarına rağmen, filmlerinin izleyiciye ulaşmasının önemini vurgulayan yönetmen filmini geri çekmeyerek, sansüre karşı tavrını film başlangıcında verdiği  mesajla ifade etti.

Cafer Panahi'nin Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'nü alan ve gizlice çektiği son filmi "Taksi"'de yönetmen taksici koltuğunda İran sokaklarında dolaşıyor. Taksiye binen farklı yolcularla konuşmaları üzerinden toplumdaki güncel tartışmalara ve siyasi ortama dair çok sayıda veri sunuyor. Yolcularla ceza , yasaklar, ahlak ve sinema aşkı üzerine muhabbet ediyor.

Filmde, ülkesinde film yapmasının koşulları üzerine de küçük yeğeniyle güzel bir konuşma geçiyor. Bu konuşmada cinsellik, ekonomi, politika gibi toplumsal konularda film yapmanın yasak olduğunu öğreniyoruz. Ayrıca iyi veya kötü karakterlerin tamamen dini gereklilikleri yerine getirip getirmeme üzerinden belirlendiğine tanık oluyoruz.

İran toplumundaki baskıların yanında toplumsal eşitsizliğe de dikkat çekiyor. İdam edilen kapkaççılar üzerinden gündeme gelen hırsızlığın bir zorunluluk mu yoksa bir suç mu olduğu tartışması oldukça dikkat çekici. Bunun yanında yönetmen filmdeki ilginç karakterlerle zaman zaman izleyiciyi güldürüyor.  Bir yandan da toplumun bütün bu yasaklara rağmen ne kadar dış dünyaya açık olduğunu gözlemliyoruz.

Berlin Film Festivali'nde de ödülü almak için koşarak  sahneye çıkan ve filmde de etkileyici rolüyle yer alan yönetmenin yeğeni küçük Hana'nın ağlaması üzerine duygusal anlar yaşanmıştı.

Yönetmenin 2006 yılında çektiği "Ofsayt" filminde İran'da kadınların stadyuma girmesine dönük yasaklara rağmen bir grup futbol fanatiği genç kadın öğrencinin Dünya Kupası maçlarını  izlemeye çalışmasını anlatıyordu. Bu filmde de erkek voleybol maçını izlemek istediği için hapse atılan bir kadından bahsediyor.

2010 yılında Panahi çalışmasıyla hükümet karşıtı propaganda yapmak ve ulusal güvenliği tehlikeye düşürmekle suçlandı. Hakkında hapis cezası kararı verildi ve film yapması yasaklandı. Ev hapsine alındı. Bu sırada "Bu Bir Film değil" adlı filmini yaptı. Bu film Cannes Film Festivali'ne katılması için bir kek içinde saklanan USB çubuk ile İran'dan Fransa'ya kaçırıldı.

Diktatörlüklere ve baskıya boyun eğmeyen bütün yönetmen ve sanatçılara saygıyla.

Ayrıntılı bilgi için ekteki yazıya bakılabilir:

'Cafer Panahi'ye 6 yıl hapis ve 20 yıl sinema yasağı

http://haber.sol.org.tr/dunyadan/cafer-panahiye-6-yil-hapis-ve-20-yil-si...