Sony'ye hacker saldırısı: Kültürel zorbalığa karşı siber savaş

Güney Akçalı

Blog: Kent Kültür Sanat

Önce Bond vardı, James Bond... Ve filmlerinde Bond'a eşlik eden, asık suratlı, düşünmekten ziyade emirleri uygulamaya programlanmış robotlar gibi görününen KGB ajanları. Soğuk Savaş zamanıydı ve kapitalist blok bu savaşta üstün gelmek ve hegemonyasını kurmak için elindeki tüm araçları kullanıyordu. CIA ajanları gerçek hayatta Şili devlet başkanı Allende'ye yapılan darbeyi organize ederken, sinema perdesinde yakışıklı ve sempatik James Bond, soğuk Ruslara karşı dünyayı kurtarıyordu. 

Sonra soğuk savaş bitti. SSCB ile birlikte KGB'de ortadan kalkınca dünyayı hain emellerine karşı kurtarılması gereken kişiler, Araplar oldu. Soğuk ve bir android gibi davranan Rusların yerini cahil ve şiddet düşkünü Araplar aldı. Araplardan sonra da aptal ama kendini beğenmiş Orta Asyalılar. 

ABD için güncel tehdit ve düşman değiştikçe, Holywood'da vatani görevini yerine getirerek güncel tehdit algısına göre pozisyon alıp düşmanı kötülemeye girişiyordu. Holywood ürünü film ve diziler tüm dünyada onlarca ülkede gösterime girdiğinde bu yapımları izleyenler ABD'nin gücüne itaat etmeyen herkesi cahil, kendini beğenmiş, kendi başına karar vermekten yoksun ve tüm dünyaya kasteden şeytani planlar içinde görüyor ve öyle tanıyorlardı. Tam bir kültürel bir zorbalık... 

Hakkını teslim etmek lazım bu kültürel zorbalık ABD açısından uzunca bir süre etkin olarak kullanıldı. 

The Interview ve 24 Kasım 

Son olarak Holywood sinemasının namlusunun ucuna Kuzey Kore ve Kuzey Kore lideri Kim Jong - un yerleştirilmişti. Sony Pictures yapımcılığını üstlendiği bir filmi duyurmuştu. The Interview adlı film, İki gazetecinin Kuzey Kore’ye gidip Kim Jong - un ile ropörtaj yapmaya çalışırken CIA’den Kuzey Kore liderine suikast düzenleme emri almalarına dayanan bir komedi-aksiyon filmiydi. Filmde Kim Jung - un'un bir roket saldırısıyla ölmesine dair sahneler olduğu söyleniyordu.

Kuzey Kore devleti filme tepki gösterdi ve ABD’ye filmin “savaş ilanı” anlamına geleceği ve “acımasız misillemeyle” karşılaşacağı uyarısı yaptı. Ayrıca BM’ye de filmin yayımını engellemesi için başvurdu. 

Hali hazırda görevinin başında olan bir devlet başkanın suikastı üzerine olan The Interwiev doğal olarak uluslararası bir gerginliğe neden oluyordu. Ancak Sony Pictures pek oralı görünmüyordu. Ekim ayında vizyona gireceği açıklanan filmin tarihi revize etmekle yetinip Aralık ayına çekmişti. 

Ama The Interview Aralık ayında da gösterime giremeyecekti. 24 Kasım'da Sony Pictures geniş kapsamlı bir siber saldırıya uğradı. Şirkerin digital ortamdaki bilgileri, kendilerine GOP (Guardians of Peace - Barışın Muhafızları) adını veren bir grup tarafından ele geçirildi. 

GOP digital saldırıyı The Interview filmine tepki olarak gerçekleştirdiğini duyurdu ve gösteriminin iptal edilmesini istedi. 

Bundan sonra olanlar ise Holywood filmlerinin vazgeçilmez klişesi, komik ve becerikli ABD'lilerin aptal, mizah duygusundan yoksun ve kendini beğenmiş düşmalarına karşı mücadelesinin tersi şeklinde gelişmeye başladı. 

Sony'in güvenlik tedbiri: Şifreleri "şifreler" adındaki dosyada saklamak

GOP, şirketin e - postalarını ve yazışmalarını açıklamaya başladı. Açıklanan belgeler içinde şirketin kadın çalışanlarına erkeklerden daha az ücret ödediği, aralarında Sylvester Stallone gibi ünlü oyuncularının da bulunduğu 47 bin kişinin sosyal güvenlik numaraları, şirkete ait filmlerin tanıtma ve pazarlama yöntemlerini anlatan pazarlama slaytları, geleekte yapılması planlanan filmler ve bütçeleri gibi bilgiler yer alıyordu. 

Açığa çıkan bilgiler arasında Sony'nin şifrelerini "şifreler" adındaki bir dosyada sakladığı ve şirketin üst düzey yöneticilerinden Amy Pascal'ın Angelina Jolie için “Kuduran bir egoya sahip, yeteneksiz ve şımarık velet” dediği de yer alıyordu. Ne diyorduk, Holywood filmlerinde, esprili ve becerikli Amerikalılar, aptal ve kendini beğenmiş düşmanları hep madara eder zaten. 

Amy Pascal'ın Angelina Jolie için şımarık velet dediği ortaya çıktıktan sonraki ilk karşılaşmaları. 

Sony Pictures'a çalışanlarından dava 

Şu anda Sony Pictures, henüz dağıtıma çıkmamış filmlerinin internette torrent üzerinden servis edilmesiyle uğradığı zararın yanı sıra, bilgileri deşifre olan çalışanlarının güvenlik zafiyeti nedeniyle şirkete açacağı tazminat davaları ile karşı karşıya. Sony Pictures'ın iki eski çalışanı tarafından açılan davada, Sony'nin olası bir saldırıya karşı gerekli hazırlığı yapmadığını ve saldırının gerçek boyutunun daha da olumsuz olabileceğini iddia ediliyor. Ayrıca bu davanın Sony'nin 15 bin şimdiki ve eski çalışanını da kapsayan bir grup davasına dönüşme ihtimali de bulunuyor. Şirketin zararının 60 milyon dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. 

Şirket saldırılarla ilgili Kuzey Kore'yi suçluyor. Kuzey Kore hükümeti ise biraz da müstehzi sayılabilecek bir ifade ile, "bu haklı eylemi" Kuzey Kore'nin "sempatizanlarının ya da destekçilerinin" yapmış olabileceği, ancak hükümetin bir rolü olmadığını belirten bir açıklama yaptı. FBI'da daha önce yaptığı bir açıklama ile saldırıların arkasında Kuzey Kore'nin olduğuna dair somut bir veri olmadığını söylemişti.    

Ancak siber saldırı sonrası Sony Pictures'ın başına gelenler bununla da kalmadı. İki gün önce bir açıklama daha yapan GOP, The Interview filminin yayından kaldırılması talebini yineledi. Grup, filmin fragmanı dahil tüm gösterimlerinin durmasını, aksi takdirde büyük saldırıların yaşanacağını söyleyerek 11 Eylül'ü de anımsattıkları tehditkar bir açıklama yaptı. 

Sony önce sinemalara gösterimleri iptal etmekte serbest olduklarını bildirdi. Landmark sinema zincirinin iptal kararını bir başka sinema zinciri olan Carmike izledi, diğerleri de değerlendirmeye aldı. Ardından Sony Pictures filmi gösterimden çektiğini açıkladı. 

ABD'nin tepkisi: "Gerekli yanıt verilecek

Şimdi bu olay ABD'de etraflıca tartışılıyor. Bazı kesimler Sony'nin kararını korkaklık ve ifade özgürlüğüne darbe olarak nitelendiriyor. ABD Temsilciler Meclisi'nin eski başkanı Newt Gindrich, Sony'nin kararı ile ABD'nin ilk siber savaş yenilgisini aldığını söyledi. ABD hükümeti ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, konuyu bir ulusal güvenlik meselesi olarak gördüklerini ve "şu aşamada sorumluların kim olduğunu söylememiz doğru olmaz"" dedikleri saldırılara karşı gerekli yanıtın verileceğini açıkladı. 

Her ne kadar ABD hükümeti "gerekli yanıt verilecek" diyor olsa da, Kuzey Kore'nin "terörizm" olarak nitelendirdiği The İnterview'ın zorbaca ve provakatif macerası Bond filmlerinin aksine daha vizyona bile giremeden taşa çarpmış ve sona ermiş görünüyor. Dünya siyaseti kızıştıkça siber savaşların daha da şiddetleneceği söylemek için ise kahin olmaya gerek yok.