Çocuğun Cinsellik Serüveni

Gülperi Putgül Köybaşı/ Psikiyatrist

Blog: Dünyayı Verelim Çocuklara

Doğduğumuz anda başlıyor cinsellik ile serüvenimiz. “Nur topu gibi bir oğlan ya da kızınız oldu” cümlesiyle ilk mesajı alıyor ve pembe ya da mavi kimliklerle dâhil oluyoruz diğerlerinin arasına. Pembe ya da mavi kimliklerimiz ne kadar bize ait ya da onlarla ne kadar barışığız sorusu bir yanda dursun, biz bu hafta çocuğun cinsel gelişimi üzerine konuşalım ve bu süreçte ebeveynlere neler düşüyor sorusuna yanıt arayalım.

       Daha önceki haftalarda çocuğun ruhsal gelişim basamakları başlıklarıyla ayrıntılı tartıştığımız üzere, yaşamın ilk yıllarında bebekler için vücudun değişik bölgeleri haz kaynağıdır. Bir zamanlar her şeyi ağzına götüren bebek, bir bakarsınız cinsel bölgesi ile oynamaya ve bundan keyif almaya başlar.  Hatta ilerleyen dönemlerde çocukta kendini uyarma davranışları da (sürtünme, penisle oynama gibi ) görülebilir. Anne babalar, sıklıkla kendi olumsuz deneyimleri (utanç/korku) alevlendiğinden çocuğun cinsel organlarına ilgisinden huzursuz olabilirler.  Bu durum, çocuğun başka uyaranlarla rahatlayamaması, sürekli mastürbasyon yapması, eşlik eden başka bulguların olması gibi özel durumlar dışında sağlıklı gelişim sürecinin bir aşaması olarak kabul edilir ve 5-6 yaşlarına doğru kendiliğinden son bulur.  Peki, çocuğun kendini uyarma davranışı ile karşılaştıysak ne yapalım?  Üstünde durmayalım, şaşırmış gibi davranmayalım, utandırmayalım ve tabii ki cezalandırmayalım. İdrar yolu enfeksiyonu, pişik gibi bir sorun olup olmadığını kontrol etmekte yarar var. Çocukta kaygı yaratacak bir stres faktörü var mı, eşlik eden huzursuzluk ya da davranış değişikliği var mı gözden geçirilmeli. Eğer sık sık yapıyor ve uyarma sırasında kendini çok yoruyor ise başka bir uyaran ile dikkatini dağıtmak (haydi seninle parka çıkalım / oyun oynayalım) gerekebilir. Ebeveynleri en çok sıkıntıya sokan ise bu davranışların topluluk içinde tekrar etmesi. Bu durumda da çocuğa ayıp/günah gibi sözcükleri kullanmadan, utandırmadan yaşına uygun bir şekilde bunu başkalarının önünde yapmanın uygun olmadığı, başkalarının rahatsız olabileceği söylenebilir.

     Çocuk, 3. yaşla birlikte cinsel kimliğinin farkına varmaya başlar ve dikkati cinsel organlara yönelir. “Ben kızım/erkeğim”, “senin de pipin var mı ?“, “ben de ayakta çiş yapacağım”, “ bebek nasıl doğar”, “babaların karnında da bebek olur mu?” “ben seninle evleneceğim” gibi cümleler, sorular bitmek bilmez. Yukarda da bahsettiğimiz üzere çocuğumuza yardımcı olabilmek için önce kendi utancımızla yüzleşmek durumundayız. Soruları karşısında kızan, kızaran, konuyu değiştiren bir anne baba gören çocuğun merakı iyice artacak ama soramayacak ve kendince yanıtlar bulacak. Belki bir arkadaşından belki uygun olmayan bir yabancıdan/kaynaktan yalan yanlış öğrendikleriyle büyüyecek. Bu nedenle yaşına uygun bir ifadeyle, kafasını karıştırmadan,  sorularına anne babasının cevap vermesi en sağlıklı olanı. Çocuk sormadan anlatmaya çalışmak, ayrıntıya girmek de önerilmiyor. 3 yaşında bebeğin nasıl doğduğunu soran bir çocuğa “ bebek annenin karnında büyür ve zamanı gelince doğar” demek yeterli. Sıklıkla bu bilgiyi sindirmek için arkasını getirmeyecek ve daha sonra başka sorularla geri gelecek. “Peki, ama karnına nasıl gelmiş” sorusuna “anne ile baba birbirlerini çok severler, sonra babanın spermi/tohumu annenin yumurtası ile birleşir ve bebek olur” denebilir. Yanıtlar kısa ve basit olursa anlaması kolaylaşır.  Gizemli bir hava katılmaması, sorularının doğal karşılanması ve merak ettiklerini anne babasından öğrenebileceği mesajı verilmesi, çocuğun kafası karıştığında anne babasından yardım almasını sağlayacaktır.

         Sorular kadar cinsel oyunlar da bu döneme özgü davranışlardan. Çocuk, kendi cinsel organını arkadaşlarına gösterebilir, onunkini görmek isteyebilir ya da temas içeren oyunlar oynayabilir. Yukarıda saydığımız öneriler bu durumlar için de geçerli.  Tabii ki bu süreçte çocuğa kendi bedeni ile ilgili sınırları anlatmakta/hatırlatmakta yarar var. Daha önce blokta yayımlanmış olan  “Çocuklarımıza kendini korumayı nasıl öğreteceğiz? “ başlıklı yazıya tekrar göz atmanızı tavsiye ediyoruz.

      Çocuğun cinsel gelişim sürecinde “utandırmak” kadar sakıncalı olan bir diğer yaklaşım ise “sınırsızlık”. Anne babaların, çocuk cinsel kimliğinin farkında olmaya başladıktan sonra önünde çırılçıplak soyunmaları, birlikte yıkanmaları ya da aynı yatağı paylaşmaları önerilmez. Çocuğun cinsel kimliği ile ilgili açık ya da örtük yerme ya da övgü içeren mesajlar da cinsel gelişim sürecini olumsuz etkiler. Ne pipisi açıkta aslan parçasıdır çocuk,  ne de her yeri günah masum prenses. Kendi gibi olmayana merakın kaçınılmaz olduğu çocukluktan,  kendini sevebilen ama ötekine de değer verebilen ve saygı duyabilen bir birey gelişimi, anne babaların ve elbette içinde yaşadıkları toplumun elinde.