Esra Akçay Duff: Amacımız her mahalleye interaktif kütüphanelerin açılması

Görüşme: Özlem Koç

Blog: Dünyayı Verelim Çocuklara

Bizler, Nazım Hikmet Kültür Merkezi olarak her binamızda bir ‘Sevdalı Bulut Çocuk Kitaplığı’ olsun diye yola çıktık. Geçtiğimiz ay Ankara Kızılay Nazım Hikmet Kültür Merkezi bünyesinde ilk çocuk kitaplığımızı açtık. Şimdi de İstanbul’da Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir çocuk kitaplığı olsun diye kollarımızı sıvadık. Kitapları çocuklarla birlikte keşfetmek, onlarla birlikte üretmek ve onların üretimlerine aracı olmak için yola düşerken daha önce yola düşmüş ve çok da güzel işler başarmış, başarmaya da devam eden sevgili Esra Akçay Duff ile söyleştik. Kendisi ‘Kitap Okuyan Çocuklar’ projesinin koordinatörü, kızı Delfina ile birlikte on bin imza toplayarak Kadıköy Belediyesi’nden destek almayı başardı ve Mart 2014’te Kadıköy Özgürlük Parkı’nda Türkiye’nin ilk interaktif Çocuk Kütüphanesi’nin kurulmasını sağladı. Şimdi aynı proje kapsamında Beşiktaş ve Mersin’de yeni çocuk kütüphaneleri kurulması için çalışmalarına devam ediyor.

‘Kitap Okuyan Çocuklar’ projesinin koordinatörü olarak biliniyorsun. Bize bu projeden ve nasıl ortaya çıktığından biraz bahseder misin?
İstanbul’a anne olarak tekrar taşındığımdan beri çok zorluk çektim. Bunlardan en önemlisi büyük metropol hayatında çocuğumu alıp ücretsiz olarak gidebileceğim, çocuğumla birlikte aktivite yapıp kitap okuyabileceğimiz, diğer ailelerle çocuk büyütmenin zorluklarını paylaşabileceğimiz, sosyalleşebileceğimiz bir yerin olmamasıydı. Benim için ayrı bir yeri olan Emziren Anneler grubunda ‘neden Türkiye’de de yurtdışındaki gibi çocuk kütüphaneleri yok’ diye konuşurken, ‘yoksa biz açtıralım’ dedik; bazı anneler ‘burası Türkiye, burda öyle yerler açılmaz’ dedi. Ardından bir imza kampanyası başlattık ve ‘Kitap Okuyan Çocuklar’ birçok anne ve ailenin birbirine destek vermesiyle oluşmuş oldu.

Önce yaşadığımız yer olan Moda’da bir kitap çemberi kurarak yola çıktık. Mahalleli olarak, kaynaştık, çocuklarımıza kitap okumaya başladık. Ardından Kadıköy Belediyesi’nin kapısını çaldık ve Kadıköy’de interaktif bir çocuk kütüphanesinin kurulmasını istediğimizi söyledik. Eski Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk tam destek verdiğini söyledi ama aradan bir yılı aşkın zaman geçmesine rağmen bir kütüphane kurulamamıştı. Biz de bu esnada boş durmadık tabii ki: İzmir’de, Diyarbakır’da, İstanbul’daki organik pazarlarda kitap çemberleri başlattık. İBB 2013 yazında bir gezici kütüphanesini Göztepe Park’ında bize tahsis etti, bizim listemize göre kitap alımları yaptı. Bir ay boyunca parkta yaratıcı kitap okumaları yaptık; geridönüşüm materyallerinden enstrüman yaptık; deneyler yaptık; yoga yaptık; ünlü çocuk kitabı yazarlarımız geldi, kitap okuması, imza günü ve etkinlik yaptırdı ve bir aydan kısa süre içinde 1,400’ün üzerinde çocuğa ulaştık. Ardından imza kampanyasının sesini biraz daha duyurup, 10,000’i aşkın imza toplayarak tekrar Kadıköy Belediyesi’nin kapısını çaldık, imzaları teslim ettik. 19 Mart 2014’te de Türkiye’nin ilk interaktif çocuk kütüphanesine kavuşmuş olduk. Amacımız tüm Türkiye genelinde her mahallede hem çocukların düzenli olarak kitap okuması yapıp; ahşap ve doğal malzemeden yapılmış oyuncaklarla oynayabileceği, deneyerek gözlemleyerek öğrenebilecekleri; hem ailelere belediyenin uzman psikologları tarafından çocuk gelişimi üzerine seminerlerin verileceği interaktif çocuk kütüphanelerinin açılması.

Neden böyle bir işe kalkıştın? Rahatlıkla çocuğuna kitapçıdan kitap alıp, evde okuyabilecekken bunca zahmete değer mi?
Ben hayattaki her niyet ve güzel işin bir bumerang olduğuna ve insana geri döndüğüne inanırım. Yaşamayı seçtiğim ülkeyi çok seviyorum ama eğitim sistemini korkutucu buluyorum. Bununla birlikte, eleştirmekten ötesini de yapabileceğimize inanıyorum. Bir iyiliği ve güzelliği isterken sadece kendi çocuğum için değil; tüm çocuklar için istiyorum. Adil bir dünya yok belki ama insanlar daha adil ve yaşanılır bir dünya istiyorlarsa – inançları ve geçmişleri ne olursa olsun – birbirlerine destek olmalılar ve yaşadıkları yeri güzelleştirmek için ellerini taşın altına koymalılar. Dünyadaki tüm savaşlar, husumetler insanların birbirlerini iyi tanımamalarından çıkmıştır. Çocuklar ise her ailenin, her bireyin en ortak yönü. Çocuklar sayesinde birbirimizi daha iyi tanıyabilir; çocuklarımız için yaşadığımız yeri daha güzel bir yer haline getirebiliriz. Kadıköy’de açtığımız kütüphaneye ya da kurduğumuz kitap çemberlerine her gittiğimde içim mutluluk ve umutla doluyor. Biliyorum ki hep birlikte bir fark yaratacağız; bunun varlığını bile bilmek bunca zahmete değer dedirtiyor.

Proje süresince karşılaştığınız en büyük sıkıntı ne oldu?
İnsanları inandırmak ve bürokrasi oldu. İnsanlar maalesef elele verdiklerinde birlikte yapabileceklerinin farkında değiller ve bir şeyler yapmak için motivasyonları da yok. Sanırım bu sınav sistemimizden kaynaklanıyor. İnsanlar önlerine konulmuş A, B, C, D, E şıklarını düşünüyorlar ama F, G, ya da Z şıklarını hayal edemiyorlar. Hayal edememek insanoğlu için çok büyük mutsuzluk kaynağı bence. Ailelerin kütüphanede çocuklarının öğrenme süreçlerine dâhil olmaları gerekiyor. Örneğin pazar günleri deney günümüz. Ailelerin gönüllü olarak gelip çocuklara deney yaptırmaları gerekiyor ama genelde bunu kütüphane görevlileri üstlenmek zorunda kalıyor, çünkü ailelerde özgüven ve üretememe sorunu var.

Aynı şekilde günde iki kez çocuklara sahnemizde yaratıcı okuma yapıyoruz. Yaratıcı okumadan kastımız: kitabı tek düzey okumak yerine canlandırma yaptırarak, çocuklara soru sorarak, hayal ederek, belki kukla ya da dokunma ve koklama duyularını kullandırarak okuma yaptırmayı kastediyoruz. Kütüphaneye gelen ailelerin okumayı yapması gerek ama aileler çoğunlukla ‘ben okuyamam’, ‘ben çekinirim’, ‘topluluk içinde okuyamam’ gibi bahaneler söylüyorlar. Bir değişim, okuma alışkanlığı ve özgüven kazanma, hayal edebilmek ve yaratıcı olmak bir gecede olmuyor. Çocukluktan itibaren öğreniliyor. Çocukluğunu engeller içinde yaşamış ailelerden hemen yaratıcı olmalarını beklemek haksızlık olur ama yavaş yavaş ailelerin çocukların öğrenme ve keşfetme süreçlerine nasıl dâhil olacaklarını anlamalarını umut ediyoruz. Yabancı aileler çocukluklarından beri böyle bir ortama çok alışık oldukları için, çok rahat gelip kitap okuyup, çocuklara etkinlik yaptırıyorlar, oyun grupları kuruyorlar. Zaman içinde eminim bu ülkenin aileleri de bu alışkanlığı kazanacaklar ve kültürel bir gelişime katkıda bulunmuş olacağız hepbirlikte.

Sırada Beşiktaş mı var bildiğim? İleriye dönük planlarınızdan bahseder misin?
Geçtiğimiz hafta hem Beşiktaş Belediyesi, hem Mersin Mezitli Belediyesi açılacak bir ‘Kitap Okuyan Çocuklar Kütüphanesi’ne onay verdi. Beşiktaş Belediyesi’yle ilk görüşmeyi yaptık. İki hafta içinde kurulacağı yer üzerine konuşuyor olacağız belediye yetkilileriyle. Duyduğumuz kadarıyla Şişli Belediyesi de projemize destek veriyormuş ama yer bulma sorunundan dolayı Ocak ayı itibariyle onlarla görüşmeye başlayacağız.  Umarım böyle böyle Türkiye’nin her yerine yayılırız ve aileler olarak çocuk eğitiminin sorumluluğunu alırız.

Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde bir çocuk kitaplığı kurmayı hedefliyoruz; ‘Sevdalı Bulut Çocuk Kitaplığı’ . Bu konuda biz yol gösterecek önerileriniz olabilir mi?
Tabii ki seve seve. Aslına bakarsanız Kadıköy Belediyesi kütüphaneye onay vermemiş olsaydı, Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne projeyi sunmayı düşünmüştük geçen senelerde. Şimdi ‘Sevdalı Bulut Çocuk Kitaplığı’nın açılacak olduğunu duymak bizleri çok mutlu etti. Öncelikle mekânın fiziki şartları önemli. Mekân, herhangi bir kaza olmayacak şekilde tasarlanmalı, gerekli önlemler alınmalı. Çocukların boylarında kitap rafı, sandalye ve masa olabildiğince doğal renkler kullanılarak hazırlanmalı. Genelde büyüklerin aklına çocuk deyince çizgi film karakterleriyle dolu, renkli yerler geliyor hâlbuki çocukların bunlara ihtiyacı yok. Kütüphanede çocuklar kendilerini rahat hissetmeliler ki orda olabildiğince kalıp kitap okuyup, sosyalleşebilsinler. Bunun için koltuk ve oturma alanlarının rahat edebilecekleri şekilde tasarlanmaları önemli. Kitapların belirlenen yaş aralığına uygun seçilmesi ve çocuklara kullanabilecekleri tuvalet alanı ayarlanması gerekiyor. Yerin kısıtlı olduğunu biliyorum ama belki birkaç raf çocuklar için ahşap gibi doğal malzemeden yapılmış oyuncak ve deney alanı olarak tasarlanabilir. Umarım çocukların keyifle vakit geçirip, kitap okuyacakları bir kitaplık olur. Herhangi bir şekilde yardımcı olabileceğimiz bir konu olursa, seve seve destek veririz. Eminim sık sık ziyaret ediyor olacağız kitaplığı. 

Yolunuz aydınlık olsun...


Bize ulaşmak ve gönüllümüz olmak isteyenler;

www.kitapokuyancocuklar.org
www.facebook.com/KitapOkuyanCocuklar
[email protected]

adreslerinden ulaşabilirler.