İki ekmek, bir süt, bir de terör örgütü gazetesi

Av. Ozan Gülhan

Blog: Diren Terazi

Okuduğum günlük gazete, terör örgütünün gazetesiymiş. “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i tevkif edeceğiz” deyip, gazeteye gittiklerinde öğrendik. Sadece gazete olsa iyi. Dinlediğim radyo, izlediğim televizyon ve aldığım dergiler de terör örgütününmüş. Ya kapattılar ya da çalışanlarını içeri aldılar. Her an benim de terör örgütüne ait olduğum bilgisi gelebilir diye sürekli tetikteyim.

Diğer yandan, tanıdıklar “ülke karışık, olaylara karışma” falan deyip duruyor sürekli. Yahu ülke öyle bir hale gelmiş ki, utanmasalar nefes aldığında “terör havası aldın”, su içtiğinde “anarşi içine işledi”, s.çtığında “terör yayıyorsun” diye suçlayacaklar. Ben olaylara karışmasam ne olacak? At izini, it izine karışmış bir kere…

Mahallede terörün ağına düşen tek kişi ben değilim tabii. Ahmet Amca var mesela, mahallenin bakkalı. “Hacı Dede” de diyorlar ona. Lakabına baksanız cennetlik, iki dakika sohbet etseniz cennette localık bir adam dersiniz. Neden? Çünkü siz teröristten devletimiz kadar anlamıyorsunuz. Ahmet Amca, aslında terör örgütü gazete ve dergilerinin mahalle sorumlusu. Tüm mahalleye satışı o yapıyor. Terör örgütüne yardım ve yataklık ediyor diğer bir ifadeyle!

Mahallece, operasyonların Şen Bakkaliye’ye kadar uzanıp, Ahmet Amca’nın tutuklanmasından korkuyoruz. Korkuyoruz; çünkü o giderse bakkala kayyum atayabilirler. Kayyum da veresiye defterinden terör örgütünün şemasını, kimlerin hangi terör gazetesini aldığını, ayrıca darbeye katılan tank şifrelerini falan hemen çözüverir. Ondan sonra al başına belayı!

Terörle ilişiği olan diğer bir kişi de komşumuz Hasan Abi. İlkokul çağında bir çocuğu var. Çocuğunu sever, korur, kollar sanırsınız. Hâlbuki küçücük çocuğu çoktan teröre alet etmiş bile. Her gün bakkala gönderip; iki ekmek, bir süt, bir de terör örgütü gazetesi aldırıyor. Anlayacağınız, çocuk üzerinden resmen teröre finansal destek sağlıyor adam. Başkaları da var tabii. Gazete için sepet sallandırıp anarşinin ayağına kadar getirilmesini isteyen Fatma Teyze ve altın günlerinde kısır yerken terör gazetesinin haftasonu teröristlik özel ekinden öğrendiği anarşik lafları sıkıştıran Ayşe Abla gibi...

Böyle bir mahallemiz var işte. Zamana ve mekâna göre Ergenekoncu, FETÖ’cü ya da PKK destekçisi olabiliyoruz. Bunun yanında, mahallece aşka inanmıyoruz. ADvocaat’ın başarılı olacağına da. Yazıyı bitirirken Ahmet Amca da, hala dünyayı işgal etmeyen uzaylılar ile hala tehlikenin farkına varmayan dünyalılara sevgi ve saygılarını yolluyor. FETÖ’cü işte, ne olacak…

 

(Bu yazı, Hukukta Sol Tavır Derneği’ne ait #DirenTerazi blogu için kaleme alınmıştır)