TÜBİTAK'ın Nazi planı

Özgür Aydın

Blog: Dile gelen

10 Mayıs 1933 gecesi, Berlin Opera Binası’nın önü… Milliyetçi öğrenciler ellerinde meşaleler, “Alman değerlerine karşı” olan binlerce kitabı yakmak için meydana gelmişlerdir. Kalabalığın içinden biri çıkıp kalabalığa hitaben “Sınıf mücadeleleri ve materyalizme karşı, milli toplum ve ideal bir hayat için! Marx ve Kautsky'nin yazmalarını alevlere bırakıyorum” diye seslenir ve kitapları ateşe atar. Ardından bir başka kişi, “Ruhu kemiren hareketli yaşama aşırı değer biçilmesine karşı, asalet ve insan ruhu için! Sigmund Freud'un yazmalarını ateşe veriyorum” diye haykırır. Sonra bir diğeri, “Alman dilinin barbarca denatürasyonuna karşı, halkımızın kıymetlisinin, dilimizin korunması için! Alfred Kerr'in yazmalarını alevlere fırlatıyorum” der ve fırlatır.(*) Sonra kalabalık, törensel bir coşkuyla “Alman olmayan” ya da “Alman değerlerine karşı” olduğu düşünülen binlerce kitabı yakmaya başlar.

Seksen iki yıl sonra, Ankara… Sanki Berlin Opera Binası'nın önündeki o kalabalığın içinden sıyrılıp günümüze gelmiş bir başka kişi, ritüele devam eder: “Ben de yerli olmayan, Türk kültürüne uygun olmayan 50.000’den fazla kitabı yok ediyorum” der. Tarihin karanlık bir döneminden kopup gelen bu kişi, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin’den başkası değildir.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin, kısa bir süre önce, Yeniçağ Gazetesi yazarı Arslan Bulut’a hitaben yazdığı mektupta, 2015 yılı içinde TÜBİTAK yayını olan 50.000'den fazla kitabın imha edilmesi amacıyla piyasadan toplatıldığını, halen de geriye dönük olarak tüm kitapları “kültürel uygunluk ve yerlilik testi” adını verdikleri bir testten geçirdiklerini söylüyor. Söz konusu mektupta Ergin, kitap yok etme planlarında uyguladıkları yöntemi de açık açık yazıyor:

Kuruluşundan bu yana 17 milyondan fazla baskı adedine ulaşmış olan 700 kitabı bulunan TÜBİTAK kitaplarının yayın süreçlerinde 2014 yılından itibaren yeni bir süreç yönetimi uygulanmaktadır. Bu süreçteki yaklaşımımız 'Kültürel Uygunluk ve Yerelleştirme' yöntemidir. Bu yöntem ile kitap yayın sürecinin başından sonuna kadar olan değişik aşamalarda muhtelif kontrol noktaları oluşturulmuştur. Bu kontroller telif alımından basım sonrasına kadar sürmektedir. Biz de milletimize kaliteli entelektüel eserler kazandırırken kültürel ve ahlaki erozyona sebebiyet vermeyecek eserler yayınlanmasına gayret göstermekteyiz.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin’in Yeniçağ Gazetesi yazarı Arslan Bulut’a mektup yazmasının nedeni, Bulut’un TÜBİTAK yayını bazı kitaplara yönelik eleştirisi. Mektupta, 700 adet kitaptan ancak 362'sini yok etmek üzere incelediklerini, kitap yok etme işinin zaman aldığını söyleyerek bir anlamda Yeniçağ Gazetesi yazarı Arslan Bulut’a kitap yok etme işleminin yavaş seyrine ilişkin mazeretini açıklıyor başkan. Kitap yok etme konusunda Bulut’un hassasiyetini paylaştıklarını ifade ediyor. Söz konusu bilim karşıtı hassasiyetlerinden daha önce Darwin de nasibini almış, TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları’nın kitap satış arşivinde bulunan ve insanın evrimini anlatan yayınlar satış listesinden tümüyle çıkartılmıştı!

Gerici yayın organları, TÜBİTAK’ta 50.000’den fazla kitabın yok edilmesini, kitaplarda Yahudilere ait dini ve ulusal sembollerin yer aldığı savına dayandırıyorlar. Tıpkı 1933 Almanya’sında olduğu gibi. 1933 yılında, Alman Nasyonal Sosyalist Öğrenciler Birliği (Nationalsozialistischer Deutscher Studentenbund)  tıpkı TÜBİTAK’ın yaptığı gibi millî değerleri koruma, kültürel ve ahlaki erozyona sebebiyet vermeme adına ölçütler belirlerler. Ölçütleri, bugün olduğu gibi Yahudilik karşıtlığına dayansa da bilimsel, yazınsal tüm yapıtları yok ederler. Kişisel kütüphaneler, halk kütüphanelerindeki kitaplar belirledikleri ölçütlere göre tasnif edilip yakılır. Bugün TÜBİTAK’ın yaptığı gibi…

Prof. Dr. A. Arif Ergin’in kimlere öykündüğü bellidir! Bir şey eksiktir: Ankara’da Devlet Opera ve Balesi önündeki meydanda bir kitap yakma ritüeli hâlâ gerçekleşmiş değildir!


TÜBİTAK'a yeni amblem (Özgür Aydın)


* bkz. Artun Mimar, Nazi Almanya’sında ilk trajedi: 1933 kitap yakma olayı, Agos Gazetesi, 18/05/2013.