O halde baştan oynayacağız!

İsmail Sarp Aykurt

Blog: Spor

Kimileri sporu play-station oynamak, zayıflamak, hafta sonları televizyona yedeklenip maç izlemek ve bundan bahis yoluyla ‘para’ kazanmak, kişisel gösteriş ve itibarını bir tık yukarı çekmek ya da ilkel bir uğraşı edinmek olarak görüyor, değerlendiriyor.

Sadece bununla da kalmayan şeyler var ve spor ‘siyaset dışı ya da üstü bir olgu’ olarak da kabul görüyor kimilerince. Ancak bazı gerçekler var ve bunun üstünü örtmek imkânsız.

Spor, bu ülkede ve piyasacı ilişkilerin hüküm sürdüğü tüm coğrafyalarda en önemli iktidar araçlarından birisi ve bu araç, gerici ve piyasacı siyasetin sürekli hizmetine sokuluyor ve spor düzeni, tüm bu gerici uygulamaların ‘top koşturduğu’ bir bataklığa dönüşüyor.

Sonra da bu bataklığa ‘arena’ dememiz isteniyor, bekleniyor.

Elbette, ‘siyasetten’ uzak durmamız da…

Sınıf siyasetinden, devrimci ve sosyalist, aydınlanmacı siyasetten uzaklaşmamız, düzen içi çözümlere ve düzlemlere yedeklenmemiz talep ediliyor…

Türkiye, bir spor ülkesi mi ya da daha özele indirgersek ve kapitalizmin en popüler sporu olan futbolu başa yazarsak, bir futbol ülkesi mi sorusu aklımızın bir köşesinde dururken, buna sahici bir cevap dahi verememenin yarattığı sıkışıklığımız hala devam ediyor.

Spora dair hiçbir soru layıkıyla cevaplanamıyor, mahkum edildiğimiz ‘bilgiler yumağında’ salınıp duruyoruz.

Sonra da hem bir ‘spor ülkesi’ olduğumuzu ilan ediyor, düzenden medet umar hale getiriliyoruz.

Gerçeklerin üstü örtülürken, buna dair asparagas haberler ortalıkta cirit atarken, yeşil sahalarda goller yiyor, tribünleri milliyetçilere, gerici güruhlara terk ediyoruz.

Biz çekildikçe, onlar akıyor, doluyor, yerleşiyor.

Çekildikçe de ‘benziyor’ kimilerimiz…

Ancak artık ‘sahalara dönmenin’ vakti çoktan geldi ve bizler ‘jübilemizi yapmış’ değiliz…

Salonların, stadyumların, halı sahaların, tribünlerin, okulların, spor akademilerinin, kulüplerin vb. bize, emekçi kadınlara, aydınlanmacı insanlara, yeni bir spor kültürüne, yepyeni bir düzene gereksindiğini biliyoruz, görüyoruz..

Bunun için varız ve ‘Deniz tarafındaki kaleyi’ biz koruyoruz!

Emekçilere sürekli goller atılan bir düzende gol atan galip midir dersiniz?

Bizce olay, açıkça şudur…

‘Top bizdeyken onlar gol atamaz” !


Katkı ve öneleriniz için:
https://www.facebook.com/soLspor

https://twitter.com/soLspor_