Lısenko üzerine

İzge Günal

Blog: Bilimin İzleri

Sovyetlere ve Stalin’e karşı saldırıda en çok kullanılan kişiler kimlerdir diye sorsanız, herhalde herkes ilk üç içerisinde Trofim Denisoviç Lısenko’yu sayacaktır. Şöyle olduğu anlatılır: “Bir bitki genetikçisi olan Lısenko çevrenin kalıtım üzerine etkisini fazlaca önemsemektedir. Bu görüşlerini proletaryanın bilimi olarak öne sürüp, Stalin’in desteğini arkasına alarak başta Nikolai Vavilov olmak üzere bütün rakiplerini saf dışı bırakmış, hapse yollamıştır. Sonrasında kendi görüşleri tüm Sovyet coğrafyası tarım arazilerinde uygulanmaya konmuş ve doğal olarak gelen başarısızlıkla birlikte Sovyet tahıl üretimi çökmüş, ülke açlık tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Lısenko, Stalin’in ölümünden sonra gözden düşmüştür. Genel olarak bilime politika, özel olarak da diyalektik materyalizmi karıştırmanın sonu budur, Lısenko bir şarlatandır.”

Peki, işin doğrusu nedir? Öncelikle Lısenko’nun Vavilov’la birlikte döneminin en büyük iki genetikçisinden biri olduğunu belirtmek gerekir. Eski Sovyet Tarım Bakanlarından Benediktov şöyle anlatıyor: "Lısenko'nun çalışmaları temelinde "Lyutentses-1173" ve "Odesskaya-13" yazlık buğday türleri, "Odesskiy-14" arpası, "Odesskiy-1" pamuğu gibi tarımsal kültürler yaratıldı, soğuklandırma ve pamuk kakması gibi agroteknik yöntemler geliştirildi. Lısenko'nun sadık öğrencisi, hayatının sonuna dek ona saygı duymuş olan Pavel Panteleymonoviç Lukyanenko, muhtemelen en yetenekli seleksiyonerimiz idi. Lukyanenko'nun aktifinde 15 kışlık buğday türü vardır, bunlar arasında dünya çapında tanınmış olan "Bezostaya-1", "Avrora" ve "Kavkaz" türleri de bulunur. Lısenko'nun "eleştirmenleri" ne derlerse desinler, ülkenin tahıl tarlalarında bugün de onun yandaşları ve öğrencilerinin yetiştirdiği tarım kültürleri egemendir. Keşke böyle "şarlatanlardan" daha fazla olsaydı!”(1)

Devletin Lısenko’nun çalışmalarına daha fazla ilgi göstermesinin ardında ise, önerilerinin daha fazla pratiğe yönelik olması geliyordu. Yine Benediktov’un anlatımına göre kimi durumlarda belirgin sonuçlar da alınmaya başlamıştı. Burada kastedilen hasat veriminin artması ve yeni türlerin geliştirilmesiydi. Vavilov ve izleyicilerinde ise çalışmalar sadece teorik düzeyde kalıyordu ve geleceğe yönelik hiçbir umut yoktu. Aslında Vavilov da bu durumu kabul ediyordu ve çalışmalarında pratiğe yönelik yönler oluşturmaya çalışıyordu(1). Elbette bir bilimsel çalışmanın değeri pratiğe yansıma hızıyla değerlendirilemez ama gelişmekte olan bir ülkede öncelik alması da doğaldır.

Hazır Vavilov’dan bahsetmişken biraz daha devam edelim. Bu günkü değerlendirmelere göre Sovyet genetiğinin onunla doğduğu söylenebilir(2). Basit bir internet taramasıyla bile ne denli önemli bir bilim insanı olduğu görülebilir. 1940 yılında ise vatana ihanetten tutuklanacak ve yaklaşık üç yıl sonra hapiste ölecektir. Sonrasında suçsuzluğu anlaşılmış olsa bile artık iş işten geçmiştir. Batı medyası bunu Lısenko’nun marifeti olarak öne sürmüştür. Hâlbuki Lısenko, Vavilov aleyhinde ifade vermeyi bile reddetmişti. Kaldı ki ekibinden diğer kişilere dokunulmamış(1) ve Vavilov’un öz kardeşi SSCB Bilimler Akademisi Başkanlığına kadar yükselmiş ve iki kez Stalin ödülünü almıştır(3).Vavilov’a cephe alınmasında öjeni düşüncesine karşı tepki ve kapitalist ülkelerin Sovyetlerde yürüttükleri yıkıcı faaliyetlerde bilim insanlarını da kullanmaları vardır2. Örneğin, biyolog Resovskiy faşist Almanya’ya iltica etmiş1 ve sonrasında Sovyetlerde yaptıklarını itiraf etmiştir.

Lısenko’nun görüşlerinin Sovyetleri ciddi bir açlık tehlikesiyle karşı karşıya getirdiği ise sanırım yüzyılın en büyük yalanlarından biri olsa gerek. Sovyetlerin dünya tahıl üretimindeki payı, değil azalmak, artmıştır bile Lısenko sonrasında. Çarpıtmalarda kullanılan düşüş ise İkinci Dünya savaşı yıllarına denk gelmektedir ve düşüş tüm dünyada olmuştur. Yani rekoltedeki düşüşün sorumlusu Lısenko değil savaş ve daha doğrusu savaşı çıkartanlardır. İronik olan savaşın sorumlularıyla Lısenko’yu suçlayanların aynı kişiler olmasıdır.

Bilim yapmanın bence olmazsa olmaz koşulu olan diyalektiğe zaten önceki yazılarımda değindiğim için girmiyorum ama son olarak şunu söylemek istiyorum: Evet, Lısenko yanılmıştır ama yanılmak bilimin doğasında vardır. Öyle ki, bir çocuk kitabına konu olabilecek çok örnek verilebilir (4). Konu bundan ibarettir.


(1) Litov V. Stalin ve Hruşçov hakkında. İvan AleksandroviçBenediktov ile söyleşi. Yazılama, 2008.

(2) Somel M. Sovyet genetiğinin doğuşu. soL 15 Şubat 2015: 48-9.

(3) Çağla K. Lısenko Vakası, "İdeolojik Bilim" ve "Özgürlükçü" Sol. soL, 11 Kasım 2008. http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kivilcim-cagla/lisenko-vakasi-ideolojik...

(4) Aronson B. Bilimsel gaflar. Doğruya giden eğri yolda serüvenler. Tübitak, 2000.