Erdal İnönü ve bibliyografyaları

İzge Günal

Blog: Bilimin İzleri

Erdal İnönü ve bibliyografyaları konusunda bir süredir yazmayı düşünmeme karşın elim bir türlü gitmiyordu. Nedeni malum: 2 Temmuz 1993’te dinci gericiler Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sivas’a gelen 33 aydın ve iki otel çalışanını yakarak öldürdüklerinde İnönü başbakan yardımcısıydı, koalisyon ortağı SHP'nin Genel Başkanıydı. Yani yetkili ve sorumlu bir konumdaydı!

Madımak Oteli'ndeki Aziz Nesin'le telefonla görüşerek "en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını" söylemişti. Eleştirilere "Ne yapayım, yetkim yoktu" diye cevap vermişti. “Ben de hükümetteydim, benim de sorumluluğum var. Gerçi ben uzaktaydım, bir şey yapmak için en zor durumdaydım, ama sonuçta hükümetteydik hep beraber. Demek ki tahmin edemedik böyle bir şey olacağını. Zamanında müdahale edemedik. Oradaki durumu engelleyememek, birtakım masum insanların ölümüne sebep oldu; acıklı olan o... Onu affetmedi bizim partililerimiz” demişti sonradan olayı anlatırken.

Neyse konumuz bu değil ama bahsetmeden de yapamadım; sanki bahsetmesem Sivas katliamının unutulmasına katkıda bulunurmuşum gibi hissettim.

***

Prof. Dr. Erdal İnönü, Türkiye’nin en önde gelen bilim insanlarından birisiydi. 1951 yılında yaptığı ve "İnönü-Wigner Grup İndirgenmesi" adıyla bilinen çalışması, çağdaş matematiksel fiziğin temel kavramlarından biri kabul edilmektedir. 2004 yılında, fizik alanında Nobel’den sonraki en önemli ödül olan Wigner Madalyası’nı almıştı. İnönü, bu ödülü Feza Gürsey’den sonra  alan ikinci kişiydi Türkiye’den .

Erdal İnönü aynı zamanda önemli bir bilim tarihçisiydi. Yaptığı çeşitli çalışmaların yanı sıra ODTÜ’de bilim tarihi dersleri verdiği 1968-1969 ders yılında öğrencileriyle birlikte bugün “Erdal İnönü Bibliyografyaları” diye bilinen bir projeye başlamıştı. Feza Günergun’un aktardığına göre projenin üç esas hedefi vardı:

Türkiye’nin bilime katkısının küçük olduğu şeklindeki yaygın, ama belgelere dayanmayan kanıyı sorgulamak,
Türkiye’nin bilime katkısının miktarını belirlemek (ölçmek),
Projeden çıkacak sonuçlar ile Türkiye’nin ulusal bilim politikasının belirlenmesine katkı sağlamak.

Zaman aralığı olarak 1923-1966 arası belirlenmişti. Başlangıçta fizik, matematik, kimya alanında çalışmalar tamamlandı. Yerbilimleri ile astronomi-astrofizik bibliyografyaları ise ölümünden sonra Feza Günergun’un editörlüğünde yayınlandı. Ben bunlardan dört tanesini inceledim; matematiğe henüz ulaşamadım. Erdal İnönü’nün biyoloji için de bildiğim kadarıyla bibliyografya hazırlama düşüncesi vardı ama bu gerçekleşemedi.

İnönü, ikinci aşamada ise ayrıntılı nitel değerlendirmelere geçmeyi düşünüyordu. Günergun’un editörlüğünde hazırlanan çalışmalarda bunun yapıldığını söyleyebiliriz.

Ben bu tip döküm çalışmalarını çok önemsiyorum. Burada yapılan iş, çalışılan ölçekte bilim insanlarının ilgi alanlarının ortaya konmasıdır aslında ve bu işlem bilim politikasının belirlenmesinde en önemli ayaklardan birisidir (diğerleri, ülkenin gereksinimleri ve dünya biliminin eğilimleri). Sovyetler Birliği’nde de ilk yapılan işlerden birisi bilim insanlarının çalışma alanlarının saptanması olmuştu.

Bu tip çalışmaların ayrıca motive edici etkisi olduğunu da çok iyi biliyorum. Yıllar önce ben de ortopedi ve travmatoloji için benzer bir çalışma yapıp, kitapçık olarak yayınlamıştım. Araştırıcılar için nasıl güdüleyici olduğunu belirgin bir biçimde görmüştüm. Bir arkadaşım, “ak koyun, kara koyun kitabı” demişti kitap için. Talep üzerine iki yıl sonra güncelleştirilmiş halini yayınlamıştım. Sonrasında bir komisyon üçüncü baskıyı da hazırlamıştı. Diğer dallarda da benzer çalışmalar yayınlandı ama bugün artık bunlara gereksinim yok çünkü elektronik ortamda bu tür bilgilere kolaylıkla ulaşılabiliyor.

Ülkemizde bibliyografya çalışmalarını başlatan Erdal İnönü’yü saygıyla anımsamak gerekiyor.