Bilim ve Toplum*

İzge Günal

Blog: Bilimin İzleri

Geçen ay içerisinde Prof. Dr. Cem Terzi’nin hazırladığı “Bilim ve Toplum” isimli kitabı okudum. Aynı adla Hayat Televizyonunda yayınlanmış olan programların, sanırım bir kısmının, dökümlerinden oluşuyor. Kanserden tüp bebeğe, evrim kuramından matematiğe kadar toplam 11 bilimsel konunun ele alındığı kitabın diğer popüler bilim kitaplarından önemli bir farklılığı hemen göze çarpıyor: bu da her konunun toplumsal bağının kurulmaya çalışılması. Sunuş yazısında Aydın Çubukçu’nun da belirttiği gibi, “toplumsal pratik ile bilimsel bilgi arasındaki ilişkinin derin bilgisine sahip bir bilim insanı” olan Terzi’nin böyle bir yaklaşım içinde olması kendisini tanıyanlar için hiç de şaşırtıcı değil. 

Örneğin kanser konusunun ele alındığı söyleşide, kanser hastalığının  yüzde kırkının işçilerde görüldüğü gibi çarpıcı ve çarpıcı olduğu kadar korkunç bir gerçeğe dikkat çekiliyor. Bunda elbette işçi sınıfının kanser yapıcı etmenlerle daha fazla karşı karşıya kaldığı gerçeğinin yanı sıra sağlık hizmetine erişim, etkin tedavilerden yararlanma, erken hekime gitme gibi konularda burjuva sınıfına göre dezavantajlı olduğunun altı çiziliyor.

Benzer bir biçimde, AİDS’li hastaların yüzde 97’sinin yoksul ülkelerde yaşadığı gerçeği de başka bir söyleşide vurgulanıyor. Bu bölgelerde insanların yüzde 90’ınının günlük iki dolardan az parayla geçinmek zorunda kalması, temiz suya ulaşabilme ve okuma yazma bilme oranlarının yüzde 50 civarında olması zaten bu durumu çok iyi açıklıyor. En çarpıcı olan ise AİDS’ten kurtulmak için gerekli miktar 3 milyar dolar iken Avrupa’nın bir yılda dondurma için 11 milyar dolar, kedi-köpek maması için 10 milyar dolar harcıyor olması! Kitapta bütün bu gerçekler hastalıkların biyolojik nedenleri ile birlikte ele alınıyor.

Kitap bilim- toplum ilişkisi içerisinde güncel örnekleri bir arada okuma şansı veriyor. Ancak şu nokta da yanlış anlaşılmamalı: Kitap sadece bu ilişkiyi kurmakla kalmıyor, aynı zamanda evrim, CERN deneyleri, tüp bebek gibi konularda uzmanları ile beraber ayrıntılı olarak ele alındığı için, bilgi eksikliğimizi de tamamlıyor. Şarlatanlığa açık olan bu konuların doğru olarak öğrenilmesi de çok önemli çünkü örneğin tüp bebek konusunda insanların umutlarının nasıl sömürüldüğünü hepimiz yakından biliyoruz. Üreme teknolojilerinin gelişimiyle birlikte Türkiye’de 200 milyon dolara ulaşan tüp bebek sektörünün, üreme baskısına dönüştüğünü izliyoruz çünkü.

Kitapta yer alan her bölüm ilginç; televizyondaki tüm programların sırayla değil seçilerek kitaplaştırıldığını düşünüyorum. Ama yine de, Onur Hamzaoğlu’nun yer aldığı kapitalizm kıskacında doğa toplum ve bilim ile Alaeddin Şenel’in anlattığı kültürel evrim bölümlerinin çok çok iyi olduğu kanısındayım.

Ele alınan konular sadece uzmanlarıyla tartışılmamış kitapta ve elbette programlarda. Hemen her konuda konuyla ilgili ama uzman olmayan bir kişi de tartışmaya katılmış. Böylece konu belirli bir jargonun dışına çıkıp daha anlaşılır bir hale geliyor. Ama sanmayın ki bu kişilerin tek işlevi bu; kimi zaman ekseninden sapma eğilimi gösteren konuyu toparladıkları gibi, kimi zaman da özgün katkılarda bulunuyorlar. Örneğin, enerji konusunda yer alan ve “çiftçilikle geçinen vatandaş” olarak tanımlanan Mustafa Şenbahar’ın “gündelikçi bilim insanı” tanımı harika, sanırım bundan sonraki yazılarımda kullanacağım.

Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise Cem Terzi’nin ele alınan tüm konularda donanımlı olması ve uzmanlar kadar konuyu tartışabilmesi. Her konu sonuna eklenen karekodlarla programa internetten ulaşmak da olası.

Kimi zaman ana konudan uzaklaşılsa da, bunu özünde bir sohbet programı olan Bilim ve Toplum’daki akışa bağlamak gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, içindekiler kısmındaki sayfa numaralarının yanlış olması da sonradan geriye dönüp bakmada zorluk yaratıyor.

Neyse, her şey bir yana bilimin ciddi saldırı altında olduğu bir dönemde böyle bir kitabı herkes okumalı diyorum.


* Bilim ve Toplum. Hazırlayan Cem Terzi. 288 sayfa. Evrensel Kültür Kitaplığı, 2015.