Suçlunun şahidi dil(se)

Adli soruşturmalarda dil olgusu neden önemli? 1990'larda yaşanan Unabomber vakası, dilbilimin kriminal analizdeki gücüne bir örnek.

Hazel Zeynep Kurada - bilimsoL

Tarihi eski Hint’teki Vedik dönemden eski Yunan’a kadar uzanan dilbilim, en sade söyleyişle insan dilini bilinen tüm yönleriyle çözümlemeyi hedeflemektedir. Dilin mimari yapısı, sesler, bireyler arası ve kültürler arası iletişimin iç dinamikleri, anlam, biçim ve daha pek çok dil içi olgu dilbilim ve onun alt disiplinleriyle çözümlene gelmiştir. Diğer çözümlenegelmiştir.

DİL: POLİSİYE MALZEME 

Dilbilim, diğer bilim alanlarıyla da olan etkileşim ve ortaklığı sayesinde disiplinler arası ve çok disiplinli bilimsel araştırmaların gerçekleştirildiği önde gelen bilim alanlarından biridir. Adli bilimler ve dilbilimin ortaklığından doğan ve dilsel her türden verinin adli süreçte yasal bir soruşturma nesnesi olarak kabul görmesini olanaklı kılan adli dilbilim, aslında 1960’lı yılların ortalarına dek uygulamalı araştırmadan daha çok kuramsal öneriler sunmaktaydı. Yine de tarihe baktığımızda, adli dilbilimin sorgulama alanlarından biri olan kaynak tanımlama (“authorship identification”) ihtiyacının ilk kez eski Yunan dönemindeki oyun yazarlarında, bu ihtiyacın ise intihale dayalı suçların ortaya çıkarılmasından doğduğu gözlenir.

18. yüzyılda bazı bilginlerin de benzer bir amaçla Shakespeare’in oyun metinlerinin de aralarında bulunduğu önemli yazılı metinler üzerinde çalıştığı gözlenmektedir. Ancak adli dilbilimin bir bilim alanı olarak kabul görüp dilbilim yelpazesi altına girmesi çok da uzak olmayan bir geçmişe dayanır.

Adli dilbilim uzmanlığı henüz Türkiye’de bir meslek alanı olarak tanımlanmamış olsa da, Avrupa ve Birleşik Devletlerdeki ceza mahkemelerinde bu kişiler gerektiğinde bilirkişi olarak yer alabiliyor, adli soruşturma birimlerinde polisle işbirliği yapabiliyor. Temelde dili bilimsel bir nesne olarak alıp inceleyen dilbilimci güdüsü, diğer tüm bilimlerde de olduğu gibi rastgele olmayan verilerin dağılımını araştırıyor.  Nasıl ki bir mermi ateşli bir silahtan rastgele çıkmıyor, kimyasal bir bileşik insan vücuduna hiç yoktan giremiyorsa, adli bir suça karışan dilsel bir veri de bir suçlunun ağzından ya da kaleminden öylece çıkmayacaktır.

Diğer tüm bilim alanlarında ve dilbilimde de olduğu gibi herhangi bir sorunu çözme girişimi, varsayımlar geliştirmek ve en iyi çözümlemeyi bunlardan hangisinin sunduğunu test etmekten geçecektir. Biyoloji ve fizik medikal ve balistik veri çözümlemesinde nasıl önemli roller üstleniyorsa, adli dilbilim de önemli bir dil verisini yasal olarak çözümlemede karşılaştırmalı öneriler sunabiliyor.

UNABOMBER VAKASI

Adli dilbilimin katkısıyla gelişen en çarpıcı soruşturmalardan biri geçen yüzyılın sonunda Birleşik Devletlerde gerçekleşti. Unabomber lakaplı (daha sonra Theodore Kaczynski olduğu belirlenen) bir şahıs, sanayi toplumu karşıtı bir terör kampanyası başlatmıştı. Unabomber 1978-1995 arasında onlarca kişiyi bombalı paket göndererek yaralamış, üçünü de öldürmüştü. Unabomber bu faaliyetleriyle beraber, sanayi ve teknolojiye ve doğaya zarar veren faaliyetlere karşı anarşizan bir manifesto yayımlamıştı.

1990'larda ABD federal polisi (FBI) adli dilbilimci Roger Shuy’dan Unabomber’ın manifesto ve notlarını analiz etmesini istemişti. Bunun üzerine, Shuy, bombacının sözcük seçimi ve kullanımına bakarak eğitim düzeyini belirledi. FBI’ın öne sürdüğünün aksine, Shuy saldırganın eğitimli olduğunu ve hatta doğa bilimlerine aşina bir altyapısı olduğunu öne sürdü.

Sözcük seçimlerine dayalı bir diğer analiz ise şüphelinin nerede yaşıyor olabileceğine dair fikir verdi. Bombacının manifestosunda yer alan cümleler Katolik bir dindar olarak yetiştirilmiş olabileceğini sezdiriyordu. Tüm bu bulgular bombacı olması olası olan eşkâllerin sınırlandırılmasında önemli roller oynadı ve.

Sonunda kardeşi tarafından ele verilen Theodore Kaczynski, 1996 yılında onyıllar önce inzivaya çekildiği kulübede yakalandı. Kaczynski açığa çıktığında, Shuy’ın saldırganın yaşı, dini inanışı, nerede yaşadığı, eğitim seviyesi ve hangi alanda eğitim görmüş olduğuna dair tüm analizleri doğrulandı. 1942 doğumlu Kaczynski bir matematik dahisi olarak ün salmıştı. Genç yaşta profesör olmuş, UC Berkeley'de profesörlük yapmış, daha sonra inzivaya çekilmişti. Ancak inzivada halen "medeniyet"in soluğunu hissediyor olmak kendisini bunaltmış ve bir terör kampanyasına girişmişti.

Theodore Kaczynski'nin gençliği. Kaczynski inzivaya çekilmeden önce bir matematik dahisi olarak tanınmıştı.

Unabomber davasında olduğu gibi, suç unsuru niteliğindeki yazılı ve yazarı belli olmayan metinler de adli dilbilim uzmanlarının inceleme alanında. Adli dilbilimciler kaynağa ilişkin profil çıkarırken kullanılan diyalekt, dilbilgisi kullanımı, sözcük seçimi ve kullanılan belgenin niteliği (el yazısı, bilgisayar çıktısı vb.) gibi birçok değişkeni hem nitel hem de nicel çözümlemeler ışığında göz önüne alıyor.

Dilsel verinin kaynağı bilinçli olarak kimliğini gizleme amacıyla manipülasyona başvursa bile kontrol edemediği pek çok ipucu sayesinde kimliğini ele veriyor. Adli dilbilimci Robert Leonard bu durumu şu sözlerle açıklıyor “Deneyimlerime göre bir suçlu dilsel yönden karakteristik özelliklerini değiştirerek kimliğini gizlemeye çalışsa bile, tam bir otokontrol yakalayamıyor. Söz gelimi bir kişi yazılı bir metinde, olduğundan daha az eğitimli gibi algılanmak amacıyla kasten hatalı yazımlar kullansa bile, noktalama niteliğini düşürmede ya da dilin başka bir yönünü kontrol etmede sınıfta kalabiliyor. Bizi biz yapan karakteristik dil kullanımlarımızı bir anda bütünüyle değiştirmek mümkün değil”.  

Kaynakça:

Leonard, R. A., Ford, J. E., ve Christensen, T. K. (2016). Forensic Linguistics: Applying the Science of Linguistics to Issues of the Law. Hofstra L. Rev., 45, 881.

Roger W. Shuy. (2005); Creating Language Crimes: How Law Enforcement Uses (And Misuses). Language 181-82 Shuy, Murder Cases, Supra Note 20,75-86.

Roger W. Shuy. (2001), DARE’s Role in Linguistic Profiling, DARE NEWSLETTER (Dictionary of Am. Reg’l English, Madison, Wis.), Summer at 1, 4.