Pardus işletim sistemi 'Göle yoğurt mu çalmaktı'?

Ülkenin çıkarlarına hizmet eden bilim ve teknoloji politikalarının uygulanamayacağına son örnek de ulusal işletim sistemi projesi Pardus oldu. Pardus, kolektif yetkin bir çabanın rüştünü dünya çapında ispatlayan ürün çıkartmasına rağmen önünün tıkanması nedeniyle Devrim Arabaları trajedisine benzetiliyor.

Pardus projesi ulusal ve açık kaynak kod tabanlı bir işletim sistemi olarak yola başladığından beri 9 sene geçti. Pardus bir Linux dağıtımı olarak linux işletim sisteminin iki temel özelliğine sahip olacaktı: güvenlik ve özgürlük. Hem güvenlik hem özgürlük işletim sisteminin ve üzerindeki yardımcı uygulamaların kaynak kodlarının açık olmasından kaynaklanıyor. Özgürlük ayrıca kodların değiştirilmesi ve dağıtılması özgürlüklerini de içeriyor. Bu da özgür yazılımda lisans bedeli, vb. maliyetlerin olmaması sonucunu doğuruyor. Gerçekten de kapitalizmin 'fikri mülkiyet' dayatmasını reddeden ve 'paylaşma' erdemi üzerinde gelişen bir sistem Linux işletim sistemi.

Pardus projesi özellikle de güvenli olması nedeni ile TÜBİTAK bünyesindeki UEKAE'de (Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü) başlatıldı. Kriptoloji enstitüsü güvenli cihazlar üretiyor olduğuna göre bunların kapalı işletim sistemlerine sahip olmaları beklenemezdi. Ancak güvenlik sadece kriptolojik cihazların bir özelliği değil her hangi bir ağa bağlı olan her cihaz için geçerli idi. Bu nedenle Pardus işletim sisteminin sadece kriptolojik cihazlarda değil ağa bağlı askeri de dahil olmak üzere her kamu kuruluşuna ait bilgisayarda tek ve zorunlu işletim sistemi olmasını beklemek, hükümetin bu konuda tepeden bir zorunluluk getirmesini beklemek doğaldı. Ancak bu olmadı. Pardus kendi rüştünü ispatlamasına ve başarılı bir Linux dağıtımı olmasına rağmen Pardus'u ulusal standart yapacak adım atılmadı. Pardus'a göç kimi kamu kurumlardaki vizyoner yöneticilerin ve benzeri bireysel çabaların sonucunda bir yerden öteye geçemedi.

Geçen aylar içinde ise TÜBİTAK'ın yeni yönetiminin kurum çapındaki reorganizasyonla birçok projenin ve enstitünün yöneticisi değiştirilirken Pardus projesinin de sönümlendirilmeye doğru seyrettiğini Pardus projesinde çalışanların kişisel blog ve tartışma platformlarından anlaşılıyor. Pardus yöneticisinin ayrılmak zorunda bırakıldığını, birçok çalışanın ise ayrılmayı zorunlu kılacak atamalar ya da projedeki geleceksizlik ve mutsuzluk nedeni ile projeden ayrıldığı biliniyor. Geçen hafta ise Pardus'un son sürümünün sonlandırıldığı haberi geldi.

FATİH: Fırsatlardan Arındırma ve Teknolojinin İthali Hareketi
Hükümetin sözde bilişim teknolojisinde canlanma ve katma değerli ürün yaratma amacıyla yola çıkarttığı bilgisayar destekli eğitim projesi olan FATİH, 8 milyar dolarlık bir bütçeye sahip. Bu projede öğrencilere dağıtılacak 15 milyon kadar tablet bilgisayarın ve onbinlerce akıllı tahtanın Pardus işletim sistemine sahip olması ülkemizdeki bilişim teknolojisini canlandıracak ve ilerletecek gerçek bir adım olurdu.

Zira, işletim sisteminin özgür yazılım temelli olması bu projede çalışacak bilgisayar bilimcilerinin işletim sistemi üzerinde tam anlamıyla hakimiyet kurması ve sistemi istedikleri gibi değiştirebilmeleri demekti. Pardus üzerindeki eğitim uygulamaları da aynı şekilde Pardus ekibi ile koordineli olarak yapılabilirdi. Pardus'un yeni sürümleri herhangi bir lisans bedeli, vb. veya geriye doğru uyumluluk vb. sorunlar olmaksızın kullanılabilirdi. Zira her şey geliştiricilerin kontrolünde olacaktı, global bir tekel şirketin arasında kâr güdüsü de olan, siyasi çıkarlar de olan binbir çeşit parametreli kontrolünün altında değil.

Ancak projeye çoğu geliştiricinin de korktuğu gibi Microsoft da alternatif işletim sistemi olarak eklemlendi. Pardus sadece ve sadece Microsoft'un fiyat kırmasına yaradı. Microsoft tablet başına 5 TL fiyat indirdi. FATİH projesinde yer alan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım proje hakkında “Pardus diye TÜBİTAK’ın geliştirdiği bir işletim sistemi var.” gibi bu konuya ilgisizliğini ortaya döken laflar etti.

Pardus camiası şaşkınlık içinde
Kimi Pardus çalışanlarının da dile getirdiği gibi Pardus projesi Devrim Arabaları projesinin sonuna mahkum olacak gibi duruyor. 14 milyon TL'lik proje ve 8.5 yıllık çok nitelikli kolektif bir emek çöpe atılırken, kimi Pardus'u benimsemiş kullanıcılar da şaşkınlık içinde:

“Kimya öğretmeniyim. Laboratuvarımda bilgisayarda Pardus yüklü ve bir dönem boyunca tüm derslerde animasyonları sunuları hep Pardus'la gösterdim. Pardus kullanmalarını önerdim, dersin son bir iki dakikasını tanıtıma ayırdım. Şimdi o kadar ısrarımın tanıtımın ardından bir öğrencim gelip de Pardus projesi bitmiş hocam derse, ben ne diyeceğim o çocuklara?”

Başka türlü bir son, daha farklı bir deyişle ülkenin bilim ve teknoloji politikalarının tamamen ülkenin çıkarı ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmesi, bu konuda bağımlılığı kıracak politikaların geliştirilebilmesi ise ancak emperyalizmden kopmakta, sosyalizmde mümkün.

(soL - Bilim)