ODTÜ’nün mimarı Behruz Çinici’nin ardından...

Perşembe günü kalp krizi geçirerek 79 yaşında vefat eden ODTÜ’nün mimarı Behruz Çinici’nin cenazesi dün defnedildi. ODTÜ kampüsü ve birtakım kamu yapıları başta olmak üzere birçok bina tasarlamış olan Çinici, Türkiye’nin üretken mimarlarından biriydi.

1932’de İstanbul’da doğan Behruz Çinici, Kadıköy’de, bugün Hasanpaşa olarak adlandırılan Gazhane semtinde doğdu. Zanaatkar bir ailede doğan ve uzun yıllar Fatih’te ahşap bir evde yaşayan Çinici, inşa etme tutkusuyla 1949’da İTÜ’de henüz yeni kurulmuş olan Mimarlık Fakültesi’ne kaydolur. Çinici, Ankara’da bakanlık binaları ve TBMM binası dahil olmak üzere birçok yapı inşa etmiş olan Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister, Paul Bonatz gibi önemli mimarların ve Mustafa İnan’ın hocalık yaptığı Taşkışla’yı “mimar olarak doğduğu yer” olarak tarif etmiştir. Çinici’nin mimarlık pratiği Çinici, 1954’te Cağaloğlu’ndaki İstanbul Belediyesi’nde kent planlama atölyesinde çalışmaya başladı. 1958’de Ankara’daki DSİ binasını tasarladı 1958-59’da Eminönü Çarşısı yarışmasını kazandı. Taksim civarında bir pansiyon-büro’da beraber yaşayıp mimarlık yarışmalarına projeler üreten Çinici ve AKM’nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu gibi bazı arkadaşları, Türkiye’nin ilk üniversite kampüsü olan Erzurum Üniversitesi kampüsünü 1959’da tasarlayıp uygulattılar. Çinici’nin kendi deyimiyle ilk on yılını oluşturan 1960’lı yıllar “bugün 30.000’e yaklaşan nüfusuyla bir üniversite kenti olan ODTÜ’yü” yaratmakla geçti. Çinici, göçler ve beraberinde gecekondulaşmanın ülkeyi sardığı 1954-60 arası dönemi, “ülkedeki tarihi, kültürel ve doğal değerler ile kentlerin geleceği için endişelerinin başladığı yıllar” olarak tanımladı. 1958’de Devlet Su İşleri’nin Ankara’daki binasını tasarladı ve uyguladı. Mimarlık mesleğinin ikinci on yılında projelendirdiği ve uygulamasını yaptığı Bodrum, Artur, Güllük ve benzeri tatil köyü tasarımları, ilk on yılındaki çalışmalarının deneme ve gelişme aşamasını oluşturdu. Üçüncü on yıllık devresini oluşturan 70’li yıllardaki pratiğini ise “toplumla bütünleşen halk mimarlığı” olarak tarifleyen Çinici, Çorum gibi bazı Orta Anadolu kentlerinde “insan hareketlerini planlama” çalışmalarının ürünü olarak toplu konutlar tasarladı ve uygulattı. Çorum’daki 3000 konutluk “Binevler” projesi bekarlar ve çocuksuz aileler için özel tasarlanmış birimleriyle bu dönemin önemli bir örneğini teşkil ediyor. Çinici’nin dördüncü on yıllık dönemi olarak tanımladığı 80’li yıllarda ise, TBMM Halkla İlişkiler Binası, TBMM Camisi gibi yapılar TBMM kampüsü için tasarlanmış ve uygulanmıştır. Behruz Çinici, oğlu Can Çinici ile beraber TBMM kampüsü için tasarladığı ve milletvekilleriyle uzun tartışmalar sonrasında “laik-demokratik bir toplumda fanatizme karşı bir savaşımın dini mimarlığa yansımasının eseri olarak, minare yerine kavak yerleştirebilmeyi başardığı” minaresiz cami projesi ile 1995’te Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü aldı. Birkaç yıl önce yıkılıp yerine Park Oran’ın inşa edildiği TBMM Lojmanları ise, gene Çinici tarafından tasarlanmış ve uygulanmış bir projeydi. Çinici’nin “keyif haritası”: ODTÜ deneyimi Eymir Gölü’nü içine alan 4200 hektarlık bir alanda, o sıralarda TBMM’nin arkasındaki garaj ve barakalarda 500 öğrencili küçük bir eğitim kurumu olarak faaliyet gösteren ODTÜ için bir üniversite kampüsü tasarlanması amacıyla 1961’de açılan yarışmada 29 yaşındaki Behruz Çinici, öğrencisi ve eşi Altuğ Çinici ile beraber birinci oldu. 8 yıl boyunca üniversite yapılarının inşası için Ankara ve İstanbul arasında trenle mekik dokuyan Çiniciler, kampüsün inşası için aktarılan ödeneğin Demokrat Parti iktidarının siyasi gelgitleri sonucu kesilmesi tehditlerine karşın, fakülte binaları, yurtlar, rektörlük binası, kütüphane, kafeterya gibi yapıları ile kampüsün altyapı donanımı ve ülkedeki ilk ciddi peyzaj çalışmasını sistemli ve birbiriyle ilişkili bir biçimde üretmişler, Türkiye’de modern mimarlığın önemli deneylerinden biri olan ODTÜ’yü yapılaştırmışlardır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın o zamanki mevzuatına göre statik, tesisat ve mimarlık ürünleri ayrı süreçlerde geliştirilirken, ODTÜ için Çinici öncülüğüyle geliştirilen şartnamelerle, mimarlık ve mühendislik disiplinlerinin birlikte bir ürün çıkarması gerektiği vurgulandı. ODTÜ deneyimi ayrıca, Türkiye’de yapı tekniklerinin, malzeme bilgisinin geliştirilmesi için önemli bir araç oldu. Pleksiglas, polyester, yapay taş döşeme, beyaz çimento gibi malzemelerin ilk defa uygulandığı alanlardan biri olan ODTÜ’de, mimarlığın estetiği endüstriyel bağlamına oturtularak üretildi. Çinici, modern mimarlıkta “süs”ten ziyade “işlev”i vurgulayan, sadeliği ve rasyonaliteyi yansıtan, betonun sıvasız halde bırakıldığı “brüt beton”u ODTÜ yapılarında karakteristik olarak uyguladı. Kampüsteki yapıları bir yaya yolu (alle) ile birbirine bağlayarak, üniversite mekanında bir omurga üzerinde kamusal bir deneyimi hedefledi. Bugün ODTÜ’de öğrencilerin gündelik hayatlarını geçirdikleri, eylemlerin yapıldığı, öğrenci toplulukları ve örgütlerinin çalışma alanı olan alle, üniversite yaşamının merkezinde durmakta. Mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli’ye göre ODTÜ, 1960’lı yılların bir mimarlık laboratuarı. 60’lı yılların Türkiye’sinde, “soliste bölüm sonunda tüm becerisini göstermek için bırakılan kadans payı kadar bir mimari özgürlüğün var olduğunu” söyleyen Tanyeli, Çinici’nin “bir keyif haritası” olarak tariflediği, o yılların teknik olanaklarını, işçilik düzeyini, malzeme sınırlarını zorlayan ODTÜ inşası deneyiminin Türkiye’de mimarlık pratiğinin sınırlarını yukarı çektiğini ifade ediyor. Mimarlık mesleğinde ahlak arayışı 1960-71 arası dönemde ODTÜ’yü vücuda getiren Behruz-Altuğ Çinici ikilisi, o yıllarda bir ilke imza atarak Türkiye’de mimarlık mesleki pratiğini değerlendirdikleri ve eleştirdikleri bir yayın çıkarmışlardı. Yayında, Türkiye’de mimari ürünlerin gerçekleştirilmesinde karşılaşılan bürokratik, siyasi ve ekonomik engellere dikkat çeken Çiniciler, yapı endüstrisinin mevcut durumunu, sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı, malsahibi, yatırım ve ihale üzerinde belirleyici sistem ve faktörleri, meslek icrasının ahlaki sorunlarını tartışmışlardı. Yayınlarından bugüne geçen sürede yapı üretimi sürecini belirleyen ekonomik, siyasi ve bürokratik aksaklıklarda bir değişme olmadığını şu sözlerle anlatır Çinici:

“Bir yanda, gittikçe aşağı çekilmeye çalışılan toplumsal kültür, yasal ve yönetsel çevrelerin kısırlığı içinde yönetici ve işverenler, insan ilişkileri, mimar ile eseri arasında uçurumlar açabilen davranışlar, doğanın ve rantların çıkar çevrelerince yağmalanması karşısında suskun ve ufuksuz siyasal yapı. Ve çaresizlik içinde bürokrasi.”

Behruz Çinici, bu koşullar altında mimarların, “zaman zaman suçlanabilen, hür olmayan, bağımlı bir sanatın emekçileri” olduklarını ifade etmiştir. Çinici mimarlığı ve siyasi iktidarlar Mimari üretkenliği ile Türkiye’de önemli yapılara imza atmış olan Behruz Çinici, Çinici ailesinin dostu Prof. Dr. Süha Özkan’ın ifadesiyle “devlet mimarı” tanımlamasına en çok yaklaşmış kişi. Birçok kamu yapısını masrafları karşılığı “devlet hizmeti” olarak tasarlamış ve uygulamış mimarlığı “ticaret amacıyla yapmadığını” dile getirmiş ve “politika dışı özerk” bir yaşam biçimi haline getirmeyi amaçlamış olan Çinici için Uğur Tanyeli, Çinici’nin mimarlığı bir “gönül adamı” olarak sevdiğini ifade ediyor. Ancak Demokrat Parti iktidarından başlamak üzere, siyasi iktidarlarla iyi ilişkiler içinde bulunmuş olan Çinici, ODTÜ inşa edilirken su müteahhitliğini üstlenmiş işadamı olan Süleyman Demirel’le yakın ilişkisini, Demirel’in başbakan ve cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde de sürdürmüştür. Ayrıca Cento davetlisi olarak İran’a giderek Tahran Üniversitesi’nde konferanslar veren Çinici, ODTÜ’nün inşası sırasında Cemal Gürsel, Cahit Karakaş, Erdal İnönü gibi isimlerle de ilişkiler kurmuştur. Prof. Dr. Özkan, Behruz Çinici’nin iktidarlarla “işi gereği” yakın ilişkiler kurmuş olmasına rağmen, herhangi bir iktidarın doğrudan yandaşlığını yapmamış olduğunu iddia ediyor. Behruz Çinici mimarlık pratiğinin yanı sıra, 1954-62 yılları arasında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Şehircilik Kürsüsü’nde asistanlık, 1963-64’te Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde ve 1993-95 yılları arasında da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde hocalık yapmıştır. Kaynak: Improvisation: Mimarlıkta Doğaçlama ve Behruz Çinici, ed. Uğur Tanyeli, Boyut Yayınları, İstanbul, 1999. Sıla Karataş (soL)