Genç akademisyenler 3 bin imzayı Başbakan'a gönderiyor

“AKP’nin yarattığı korku heyulası yıkılacak” diyerek 9 Şubat tarihinde imza kampanyası başlatan genç akademisyenler, bugün düzenledikleri basın toplantısında topladıkları 3 bin imzayı Başbakan’a göndereceklerini açıkladı.

Başbakan Erdoğan’ın “dindar nesil yetiştireceğiz” açıklamaları sonrası bu açıklamaya tepki olarak bir imza kampanyası başlatan genç akademisyenler süreç boyunca topladıkları 3 bin imzayı Başbakan’a gönderiyor. Konuyla ilgili bugün bir basın toplantısı düzenleyen genç akademisyenler, Başbakan’ın açıklamalarını değerlendirdi.

“Tüm toplum ikna odalarında yaşatılıyor”
Toplantıda genç akademisyenlerin hazırlamış olduğu ortak basın açıklamasını okuyan Yrd. Doç. Dr. Nevzat Evrim Önal, Başbakan’ın açıklamalarına karşı başlattıkları imza kampanyasıyla korku heyulasına teslim olmayacaklarını duyurduklarını söyledi.

Başbakan’ın 28 Şubat sürecinde ikna odalarından şikâyetçi olduğunu söylediğini hatırlatan Önal, AKP’nin 10 yıllık iktidarı boyunca kurulan söylem ve tutuklama politikalarıyla tüm toplumun ikna odalarında yaşatıldığını söyledi.

“Kimi gençlere gemicikleri, kimilerine ise…”
Dindar gençlik tartışmalarına değinen Önal, Başbakan’a seslenerek “Her çocuk sizin çocuklarınız kadar şanslı gelmiyor dünyaya. Kurduğunuz iktisadi düzen kimi çocuklara gemicikler-şirketler bahşederken, kimilerinin de gözlerindeki feri sanayi atölyelerinde güvencesiz ve düşük ücretle çalışırken çalınıveriyor" dedi.

“Boyun eğmeyeceğiz”
Başbakan’ın insanlara bir dini inancı dikte edemeyeceğini belirten Önal, toplumdaki yüz binlerce ateistin hor görülemeyeceğini söyledi. Önal, son olarak genç akademisyenlerin ülkedeki korku iklimine boyun eğmeyeceğine kaydetti.

Önal’ın ardından söz alan metnin imzacılarından Zelal Özgür Durmuş, Türkiye’de aydınlanmacı ve ilerici damarın, dindar nesil sözleriyle hedef alındığını söyledi. Eğitim Şurası sonrası alınan karara göre, 4. sınıftan sonrası için örgün eğitimin devre dışı bırakılacağına işaret eden Durmuş, itaat eden ve dogmacı bir nesil yetiştirilmek istendiğini dile getirdi.

“Bilimin gelişmesi için özgürlüğe ihtiyaç var”
Genç akademisyenler metninin imzacılarından California Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Baki Tezcan, Başbakan’ın “dindar nesil yetiştireceğiz” açıklamasıyla birlikte söylediği, “hem çağdaş hem dindar nesil” söyleminin birbiriyle çeliştiğini, çünkü nesil yetiştirme fikrinin otoriter olması nedeniyle çağdaş olamayacağını söyledi.

Bilimin gelişmesi için serbest ve özgür bir ortama ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Tezcan, Müslüman coğrafyasında 10. yüzyıldan sonra yetişen bilim insanı sayısının azaldığını, bunun da 11. yüzyıldan itibaren konulan kırmızı çizgilerin çokluğuyla ilgili olduğunu ifade etti.

"Bırakın muhalifi, yandaş olmayana tahammül yok”
Metnin bir diğer imzacısı olan Michigan Üniversitesi öğretim üyesi Yar. Doç. Dr. Erdem Çıpa, Türkiye’yi yakından takip ettiğini, özellikle Dink cinayeti sonrası açıkça ortada olan örgütlü cinayetin görülmemesinin kendisini çok rahatsız ettiğini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan’ın tarif ettiği zihniyetteki gençliği yurt dışına çıkan burslu Türk öğrencilerde gördüğünü vurgulayan Çıpa, Türkiye’de akademisyenlik yapan arkadaşlarının nasıl bir baskı altında olduğunu iyi bildiği için metnin imzacılarından birisi olduğunu söyledi.

Türkiye’de muhalif olmasa dahi yandaş olmayana dahi tahammül gösterilmediğine işaret eden Çıpa, “Türkiye’de uygulanmak istenen Türk-İslam sentezinin 30 yıldır uygulanmakta olduğuna” dikkat çekti.

“Aydınlanma geleneği ürkek”
Son olarak söz alan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Dizdar, AKP’nin sadece gazetecilere ve sendikacılara değil akademiye de ciddi saldırıları olduğunu dile getirdi.

TÜBA’nın halinin ortada olduğuna değinen Dizdar şöyle konuştu: “Türkiye’de bilim sermayenin ihtiyaçlarına göre tanımlanmak isteniyor. Emperyalizme bağlı AKP iktidarı oldukça kapsamlı bir projedir. Bu projeye karşı akademide sadece genç olanların tepki vermesi aydınlanma geleneğinin ürkekliğini gösteriyor.”

(soL - İstanbul)