Kasım ayı içinde dünya solunun gündemini takip edenlerin dikkatinden kaçmayan üç gelişme yaşandı. Birincisi ve muhtemelen en çok ilgi çekeni, 19-21 Kasım arasında Karakas’ta gerçekleşen Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi Olağanüstü Kongresi’nde Chávez’in yaptığı Beşinci Enternasyonal çağrısıydı. İkincisi, 20-22 Kasım tarihlerinde Yeni Delhi’de gerçekleştirilen 11.
Yeni Kolombiya Haber Ajansı'nda dün yayınlanan habere göre, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), sınırın iki tarafındaki Kolombiya ve Venezuela halklarını antiemperyalist bir duvar örmeye çağırdı.
Yoğun bir mücadelenin sonunda serbest bırakılan Güler Zere dernekler, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte taksimde bir basın açıklamasına katılacak. Cuma akşamı saat 19.30'da yapılacak olan basın açıklamasının sloganı "Hasta tutsaklara özgürlük" olacak.
Güler Zere'nin özgür kalmasının ardından diğer tutsakların da özgür kalması için mücadele edeceklerini duyuran platform katılımcıları yarın (Cuma) 19.30'da Taksim Tramvay Durağı'nda buluşuyor.
Bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Adli Tıp'tan gelen raporlar doğrultusunda affettiği Güler Zere'nin akşam saatlerinde serbest kalacağının öğrenilmesi üzerine, Güler Zere'ye Özgürlük Platformu Taksim Galatasaray'da bir eylem düzenlendi.
Türkiye'deki durumun, bardağın yarısının dolu mu yoksa boş mu olduğuyla pek ilgisi bulunmuyor. Memleket gerçekten de kötü gidiyor.
Bardak analojisiyle işin içinden çıkılabileceğini vaaz etmek sola düşmez. Solun ilkelerinden bir tanesi de “gerçeğin devrimci olduğu”dur. Biraz soyut kaçabilir, ama memleketin kötü gitmiş olması gerçeği bile bu ilkeyi zedeleyemeyecektir.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi Girişimi’nden bir açıklama yapılarak, partinin deklarasyonunun yarın İstanbul’da 13.00'te Hill Hotel’de düzenlenecek toplantıyla kamuoyuna duyurulacağı bildirildi. Açıklamada, “ESP'yi kuracak işçiler, kadınlar, gençler, kent ve kır emekçileri, aydınlar, sanatçılar, emekliler, yoksullar uzun yıllardır özgürlük ve sosyalizm için mücadele ediyorlar.
Türkiye devrimcilerinin başına dert ve hep sağı besleyen o “gariban kültürü”, bir başka düzlemde elbette iflah olmaz bir “aşağılık kompleksi” halinde sahne alacaktı. Öyle de oldu. Bir köprü yani.
Nasıl mı?
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, kurban bayramı nedeniyle yaptığı açıklamada, hükümetin emekçilere ve yurttaşlara bayram hediyesinin, kriz, hayat pahalılığı ve demoralizasyon olduğunu söyledi. Ortalama ücretlerin yüzde 15 gerilediğini, emekçilerin bayramı yine açlık sınırın altında kutlayacağını vurguladı.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Antalya İl Başkanı Zeynel Ergen, bir açıklama yaparak kamu emekçilerinin 25 Kasım günü yapacakları uyarı grevine destek verdiklerini söyledi.
Dün Büyük Ekim Devrimi'nin 92. yıldönümünde onbinlerce komünist Moskova'da büyük bir mitinge imza attı. Mitingde Ekim Devrimi'ni gerçekleştiren bolşevikler anılırken, Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in 2005'te devlet başkanı iken 7 Kasım'ı ulusal tatil günü olmaktan çıkaran kararı da protesto edildi.
Tarihsel ilerleme fikrine yabancılaşarak ilerici olunmaz. Olunmaz ama giderek tuhaflaşan Türkiye’de, “devrimciyim” diyenler arasında “ilerici” olmak istemeyenlerin sayısı da artıp durur.
Türkiye Komünist Partisi, solda yeni bir odak yaratılması konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin bir açıklama yaptı. Bazı parti ve hareketlerle çeşitli başlıklarda yakın işbirliği yapmak konusundaki kararlılığın sürdüğü belirtilern açıklamada, seçimleri de kapsayan daha uzun vadeli ve belli ilkelere dayanan bir sol seçeneğin yaratılmasının şu an için olanaklı olmadığının altı çizildi.
7 Kasım 2009, Rusya’da Bolşevikleri iktidara getiren Ekim Devrimi’nin 92. yıldönümüdür. Kanlı bir iç savaşın ardından beş yıl sonra Sovyetler Birliği kurulacak altmış dokuz yıl sonra da, 8 Aralık 1991’de, Beyaz Rusya’daki bir köşkte, Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya Cumhurbaşkanları tarafından imzalanan bir anlaşmayla son bulacaktı.