Raúl’le birlikte ne değişti?

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR – KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Raúl Castro devlet başkanlığı görevini aldıktan bu yana Küba’da ne değişiklikler yaşandı?

Sık sık “Fidel sonrasına” dair, Küba’nın nereye doğru evrildiğine dair yazılar yazılıyor. Ara ara hem bu köşede, hem de soL portal haberlerinde bu değişikliklere değinmiş olsak da, bir buçuk senede alınan kararların topluca bir listesini vermenin, ileride Küba üzerine konuşurken hepimiz açısından yararlı olacağını düşündüm. Bir haftamızı geniş tabloyu görmeye ve hatırlamaya ayıralım.

- Kullanılmayan topraklar bireysel köylülere ya da kolektiflere verilmeye başlandı. Kiralanan bu topraklarda verimli üretim yapıldığı sıkı biçimde denetlenecek.

- Tarımda karar alma mekanizmaları belli yönlerden daha adem-i merkeziyetçi hale getirildi.

- Köylülerin borçlarının bir kısmı iptal edildi ve devletin süt, et ve patates gibi ürünlerde ödediği toptan alım fiyatları köylü lehine artırıldı.

- Devletin süt saklama ve hem kentsel hem de kırsal kesimde bunun satışına dair uygulama basitleştirildi.

- Köylülerin ürettikleri malı onlardan satın alıp, büyük kentlerde satışını yapan ve bir asalak sınıfına dönüşen aracılar ve tüccarların ortadan kaldırılması için, bu görevi üstlenen devlet şirketinin daha az merkeziyetçi ve yerelde köylülerin ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verecek bir hale dönüştürülmesi kararlaştırıldı.

- Kent tarımı programı geliştirildi. Program, kentlerde de özellikle organik tarım yapılabilecek bahçeler vs gibi alanlarda besin üretimini öngörüyor. Program bazı kentlerde o kadar başarılı oldu ki, ABD gazetelerine haber oldu.

- Devlet şirketleri sistemine dair düzeltme ve iyileştirmeler planlanıyor. Henüz bu dönüşüm tam olarak bitmiş değil.

- Devlet memurları ve öğrencilerin birden fazla iş yapabilmelerinin önü açıldı. Aynı şekilde, emekliler de ikinci bir iş yaparlarsa tam maaş alacaklar (eskiden emeklilik maaşlarından fazla alamıyorlardı).

- Başta eğitim olmak üzere bazı sektörlerde maaş ve emeklilik ikramiyelerinde artışlar yapıldı. Yine belli bazı sektörlerde ücretler, verimliliğe göre yükselecek şekilde düzenlendi.

- Bir süredir yeni izin hakkı verilmeyen taksi şoförlüğü gibi bazı kendi hesabına çalışılan işler için yeniden izin verilmeye başlandı.

- Bürokratik, resmi işlemleri kolaylaştıran adımlar atıldı.

- Eğitim Bakanlığı’nda köklü bir öz değerlendirme ve yeniden yapılandırma sürecinin düğmesine basıldı. Değişimler ne yönde olacak henüz tam olarak belli değil.

- Eğitimin her türünde ve seviyesinde marksist-leninist tarih ve felsefe eğitiminin güçlendirilmesine dönük bir program uygulamay konuldu.

- Üniversiteye giriş sınavı elden geçirildi.

- Profesyonel işlerde çalışan kadrolar için bakanlıklar arası bir bütünleşme ve ilgilenme programı yaratıldı. Program, özellikle teknik/teknolojik başlıklarda kadro yetiştirmeye yoğunlaşacak.

- Orta ve yüksek öğretimde sağlanan kapasitelerin, ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden belirlenmesi kararlaştırıldı.

- Sağlık sisteminde özellikle mahallelerdeki kliniklerde iyileştirmelere gidildi. Hastane ve kliniklerin kötü durumdaki fiziksel koşullarının ve eksik teknolojik teçhizatlarının düzeltilmesi ve yenilenmesine başlandı.

- Kübalılar’ın turistik otellere girebilmelerinin önü açıldı. Ancak, öte yandan, Kübalılar’ın eskiden beri konaklayabildikleri, Kübalılar’a hizmet eden otellere ilgiyi artırmak için bazı özel paketler düşünüldü.

- Kübalılar’ın kendi üzerlerine cep telefonu hattı almalarına izin verildi, fiyatı yarı yarıya düşürüldü. Fakat hâlâ ortalama bir Kübalı’nın ödeyebileceği bir tutar değil.

Şimdiye kadar yapılan değişiklikler, elbette tek başlarına Küba’nın sorunlarını çözmekten uzak. Hâlâ birçok temel sorun – verimsizlik, yiyecek ithalatı, düşük ücretler, ciddi ev sıkıntısı ve barınma sorunu vs. – derin çözümler bekliyor.

Ancak genel olarak bakıldığında, alınan kararların ekonomide bir değişim sağlamaya dönük olduğu görülüyor. Küba yönetimi, özellikle ulusal yiyecek üretiminin kesinlikle artırılması gerektiğinde kararlı. Kararların bir kısmı da verimlilik ve üretkenlikle ilgili. Yine bazıları kayıt dışı ekonomiyi kontrol altına almayı hedefliyor.

Bu tabloya bakıldığında, piyasacılığa dönük, ya da geriye doğru adımların atıldığını söylemek mümkün değil. Fakat halen birçok konuda önemli atılımlar yapılması gerektiği de aşikâr.

Galiba bunlar için Küba’yı takip etmeyi sürdürmek, ve 2010’a ertelenen parti kongresini beklemek gerekecek.

---

İki hafta önceki yazımın sonunda değindiğim bir meseleyle ilgili olarak bana bazı sorular yöneltildi. Büyük bir duyarlılığın olduğu bu konuda, söylediklerimin kapalı kalan ve yanlış anlamaya yol açabilecek kimi yönlerine dair bir açıklama yapmak istiyorum.

Marksizm, kadın sorunu, emek sorunu, dilerseniz çevre sorunu gibi farklı sorunları bireysel, ahlaki anlamda bir hiyerarşiye tabi tutmaz. Yani bir marksist, bir feministe “Kadın sorunu da önemli, ama o kadar da değil, işçilerin sömürülmesi daha önemlidir bu toplumda” demez.

Marksist şunu söyler: “Senin yaşamında kadınların eziliyor olması, seni daha çok yaralıyor, senin için daha büyük önem taşıyor olabilir. Ancak sınıf çelişkisi çözülmeden, kadınların ezilmesi de nihai olarak sona erdirilemez.”

İki sorun arasında her bir örnek açısından bir önem hiyerarşisi yoktur. Bir öncelik farkı vardır, bu da marksizmin toplum çözümlemesinden ileri gelir: Sınıf çelişkisi temeldir.

Bu demek midir ki kadın sorununda bugünden mücadele verilmesin? Marksizmin tarihi soruya kocaman bir “hayır” yanıtı vermeye yeter.

Kısacası, marksizme “ekonomik indirgemecilik” diyerek saldıracaklar, bu yaftayı yapıştırıp kaçmak yerine, bizi sınıf çelişkisi ortadan kalkmadan kadın sorununun tam olarak çözülebileceğine ikna etmeye çaba harcamalıdır.

[email protected]