Küba'ya karşı ABD ablukası: Nedir?

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR - KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Geçen hafta, bu yazımda ABD'nin Küba'ya karşı ablukasını ve özel olarak Helms-Burton yasasını inceleyelim demiştim, kaldığımız yerden devam edelim.

ABD'nin Küba'ya karşı - sonunda pratikte bir ablukaya dönüşecek olan - ambargosunun tarihi, Küba Devrimi'nin tarihi kadar eski. İlk olarak 1960 Temmuz ayında ABD, Küba'dan ithal ettiği şekere sınırlama getirir. Sovyetler Birliği, ABD'nin bu kararına, Küba'dan bu şekeri satın alacağını beyan ederek karşılık verir.

Kennedy, 1962 yılında ambargoyu sıkılaştırır. Rivayet odur ki, Kennedy ambargoyu sıkılaştırma kararının çıkmasından önceki gün, yardımcısına 1200 tane Küba purosu aldırmıştır. Ekim 1962'de yaşanan Füze Krizi'nin ardından, Kennedy'nin kararları Küba'nın abluka altına alınmasını getirir. Küba'ya seyahat yasağı, daha o zamanlar uygulamaya konulur.

Fakat, Sovyetler Birliği'nin varlığında bu abluka, Küba'yı sınırlı oranda etkiliyordu. Daha doğrusu, Sovyetler Birliği ekonomik olarak kendi adına zararlı da olsa, Küba'ya yardım elini cömertçe uzatıyordu. Ancak Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından ABD'nin ablukası daha da vahşileşti.

İlk olarak 1992 yılında Küba Demokrasisi Yasası, ya da daha bilinen adıyla Torricelli yasası ABD Kongresi'nce kabul edildi. Metin, özünde Küba'da rejimin değişmesi gerektiğini, ve ABD'nin bunun için elinden geleni yapacağını söylüyordu. Dolayısıyla Küba'nın içişlerine karışmanın ötesinde, açıkça düşmanlık sergileyen bir belgeydi.

Torricelli yasası Küba'yla ticaret yapan tüm ülkeleri, ABD yardımlarını kesmekle tehdit etmekle kalmaz sadece, ayrıca Küba'yla ticaret yapan gemilerin, 180 gün boyunca hiçbir ABD limanına yanaşamamasını öngörür. Bir ticaret gemisi için 180 gün ABD'ye uğramamak, çok zor bir durum yaratır. Yine Torricelli yasası, Küba'ya gönderilen ABD dolarına kısıtlama getirir.

Ancak asıl darbe, iki ABD'li Cumhuriyetçi Jesse Helms ve Dan Burton'un önerdiği Helms-Burton yasası'nın kabul edilmesiyle gelir. Yasanın en dikkat çeken özelliği, hem topraklar ötesi olması, hem de başka ülkelerin egemenliği altındaki tüzel kişilikleri cezalandırmasıdır.

Yasaya göre Küba'yla ticaret yapan, herhangi bir ülkeye ait olan şirkete ABD'de dava açılabilir ve şirket yönetimi ve ailesi, ABD'ye girmekten men edilebilir. Bu kural, İtalya, Meksika, Kanada, İngiltere gibi ülkelerden çeşitli şirketlere gerçekten de uygulanmıştır. Dolayısıyla, ticaret şirketleri Küba'yla ticaret yapmak istiyorlarsa, dünyanın en büyüğü olan ABD pazarını gözden çıkarmak zorundadırlar. Yasanın bu yönü, açıkça uluslararası hukuka aykırıdır. Zaten Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği dahi bu yasayı kınamışlardır.

Yasanın bir başka saçmalığı, devrimden sonra ülkeden kaçan kişilerin mülkiyetlerini, ABD koruması altına almasıdır. ABD bu yasayla kendini, devrim sonrasında Miami'ye kaçan Kübalı zenginlerin o zamanki tüm mallarını korumakla ve bu mülkiyetin "ihlali" durumunda yaptırım uygulamakla yükümlü saymaktadır.

Bu fikrin saçmalığını, Kanadalı iki milletvekili, Peter Milliken ve John Godfrey'in zekice saldırısı pek güzel ortaya koyar. Milletvekillerinin 1996'da önerdiği - ancak elbette kabul edilmeyen - yasa tasarısı, Amerikan Devrimi sonrasında ABD'den kaçan Birleşik Krallık'a bağlı unsurların, ABD'deki mülkiyetleri üzerinde hak iddia edebilmeleri fikrini ortaya atar. Yine yasaya göre Kanada, Birleşik Krallık taraftarlarının mülkiyetlerini kullanan ABD'li şirketlerin yöneticilerini, hissedarlarını ve bunların ailelerini ülkeye girmekten men edebilecektir.

ABD'nin bu neresinden tutsanız haksız ablukası, 1990'lardan beri her sene Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ABD ve birkaç Pasifik adası dışında tüm ülkelerce kınanmasına rağmen sürüyor.

---

ABD'nin Küba'ya karşı ablukasına genel hatlarıyla baktık. Ablukanın Küba'ya elli senedir verdiği zarar, Küba halkının büyük bir refah düzeyi yakalamasını engelleyecek kadar büyük. Tahmini rakamlar, her sene milyarlarca doları buluyor.

ABD'nin Küba devrimini yıkmaya dönük cephanesi, ablukadan ibaret değil elbette. Fırsat buldukça ileride ABD'nin kullandığı diğer silahları da ele alırız.

Bir tavsiyeyle bitireyim: Abluka nedeniyle Küba, ithal etmek zorunda olduğu bazı temel ihtiyaç maddelerine ya ulaşamıyor, ya da zor ulaşıyor. Eğer Küba'ya seyahat edecekseniz, seyahatinizden önce Küba Büyükelçiliği'nden ya da José Martí Küba Dostluk Derneği'nden bilgi alarak, ülkede ihtiyaç duyulabilecek ve taşınabilir tüketim ürünlerini götürürseniz, siz de bu onurlu halkın, yanıbaşlarındaki baş emperyalist ABD'ye karşı verdiği kavgaya ufak da olsa destek olabilirsiniz.

[email protected]