Küba seçimlerinde aday olan bir muhalifin öyküsü

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR – KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

BBC’nin Havana muhabiri –Michael Voss değil, birden çok muhabiri var BBC’nin Havana’da- Fernando Ravsberg, “Seçim kampanyasında Kübalı muhalifler” başlıklı bir haber yaptı.

Haber, Silvio Benítez’in hikayesini anlatıyor.

Benítez, bir karşı-devrimci. Yasadışı olan, herhangi bir bilinen faaliyeti olmayan ve örgütlü olup olmadığı da aslında bilinmeyen “Liberal Parti”nin başkanı olduğunu söylüyor.

Havana’nın La Lisa ilçesindeki Punta Brava’da 47 numaralı sandık bölgesinde, seçimlerde adaylığını koymuş.

Haber, Kübalı rejim karşıtlarının “zorluklarla bezenmiş, acı dolu hayatlarını” göstermesi bakımından gerçekten örnek.

Küba’da seçimler şöyle yapılıyor: Mahallenizdeki sandık bölgesine kayıtlı kişilerle birlikte toplanıyorsunuz. Bazı kişiler, başkalarınca aday gösteriliyor ya da kendileri aday oluyor. Zaten komşularınız olduğundan hepsini tanıyorsunuz. Burada adaylar birer konuşma yapıyor. Siz de el kaldırarak kimlerin aday olmasını istediğinizi ifade ediyorsunuz. Daha sonra süreç, aday olanlar arasından delegenin kapalı oyla seçilmesi, bu seçilen delegelerin bir üst kurula gidecek delegeleri seçmesi ve bu sürecin yukarıya, devlet başkanlığına kadar böyle devam etmesi şeklinde gelişiyor.

Benítez, toplantıya gidiyor. Kimse onu aday göstermese de, kendisi aday oluyor – bu her Küba vatandaşının hakkı. Hatırlayalım: kendisi yasadışı bir partinin “başkanı” olduğunu iddia ediyor. BBC’deki habere göre Benítez, ülke genelinde bir platformları olduğunu, seçimlerde aday olarak ‘kitlesel bir eylem’ yürüttüklerini de iddia ediyor. Benítez, seçim kampanyası olarak “kapı kapı dolaştığını” belirtiyor – ki bu, Küba seçim sisteminde tamamen yasadışı. Küba’da adayları tanıtan fotoğraf ve özgeçmişlerinin bulunduğu afişlerin bazı uğrak noktalara asılması dışında seçim kampanyası yapmak yasak. Komşularınız sizi zaten tanıyorlar, ama daha önemlisi, seçilen kişi “vaatlerini yerine getirecek bir politikacı” değil, seçildikten sonra da düzenli olarak mahalleliyle bir araya gelecek, onları dinleyecek ve mahallelinin sorunlarına yerel yöneticilerle temas içinde çözüm bulmaya çalışacak bir kişi olarak algılanıyor. Zaten bu temsiliyet işini iyi yapamadığını düşünüldüğünde, mahalleli delegesini “geri çağırıyor” ve yerine bir başkasını seçebiliyor. Yasadışı örgüt lideri, yasadışı bir kampanya yürütüyor. Peki.

Ayrıca öğreniyoruz ki, Benítez uzun süre önce girdiği işlerde dikiş tutturamayınca “muhalif” olmuş, o günden beri çalışmıyormuş ancak, komşularının söylediğine göre, gayet iyi yaşıyormuş. Obama yönetiminin sadece USAID üzerinden adaya 20 milyon dolar aktardığı, bu paranın 400 bininin “yerel liderleri destekleme”ye gittiği anımsandığında, bunu nasıl başardığını anlamak zor değil.

Seçim günü neler oluyor?

Her tarafta “baskı, denetim, kısıtlama, manipülasyon, komplo” aramakta olan BBC muhabirinin haberine göre, seçimin yapılacağı yerin, ki aslında burası sokağın ortası, hemen yanındaki parkta bir banka oturuyorlar eşiyle birlikte. Muhabir Ravsberg şöyle yazıyor: “Gördüğümüz tek baskıcı kuvvet, toplantının birkaç metre ötesinde, sokağa girecek arabaları engelleyen bir polisti. Muhalifler bize ileride daha fazla polis olduğunu belirttiler, ancak onları görmedik.”

Yani ortamdaki tek kolluk kuvveti, toplantının düzeni bozulmasın diye sokağın girişinde arabaları yan yola yönlendiren bir trafik polisi.

Ravsberg, oraya geldiklerinde insanların yabancı bir çift olan kendilerine merakla baktıklarını, ama kimsenin soru sormadığını, ters bakışlar atmadığını ya da saldırganca davranmadığını belirtiyor.

Seçimde iki aday var. Benítez ve, Ravsberg’in anlatımıyla, “halihazırdaki delege olan, Komünist Parti’nin adayı, yerel sağlık yönetiminin şefi bir kadın doktor.” Oysa herkes biliyor ki Küba’da Komünist Parti’nin aday göstermesi ya da bir adayı desteklemesi yasak, ama yine de diğer aday, “Komünist Parti’nin adayı” olarak tanıtılıyor.

Çünkü “şüpheci yabancı”, Küba’da her şeyin arkasında komünist partinin manipülasyonu olduğundan emin. Ancak, genelde Küba’ya dair yazan karşıdevrimcilerin yaptıkları üzere tablonun tamamına değil, tekil örneklere odaklanan muhabirimizin -muhtemelen bilmediği- rakamlar*, kendisini fena halde yalanlıyor: Havana şehrindeki 15 ilçede seçilen delegelerin yüzde 56’sı, Komünist Parti’nin üyesi bile değiller...

Konuşmalar yapılıyor, başkalarının aday gösterdiği kadın doktor ve Benítez dertlerini anlatıyorlar. Oylamaya geçiliyor, eller kaldırılıyor. Ravsberg’e göre “Komünist Parti adayına” 50 oy, Benítez’e ise 14 oy çıkıyor. 50 kişiyse çekimser kalıyor. (Bu bilgilerin dahi yanlış olduğu da sonradan açığa çıktı. Resmi sayıma göre kadın doktor Daysí Victores’e 71, Benítez’e ise 13 oy verilmiş.)

“Az değil, karşıdevrimci aday da rejim karşıtlığı propagandası yaparak oy kullanan 84 kişiden 13’ünün oyunu almış” diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. BBC’deki haberin ardından söz konusu mahalleye giderek olayı araştıran Kübalı gazeteci Arnold August’un konuştuğu, Benítez’e oy veren kişilerden bazıları, Benítez’in konuşması sırasında “Raúl Castro’dan alıntı yaptığını, Castro’nun değişim söylemini kullandığını, kendilerinin de buna kanarak oy verdiklerini” aktarıyorlar. Seçim günü orada olan başkaları da Benítez’in böyle konuştuğunu doğruluyor.

Yasadışı örgütün, hiçbir işte çalışmamasına rağmen gül gibi geçinen lideri, yasadışı bir seçim kampanyası yürütüyor, elini kolunu sallayarak, tamamen özgür bir seçim ortamında aday oluyor, yine de devrimi karşısına almak yerine Castro’nun sözlerinden alıntılar yaparak manipülasyon yoluna gidiyor, seçimi kaybediyor.

Buyrun size Küba diktatörlüğü ve bir rejim muhalifinin acı dolu hayatı...

[email protected]

* Küba'da karşıdevrim propagandacılarının "minimalizmi" üzerine not: Kübalı gazeteci Arnold August, sonradan BBC muhabiri Fernando Ravsberg'le buluşup görüşmüş. "Başka Kübalı gazetecilerden de duyduğum üzere, Ravsberg adadaki diğer yabancı gazeteciler kadar fena birisi değil" diyen August, Ravsberg'e 1 Mayıs'a katılıp katılmadığını, bunu haberleştirip haberleştirmediğini sormuş. Ravsberg 1 Mayıs'a katılmadığını söylemiş. "Neden?" diye sorunca, Ravsberg bu tarihin kendisi için geçerli bir haber konusu olmadığını, Venezuela gibi, dünyanın her tarafında zaten bir sürü 1 Mayıs kutlaması yapıldığını belirtmiş. Bahsettiğim minimalizm bu: 1 Mayıs'a katılan yüz binlerce Kübalı kadının iradesinde haber değeri dahi görmezken, tekil örnekler üzerinden rejimin "gerçek yüzünü deşifre etmek". İşin ilginci, Küba öyle bir ülke ki, yukarıda da anlatmaya çalıştığım üzere, bu "rejimin gerçek yüzünü deşifre etme" çabası sırasında dahi sahiden Küba demokrasisinin gerçek yüzünü ortaya koyuyorlar.