Bu bir rom yazısıdır

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR – KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Facundo Bacardí, Katalonya doğumlu bir şarap tüccarıydı. 1830’da Küba’ya göç etti. Şeker kamışının bolca üretildiği bu sömürge adasının başlıca içkisi romdu, ancak çok ucuza mal edilen bu içki, o dönemde avam bir içkiydi.

Şarap tüccarı Facundo, rom içkisinin üzerinde şarap üretiminde kullanılan bazı teknikleri uygulamaya başladı. Deneysel çalışmalarında kısa sürede başarılı oldu ve distile rom üretimine başladı. Küba’nın doğusundaki Santiago de Cuba şehrinde bir distilasyon fabrikası kurdu halen bu şehirde Bacardí’nin evinden dönüştürülmüş bir rom müzesini görmek mümkündür.

Facundo, adet olduğu üzere işlerini büyük oğlu Emilio’ya devretti. Emilio bir yandan işleri büyütüyor, ancak öbür yandan da adanın bağımsızlığı için verilen savaşlara el altından destek veriyordu. Küba’nın İspanya’dan bağımsızlık mücadelesinde Emilio gibi Küba’da doğmuş İspanyol göçmenlerin çocuklarından oluşan kreoller, mücadeleye destek veren temel toplumsal gruptu. Özellikle 1895-1898 savaşı sırasında Emilio defalarca tutuklandı.

Kübalı savaşçılar İspanyol ordusunu dize getirmek üzereyken ABD’nin müdahalesiyle sonlanan savaşın ardından ada ABD’nin yeni-sömürge ülkesi haline geldiğinde, Emilio ABD pazarına açıldı. “Küba’ya gelin ve Bacardí romunda yüzün” sloganıyla Amerikalılar’ı adaya gelmeye davet ediyordu.

Bacardí ailesi, İspanyollar’dan kurtulmuşken ABD sorunu başlamış olan Küba’nın bağımsızlık mücadelesinde büyük önem taşıyordu. Emilio’nun ve eşinin bağımsızlık mücadelesine bağlılığı hep sürdü. Şirket 1920’lerde Küba üretimi bir birayı piyasaya sürerken, bu biraya Küba’nın ilk bağımsızlık savaşçısı olan, Kolomb’un adada ilk ayak bastığı yerde kurulmuş Baracoa’daki müzede izleri sürülebilecek bir mücadele vererek İspanyollar’ın canını oldukça sıkan Hatuey’in ismini verdi.

Ancak elbette bu büyük aile şirketinin “vatanı”, giderek Küba’dan çok ABD oluyordu. Emilio’nun çocukları başlarda Fidel Castro’nun 26 Temmuz hareketini desteklediler. Ancak bu destek, aslında CIA adına verilen bir destekti. Haliyle CIA, 26 Temmuz hareketini etkisi altına alamayınca, Bacardí ailesinin işlevi de azaldı. Devrimin ardından aile ABD’ye kaçtı, ülkedeki varlıkları ise kamulaştırıldı.

Bacardí ailesinin fertleri, CIA’yla işbirliği içinde ABD’de karşı-devrimci faaliyetlerde önemli pay sahibi oldular. Karşı-devrimci çetelere Küba petrol rafinerilerini bombalamak üzere B-26 bombardıman uçakları almaktan, Fidel’e karşı suikast girişimlerinde bulunmaya her türlü terörist faaliyetin içinde yer aldılar.

Rom, elbette Küba’da gündelik yaşamda en fazla tüketilen içki olmayı sürdürüyor. Hâlâ ucuza ve kolay üretiliyor rom. Hemen her mahallede kaçak rom üretip bir buçuk litrelik şişeleri 1 liraya dolduran evler bulmak mümkün: temel öğrenci içkisi.

Ülkenin başlıca rom markası Havana Club. Birçok başka marka da bulmak mümkün, ancak Havana Club ayrıca sosyalist Küba’nın yurtdışında Bacardí’yle yarışan markası. Özellikle 1990’larda başarılı bir ticari stratejiyle Havana Club, başta Avrupa’da Bacardí’yi zorlamaya başlamış, bu durum karşısında Bacardí, uzun süredir unuttuğu “Kübalı köklerini” ticari bir taktik olarak daha fazla vurgulamaya başlamıştı. Örneğin tüm Latin Amerika’da cuba libre (özgür Küba) olarak bilinen rom-kola kokteylini Bacardí rum and coke ismiyle satıyordu, ancak 1998’de içkinin satış ismini cuba libre olarak değiştirdi. Ancak sorun şuydu ki, Bacardí’nin bu reklam ve satış taktikleri, tüketiciyi haksız yere ürünün Küba’da üretildiği izlenimine sürüklediği için birçok ülkede yasaklanıyordu.

Ancak bir yerde, şirket Küba’ya karşı istediği adımı atmakta özgürdü: ABD. 2006’da işi abarttılar. Havana Club ismiyle rom üretip ABD’de satmaya başladılar. Küba devletine ait Havana Club şirketinin yurtdışı pazarlamasını yapan Fransız Pernod Ricard şirketi, ABD’de Bacardí’ye karşı dava açtı. 7 Nisan’da dava sonuçlandı, ve Bacardí’nin bu isimle ABD’de satış yapmaya hakkı olduğuna karar verildi!

Bunda elbette temel pay, 50 senedir süren ablukanın. 1996’da Clinton yönetimi Helms-Burton yasasıyla ablukayı sertleştirirken, yasanın yazılmasına Bacardí şirketinin avukatları da katkıda bulunmuşlardı.

Bu karşı-devrimci şirket, şimdi Küba’ya karşı siyasi nedenlerle çıkardıkları korkunç abluka yasası sayesinde büyük paralar kazanıyor.

Velhasıl, tavsiyeyle bitirelim: Bacardí içmeyin. Havana Club sorun, önerin.

Bu bir rom yazısıydı.

Ancak, bu bir emperyalizm hikayesidir.

[email protected]