Yıldızlara ulaşamıyor muyuz?

Yazının görsel destekli haline buradan ulaşabilirsiniz.

Yıldızlara ulaşamıyor muyuz? Nedeni sadece uzaklıklar mı? Peki ya ışık kirliliği?

Zaman ilerledikçe teknolojiyi daha fazla ve gereksizce kullanıyoruz. Teknolojiyi kullanırken amacımızın dışına çıktıkça, yararından çok zararını görmeye başlıyoruz. Teknoloji sayesinde yeni teleskoplar, takip sistemleri, görüntüleme sistemleri geliştiriyoruz ancak, gereksizce kullanılan aydınlatmalar nedeniyle bu geliştirdiğimiz yeni cihazları kullanmakta zorlanıyoruz.

Gökyüzü İstanbul'dan, Ankara'dan, İzmir'den ya da birçok büyük şehrin merkezinden bakıldığında yıldızlar tarafından terkedilmiş gibi görünse de, karanlık bir köy yolunda ya da dağ başına çıktığımızda yıldızların ne kadar çok olduğunu ve bize ne kadar yakın olduklarını görebiliriz. Peki yıldızlar neden şehir merkezlerinde bizden gizleniyorlar?

Bizim yanlış seçimlerimiz yıldızların küçük parlaklıklarını aydınlığa gömüyor. Şehir merkezlerindeki düzensiz ve amacının dışında kullanılan aydınlatmalar nedeniyle zaman zaman popüler gökyüzü gözlemleri yapmak bile zorlaşıyor. Gözlem yaparken kullanılan teleskop ya da dürbünün çapı ne kadar büyük olursa olsun, ışık kirliğinin gökyüzünde oluşturduğu aydınlık fon, gözlemek istediğimiz gök cisimlerinin yeterince detaylı görünmesini engelliyor. Çünkü ayna ya da mercek çapının büyümesi sadece ışığın daha fazla toplanmasını (bir bardağa ve bir kovaya dolan yağmur damlaları gibi) sağlar ve gökyüzüne karışan bütün aydınlatmaların ışıkları da teleskobunuzun aynasında toplanarak kirli bir gökyüzü görüntüsü verir.

Özellikle tarihi binaların, surların, yeni yapılan gökdelenlerin aydınlatmalarının yukarıdan aşağı değil, olması gerekenin tersine aşağıdan yukarıya yapılması büyük bir yanlıştır. İstenen şey binanın ya da yapının aydınlatılmasıyken, yanlış yapılan aydınlatma sonucunda gökyüzü de aydınlatılır. Ya da sokak lambalarının etrafında bir koruyucu kafes olmaması nedeniyle lambadan çıkan ışık yerden çok gökyüzünü aydınlatır.

5 Eylül 1997 yılında açılışı yapılan Türkiye Ulusal Gözlemevi (TUG), gözlem, yaşam ve ulaşım koşulları en iyi yer olarak seçilen Bakırlıtepe'de (Antalya) kuruldu. Antalya'nın merkezinden uzakta bulunan Bakırlıtepe'nin o zamanki şartlarda ışık kirliliğinden etkilenmemesi, gözlemevinin burada kurulmasında oldukça etkili olmuştur. Ancak 2000'li yıllarda her geçen gün büyüyen Antalya'nın ışıkları bugünlerde Türkiye'nin devamlı çalışan teleskoplarının olduğu bölgeye kadar ulaşmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar, Antalya'nın ışıklarının artmasıyla zorlaşacak ve belki de bir gün tamamen bitecektir.

Gökyüzünün aydınlatılmasının kimseye bir yararı yok, hatta astronomlara ve amatör gökbilimcilere zararı varken, bilinçsizce yapılan aydınlatmalar hem enerji israfı hem de kirli bir gökyüzü yaratır. Bu durumu engellemeye belki de evlerimizde yanan gereksiz lambalardan başlamalıyız. Hem enerji tasarrufu, hem de gökbilimciler için temiz, karanlık bir gökyüzü yaratmalıyız. Ancak o zaman evrenin gizlerini keşfetmek için daha iyi şartlar sağlanmış olur.

Mayıs ayı gökyüzü misafirlerimiz

Mayıs ayı başında da gökyüzü Jüpiter, Mars ve Satürn'e ev sahipliği yapacak. Ayın ilk gününde Ay, batı ufkunda çok kısa süreli gözlenebilecek ince bir hilal şeklinde olacak. Havanın kararmasıyla gökyüzünde tepe noktamıza yakın bölgede bulunan Jüpiter, gece yarısından sonra 01:30 civarında ufkun altına geçecek. Jüpiter'i takip eden Mars ve gökyüzü karardığında doğu ufkundan yükselmeye başlayan Satürn ise sabaha karşı gökyüzünü terk etmeye başlayacak. Sabaha karşı 04:30 civarında doğu ufkundan yükselen Venüs birkaç saat görünür olurken, Merkür Güneş'e yakınlığından dolayı gözlenemeyecek.

Ay ortasında ise Merkür Güneş'ten bir miktar uzaklaşmış olacak ve bu nedenle Güneş ufkun altına indikten sonra çok kısa bir süre görülebilir olacak. Bu sırada Ay doğu ufkunda dolunaya yakın bir evredeyken görülmeye başlayacak ve bütün gece boyunca gökyüzünde gezinecek. Jüpiter ay başına göre yaklaşık bir saat daha erken batacak. Jüpiter'i, 03:20'de batan Mars ve 05:20 civarında batan Satürn takip edecek. Bu tarihte Venüs ve Uranüs birbirine çok yakın konumlarda olacaklar ancak, Doğu ufkunda doğmakta olan Güneş nedeniyle uzun süre gözlenemeyecekler.

Ay sonunda ise yine ince bir hilal evresinde olan Ay, çok kısa bir süre gözlenebilecektir. Ay'a çok yakın olan Merkür de Güneş'in batışından kısa süre sonra ufkun altına geçecek. Ay sonunda ise Jüpiter 22:30 civarında batacak. Mars ve Satürn de birer saat erken batarken, Venüs de daha erken (4:00) yükselerek bir buçuk saat kadar gözlenebilecek.

Bunların yanı sıra Mayıs ayı başında (5-6 Mayıs) gökyüzümüz Eta Aquarid (Eta Kova) meteor yağmuru ile parıldayacak. 5-6 Mayıs gece yarısından sonra saatte 60 meteorla gözlenecek bu meteor yağmurunu kaliteli bir şekilde gözleyebilmek için karanlık bir bölgede olmanız gerekir.

Gökyüzünüz açık olsun... :)