Yerasimos, Actes Sud, Bilici ve “Ahmet Hamdi Tanpınar”

İlk başta yazımıza Ahmet Hamdi Tanpınar ve “Histoire de la Littérature Turque du XIXe Siècle / XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi” başlığı atmayı düşünmüştük. Ancak bu başeser ve öncekileri Fransızcaya kazandıran süreci başlatan kişiliği ve yayınevini anmadan geçemezdik.


Stefanos Yerasimos

19 Temmuz 2005’te yitirdiğimiz mimar, tarihçi, sosyal ve siyaset bilimci bilge insan Stefanos Yerasimos (1) “Ortalama bir Avrupalı, bir Osmanlı-Türk Edebiyatı’nın varlığını pek tahayyül edemez, aydın geçineniyse olabileceğine pek inanmaz”, derdi. 30’lu yıllardan beri broşürümsü bir iki Yunus Emre çevirisiyle yetinmiş Türk yetkililerin bilinç ve tercih düzeyi de zaten belliydi. Yerasimos Batı’nın en “Oryantalist” ülkelerinden Fransa’nın dahi bu konuda ne denli bilgisiz ve ilgisiz olduğunu uzun yıllardır anlatırdı. Normal akademik faaliyetlerinin yanı sıra Osmanlı edebiyatı üzerine de çalışan değerli bilim insanı sebatlı mücadelesinin ilk ürünlerini 1998’de aldı. Daha doğrusu çağdaş Türkiye ve Türk kültürü aldı, yararlandı. Nankör ülkemizin Rum kökenli vefalı evlâdı Stefanos Yerasimos, bazıları halen tozlu arşivlerde bekleyen atıl zenginlikleri gün ışığına çıkartmaya, daha da ötesi zaman zaman kasıtlı (!) cahilliğini sürdürmekte ısrarlı Fransız ve dünya kamuoyuna Türk toplum ve tarihine farklı açılardan da yaklaşılabileceğini göstermeğe başladı.

Bu noktada Fransa’da her anlamda alternatif bir yayıncılığın simgesi haline gelen bir yayınevi ve bir sorumlusunun belirleyici varlıklarını da kısaca hatırlatmakta yarar var. Bugün Fransa’da yayıncılığın merkezi Paris ile göbek bağını kesmeyi başarmış bir tek büyük yayınevi varsa, o da Güney Fransa’nın Arles kasabasından bugün bile vazgeçmeyen Actes Sud (2-3) yayınlarıdır. Kaliteli ve yaratıcı yayın politikası, özgün dizileri, öncü ve cesur seçkileriyle Parisli tekelci devler arasında ayakta kalmasını bilmiş, anlamlı ve onurlu mücadelesiyle hiçbir grubun ne dağıtım, ne basım ağına takılmadan yaşayabilmiş bir taşra yayıncısı ayrı bir yazının konusudur. Bağımsızlığını titizlikle koruyan Actes Sud’ün önemli parçalarından biri, Sindbad’ın kurucusu ve yöneticisi, 19. yy Osmanlı kökenli, 1944 Şam doğumlu Farouk Mardam Bey’in Stefanos Yerasimos’la olan dostluğu ve işbirliği Actes Sud/Sindbad bünyesinde o tarihe kadar benzeri olmayan “La Bibliothèque Turque/ Türk Kitaplığı” isimli bir dizinin doğmasını sağlayacaktı.

“Türk Kitaplığı”
Stefanos’un geceli gündüzlü döktüğü ter ve göznuru sayesinde Osmanlı Edebiyatı’ndan ilk iki örnek, eşzamanlı biçimde 1998 Haziranı’nda piyasaya çıktı. Moralı Seyit Ali Efendi ve Seyit Abdürrahim Muhib Efendi’nin (ilk Osmanlı sefirleri) anılarından hareketle hazırlanmış “Deux Ottomans à Paris sous le Directoire et l’Empire/ Direktuvar ve İmparatorluk Döneminde Paris’te İki Osmanlı – Elçilik İlişkileri”ni Osmanlıca’dan çevirip, yayına hazırlayan dizinin de resmi editörü Yerasimos’tu. Diğer kitap ise ‘kâfir’lere esir düşen Osmanlı sipahisi Temeşvarlı Osman Ağa’nın “Prisonnier des Infidèles/ İmansızların Esiri – Habsburg İmparatorluğu’nda Bir Osmanlı Askeri” başlıklı bir başka anı kitabıydı. Bu kitabı Osmanlıcadan çevirip yayına hazırlayan ise genç bir tarihçi Frédéric Hitzel’di. Yayımcı -haklı olarak- çok sınırlı bir kitleye hitap ettiğine inandığı kitaplardan 1500 adet basmış ve iki yıl, yılda iki kitap ritmi ve kaydıyla belli bir riski göze almıştı. Asgari satış sağlanırsa, yani ilk 4 kitap en azından 1000 adet sattığı takdirde dizi devam edecekti. Editör başta 4 yıla yayılan 8 kitaplık bir program planlamıştı.

Yerasimos bir yıl sonra 1999 Mayısı’nda iki kitabı daha hazır etmişti. Türkiye’de Ali Ufki Bey adıyla tanınan Polonya asıllı müzisyen Albertus Bobovius’un (Wojciech Bobowski) 17. yy anıları “Topkapı – Relation du Sérail du Grand Seigneur/ Saray Haşmetli İlişkisi” isimli eserin hazırlanmasında Yerasimos’a arşivci ve paleograf Annie Berthier eşlik etmişti. Ünlü Osmanlı tarihi uzmanı Fransız araştırmacı Jean-Louis Bacqué-Grammont ise 16. yy Osmanlı Kaptan-ı Deryası Seydi Ali Reis’in gezi notlarından derlediklerini “Le Miroir des Pays/ Ülkeler Aynası –Bir Osmanlının Hindistan ve Orta Asya Seferi” başlıklı bir başka çalışmada sunmuştu.

Yerasimos’un sağlı sollu ve tek başına çabalarına rağmen Türk Kitaplığı dizisinde yeterli satışın olmaması nedeniyle 2000’de ancak tek kitap çıkabildi. INALCO, Ulusal Doğu Dil ve Uygarlıkları Enstitüsü profesörlerinden, araştırmacı tarihçi Faruk Bilici’nin Osmanlıca’dan çevirip yayına hazırladığı Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinden derlenmiş savaş hikâyeleri “La Guerre des Turcs/ Türklerin Savaşı” basıldı. Aynı durumu 2001’de de yaşadık. Bu kez bizzat Stefanos Yerasimos’un yayına hazırladığı Lâtifi’nin 1520’lerde yazdığı “Eloge d’İstanbul/ İstanbul Övgüsü” ve aşağı yukarı aynı dönemde kimin kaleme aldığı bilinmeyen, bu kez İstanbul’u, özellikle de askerler ve dinci şürekâyı şiddetle eleştiren “Traité de l’Invective/ Sövgü Kitabı” tek cilt olarak yayınlandı. Yerasimos’un sorumluluğunda çıkacak Türk Kitaplığı dizisinin en ilginç çalışmalarından son eser, 7nci kitap için 3 sene beklemek gerekecekti. Bu kez iki başka Osmanlı ve Türkiye tarihi uzmanı, François Georgeon ve Işık Tamdoğan-Abel’in hazırladıkları özgün bir gezi notları kitabı, Batı Sibirya kökenli 19. yy bir âlim Abdürreşit İbrahim’in “Un Tatar au Japon/ Japonya’da Bir Tatar – Asya’ya Seyahat 1908-1910” ancak 2004’te meraklı okura kavuşacaktı.

Bilici, Tanpınar ve “Türk Edebiyatı Tarihi”
Stefanos Yerasimos’u 2005’te beklenmedik biçimde kaybedince, zaten değeri bir türlü anlaşaılamayan böylesine önemli ve tarihi bir dizinin geleceğinden umudu kesmiştik ki, imdada, açılan uzman ve öğretim üyesi boşluklarını olağanüstü bir özveri ve cesaretle doldurmaya çalışan INALCO profesörlerinden araştırmacı ve tarihçi Faruk Bilici (1948) yetişti. Bilici yalnızca Türk Kitaplığı dizisinin sorumluluğunu üstlenmekle kalmadı, çıkmış ve/veya çıkacak araştırma ve yayınlar etrafında tanıtıcı, eğitici faaliyetler yarattı. Son yıllarda siyasi, akademik ve bilimsel olduğu kadar genel kamuoyunda da Türkiye, Türkler ve Türkçeye artan ilgi Bilici ve arkadaşlarının işini kolaylaştırmasa da, gösterilen çabaları teşvik etti, özgüvenin artmasını sağladı.

Dizide ilk kez daha çağdaş bir yazarın 20. Yüzyılın önemli kalemlerinden Necati Cumalı’nın (1921-2001) “Macédoine 1900/ Makedonya 1900” isimli gerçek tanıklıklara dayanan hikâyelerine yer verildi. 2007’de Bilici’nin çevirisiyle çıkan eserde Cumalı Osmanlı İmparatorluğu son acılı yıllarında Balkanlardaki parçalanmaları anlatıyordu. Yine 3 yıllık arayla, 2010’da yayınlanacak yeni çalışma “Un Ottoman en Orient/ Doğu’da Bir Osmanlı – Osman Hamdi Bey Irak’ta, 1869-1871” başlığını taşıyordu. Osman Hamdi Bey, Rudolf Lindau, Marie de Launay metinlerini çeviren, düzenleyen ve önsözü yazan da Edhem Eldem’di. Kitaba eklenen Osman Hamdi Bey’in tercümanlığını yapmış Rudolf Lindau’nun anılarını da Almanca’dan Rana Eldem çevirmişti.

Ahmet Hamdi Tanpınar

Faruk Bilici’nin uzun yıllardır büyük bir emek vererek hazırladığı, mali kaynaklar bir yanda, tanıtım faaliyetleri öte yanda gerçekten çileli bir sürecin sonucunda gerçekleştirdiği Ahmet Hamdi Tanpınar’ın (1901-1962) 890 sayfalık dev incelemesi “Histoire de la Littérature Turque du XIXe Siècle / XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi” başlıklı eseri geçtiğimiz Ocak ayında Actes Sud yayınlarının Türk Kitaplığı dizisinden Fransızca olarak çıktı. Modern Türk Edebiyatı’nın kurucularından Tanpınar’ın çalışması, alanında ilk ciddi ve bugün bile en önemli başvuru kaynağı, ölçüt kitap kabul edilmektedir. Tanpınar’ın daha önce farklı bir dizide “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” ve “Yaz Yağmuru” başlıklı roman ve hikâye kitaplarını da yayınlayan Actes Sud, bu temel eserle bir ilke de imza atmış oluyordu. Bildiğimiz kadarıyla ilk kez bir Batı diline çevrilen bu referans incelemeyi Fransızcaya kazandıranlar Bilici’nin yanı sıra Catherine Erika, Ferda Fidan ve Gül Mete-Yuva.

Uzunca bir girişten sonra 12 bölümden oluşan eser Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılılaşma Hareketleri’nin tanıtımıyla başlayıp, 19. Yüzyılın ilk yarısında Türk Edebiyatı, Tanzimat yılları, üç yenilikçi yazar Ahmet Cevdet Paşa, Münif Paşa, Şinasi ile devam ediyor. Diğer ana bölümlerde Jön Türkler,” Şinasi sonrası doğan edebiyat türleri”, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Midhat Efendi, Recâizâde Mahmut Ekrem Bey, Abdülhak Hâmid Tarhan tek tek işlenmişler. Son bölümde “Eski ve Yeni Arasında Muallim Nâci Efendi”yi de ele alan Tanpınar bu eseriyle hem eşsiz bir kaynak yaratıyordu, hem de son iki-üç yüzyıllık Osmanlı edebiyat ve kültür dünyasına benzersiz eleştirel bir bakış getiriyordu. 1942-46 yılları arasında milletvekili olarak kısa bir süre siyasete de soyunan bu büyük kültür insanı mezartaşında da yazdığı gibi “Ne içindeydi zamanın/ Ne de büsbütün dışında...”ydı.

Paris – 18 Şubat 2012 / [email protected]


(1) Stefanos Yerasimos (1942-İstanbul/ 2005-Paris) –
“‘Bilge Stefan’ı yitirdik” – Cumhuriyet / 24 Temmuz 2005, s.10
(2) “Güneyin yenilmez azmi ya da Actes Sud” – Cumhuriyet / 14 Kasım 2004, s.10
(3) (http://www.actes-sud.fr/)