Siyasi karizma

CHP hakkında yazmayı hiç istemiyorum. Ama olmuyor malzeme bol. “Halk adamı”, “karizmatik lider”, “partide 1-2 elitist kaldı”... Buradan ne anlıyoruz. Bu kavram kümesiyle yapılan analizlerin sonucu “sahillerin partisi olmaktan çıkmalıyız” şeklinde klişeler üretmek olabilir ancak.
Çık bakalım. Zinhar yanılmayasın: Köylülüğün “değerlerine” saygılı olasın. Olasın ki hızla 13. Yüzyıla gerileyelim. Hem zaten mevcut durum hala fazla “modern”, pek bir “elitist” olmuyor böyle. Yalnız, dikkat et: Bu kavramsızlıkla, bu ufuksuzlukla gelecek sefere sahilleri de, örneğin İzmir, kaptırmayasın. Malum, iskan politikası-demografik gerçekler-dar bölge hazırlıkları gelecekte neyin amaçlandığını gösteriyor.
Gelelim siyasi karizmaya. Gazeteci jargonunda, karizmatik lider kitleleri peşinden sürükleyen, onları mıknatıs gibi çeken, esin veren dinamik bir kişiliktir. Ama plebisit yoluyla yönetmeye kalkan bir demagog olarak da görmek mümkün ve bu durumda siyasi karizma demokrasiyle karşı karşıya kurgulanabilir. Buna “olgun Weber” diyelim. Bu nitelemeye siyasi karizmanın irrasyonel bir yanı olduğunu da ekleyebiliriz. “Genç Weber” gibi bakarsak geleneksel yasal-rasyonel otoriteden farklı tipte bir siyasi güce karizmatik denebilir.Peki bu karizma istenir bir şey mi? “Olağanüstü”, “doğa üstü”, “insan üstü”, “istisnai” gibi sıfatlar da eklenebilir. Nihayetinde kavramın kökünde teoloji var zaten.
Peki, Rivista italiana di scienza politica’da, Aralık 2012, Takis Pappas’ın izinden gidelim. Olağanüstü veya karizmatik lider kişisel biçimde yönetir ve radikal amaçları vardır. Ölçülebilir kriterler olarak: (i) bir kitle partisini mutlak ve merkezi bir kişisel otoriteyle yönetir (ii) lider muazzam ve anında yığınlara geçen bir elektrik-duygu akımı yayar ve bu akım derin sosyal bölünmelere yol açabilir (iii) partiyle/yığınlarla arasındaki ilişki tartışmasız bir delegasyon –her şey lidere delege edilmiştir, o temsil eder, tartışmaz, yığınlar adına karar verir- ve misyon ilişkisidir. Siyasi karizma misyona yöneliktir.
Karizmatik lider radikaldir ve mevcut siyasi rejimi sürdürmeyi amaçlamaz. Onu değiştirmeyi amaçlar. Lidere “karizmatik” diyorsanız, radikal olduğunu ve bir tür ütopya veya distopya vaaz etme yoluyla rejimi değiştirmeyi amaçladığını da söylemeniz gerekir. Karizmatik lider reformist olmaz. İşin köküne yönelir.
Gelelim demokrasiyle ilişkisine. Demokraside “siyasi karizma” taşınabilir mi? Bu bir övgü müdür? Liderin takipçisi değilseniz “karizmatik” terimini övgü anlamında kullanabilir misiniz? Bence kullanmamak gerekiyor. Sosyal demokrat veya sol veya sadece demokrat bir kitle partisinde karizmatik lider olamayacağını da eklemek lazım. Beğenilen bir hatip olmak, ya da başarılı bir yazar olmak, veya bir teorisyen olmak –hatta hepsi bir arada olsun- kimseyi “karizmatik” yapmaz.
Bu izlekten çıkabiliriz. Çıkarsak ‘Siyasi Karizma/Bonapartizm/Sezarizm’ gibi bir başka yolda ilerleyebiliriz. Daha verimli olacağı kesin. Siyasi akıl için netlik şart.